2.Bölüm

32 12 46
                                        

"DUR!!!" diye bağırdım birden. Acele ile ayağa kalktım. Hayır! Başka birinin canı alınmalıydı. Bu teyze cennete mi girecekti? İzin vermem!

Adam bile hafifçe gözlerini açtı. Bana bakarken yine mırıldandı.
"Anne..." Ameliyathaneye bir daha baktım. Oysa Azrail içeri girmişti bile... Hızla ilerledim. İçeri girecekken birden bir hemşire beni durdurdu.

" İçeri giremezsiniz." dedi.

" Ölecek! O kadın ölecek!" diye bağırdım.

" Sakin olun. Herşey kontrolümüz altında."

" Hayır! Hayır, değil!"

Bağırıyordum fakat beni dinleyen kimse yoktu. Hemşire beni oturtup sakinleştiriciyi basacakken birden bir ses geldi.

" İçerdeki hastanın yakını kim?"

Kafamı çevirdim. Ameliyat odasının önünde duran doktor hemşireye bakıyordu. Doktorun suratına baktım. Beti benzi atmıştı, korku ve endişe dolu bir şekilde bize bakıyordu. Hemşire kenarda oturan , sarhoş gibi adamı gösterdi. Adama döndüm. Masumca etrafına bakıyordu. İkide bir 'annem' diye inliyordu. Doktorun içi acımış olacak ki daha acı dolu baktı adama.

" Neden sakinleştirici verdiniz ki?!" diye tısladı doktor.

" Sıkıntı çıkarıyordu." dedi hemşire.

Doktor diz çöktü. Acıyarak adama bakarken adam da ona bakıyordu. Bu sahneye dayanabilecegimi sanmıyordum. Yoğun Bakıma baktım. İçerden hala bir çıkan yoktu. Sonra tekrardan adama baktım .

" Efendim ? Anneniz malesef..." dedi doktor ve devamını getiremedi.

Adama sakinleştiricinin etkisi ile gülümsedi ve konuştu,"Çok iyi değil mi?"

"Hayır...başınız sağolsun. Anneniz vefat etti." dedi doktor.

Adamın suratı birden düştü. Yavaş yavaş öfke dolu bir hale döndü. Sonra daha farklı bir hale...Ağlayacak gibi oldu. Annem , diye fısıldadı yine. Ağlamaya başladı. Öfkeyle ağlamaya başladı. Yapabilecek hiçbirşeyi yoktu. Doktoru dövemezdi , hali yoktu. Ayağa kalktım. Sinirle solumaya başlamıştım.

" Sizin suçunuz! O kadın.." devamını getiremedim. Doktora ne diyecektim? 'Azrail'i içeri alan amıklar sizsiniz!' mi?! Hiç sanmıyorum.

" Bakın biz elimizden geleni yaptık. Kurtaramadık." dediğinde daha fazla sinirlendim.

Belkide şuanda doktoru öldürebilirdim. Bunu yapabilirdim. Hapse de girmezdim. Ne de olsa polis memuru gibi birşey dım. Birini öldürsem sadece ceza alırdım. Ancak koridorun diğer yarısından gelen sert adımlı ayak sesleri yüzü den sakin olma gereği duydum. Polisler geliyorlardı.Biri bana şaşkınlıkla bakarken ben ise onun burada olmasına lanet ettim.

" Nazlı? Senin burada ne işin var?" dedi Sayın Polis Görkem. Diğer polislerde bana bakıyordu.

" Abim yoğun bakımda. Siz ne için geldiniz?" dedim ruhsuzca.

Şaşkınlıkla ağzımı açıldı. " Ben çok üzüldüm. İyi değil mi?"

" Evet , iyi de...Ne için geldiniz?"

Görkem önce doktora , sonra da ağlayan adama baktı. Bende ayağa kalkarken yanlarına gittiler. Aralarından Bekir konuştu, " Eflah Sarpın , siz misiniz?"

Adam ağlayarak cevap verdi."Evet...Evet benim."

" İfadenizi alacaktık. Annenize saldıran kişi için."

" Annem...öldü...Öldürdüler..." dedi adam.

" Şuanda sakinleştiricinin etkisinde Bekir. Size birşey anlatamaz." dedim.

ŞARAP ATLISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin