Uzun bir zamandan sonra geri geldim Şaerrolarım. Kötü okumalar!
Ayaklarımın boşlukta sallandığını anladığım zaman artık ölümün adımlarını atıyordum. Ölüm adımları demek böyleymiş , nefes almadan boşlukta yürümek...Adam sırıtarak beni öldürürken birden arkasında dumanlar oluşmaya başladı. Neler olduğunu anlaymıyordum. Görkem neden şaşkınlıkla öyle duruyordu? Timur ise birşeyler anlamaya çalışırken bir ıslşık çaldı. Harika şimdi korumaları da gelicekti. İri yarı o aptal korumlaraını ölmeden önce görmek ne mükemmel olucaktı.
' Ölmeden önce beni görmen daha mükemmel olucak.'
Adam bana sırıtarak bakarken duyduğum bu fısıltının sahibinin o olduğuna yemin edebilirdim. Ama dudaklarını oynatmıyordu. Tam bu sırada arkasında oluşan dumanlar bir insan silüetini oluşturdu. Bedeni tam olarak dumanla kaplıydı ve insan şeklindeydi.
'Onu bırak.' diye farklı bir sesin fısıltısını duydum.
' Demek konuşmayı da öğrendin. Asla.'
' Onu bırakmazsan oyunun biter. Bitirmesini bilirim. '
' Lanet olası pislik.'
Adam birden beni sinirle yere fırlattı. Birden nefes alamadığımı hissettim. Gerçekten artık nefes alamıyordum. Başıma onca koruma ve Timur toplanırken Görkem in kovulması gerektiğini düşündüm. Çünkü belkide şuanda bir gangastar benim geri dönüşü olmayan hayatımı kurtarmaya çalışıyordu.
Herşey kararırken aydınlık olucağını düşündüğüm şeyin içine girdim. Aslında orası hiç aydınlık değildi ve bir insan silüeti vardı.
* * *
Lanet olası kadın herşeye o kadar yaklaşmıştı ki...Kimsenin çözemeyeceği yapbozun parçalarını benim bir anlık öfkemden yararlanarak çözüyordu. Ama benim işim daha bitmemişti. Ben bitti demeden hiçbirşey bitmeyecekti.
O Timur denen herifi öldürmem gerektiğini başından bilmeliydim. Neden birşey anlatacağını düşünmemiştim ki?! Lanet olsun! Sinirle tahta barakadaki plastik sandalyelerden birini devirdim. Burası rutubet gibi kokuyordu. Zaten kardeşim bok içinde yaşarken anca millete iyilik etsin. Nefret ediyorum , tiksiniyorum o adamdan. Ama bir konuda haklıydı. Eğer Nazlı yı öldürürsem en sevdiğim bu oyun sonsuza kadar bitecekti. Tek birşey dışında...
Kimse benim bedenimin nerede olduğunu bilmiyordu...
Eğer bedenim yoksa ne beni tutuklayabilirlerdi ne de başka birşey yapabilirlerdi. Nazlı nın bizi hala nasıl görebildiğini anlamaya çalışıyordum. Ama hiçbir mantıklı açıklama göremiyordum. Ve bunu salak kardeşime sormaya meraklı değildim. Şimdi size herşeyi yavaşça açıklayacağım.
Benim ismim yok , kardeşimin ise sahte bir ismi var.
Ben ona genelde bok herif diyorum ama siz Jasper diyebilirsiniz.
Salak kendine ingiliz ismi koyunca kendini bir bok sanıyor.
Jasper denen bok herif benim 'abim' olur.
İkimizde birbirimizden zıt işlerde çalışıyorduk.
O insanlara iyilik eden bir Yardım Tanrısı
Ben ise insanları birbirine aşık edip birini ortadan kaldıran Antiaşk Tanrısı gibi birşeyim.
Tanrı kelimesi kulağa ne kadar hoş gelmesede siz bok kafaların anlayabilmesi için böyle ifade etmeliyim.
Bizler bu işlerde çalışırken hiçbir zaman aynı insan kitlesine odaklanmayız.
Ama birgün işlerimiz çakıştı.
Ben sanırım Cenk denen Nazlı nın abisini öldürecekken 'bok herif' gitti ve doktora yardım etti.
Diline karşılık hayatı ve benim işime bulaşmanın bedeli olarak canını daha sonralarda alacağım Didem Çarmıha yı öldürdüm.
Eceli gelmişti zaten toprak kokulu sürtüğün...
İşte herşey böyle başladı.
Nazlı herşeyi üstüne aldı ve sonradan bizi görmeye başladı.
Lanet kadın Azraili bile görüyor ve ben hala nasıl gördüğüne dair kafayı üşüteceğim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARAP ATLISI
FantasíaNe aşkla dolu, ne de kanlı sonlu. Tek bir kitap , tek bir kalp olmuştu. Siyah atlı prensinden umudu kesen kız, bir şaraba aşık olmuştu. Şarap ona istediği herşeyi vermişti. Ancak ay da bu aşka dahil olmuştu. 3 kişi birbirine aşık olur muydu? Bir ka...