12.Bölüm

13 4 0
                                    

Canımın artık hiç yanmadığını hissediyordum. Kendimi yavru bir kuş kadar hafif bir çita kadar enerjik hissediyordum. Ruhsuz beni basket topu gibi sektirerek yere attıktan sonra bayılmıştım. Canımın ölesi derece acıması gerekirdi. Neden acımadı? Yoksa...Öldüm mü?!

Hayır!!!

Gözlerimi açabildiğimi anladığımda hemen açtım. Jasper ın yatağındaydık. Tavandan anlamıştım. Yanımda bir sandalye de oturan Jasper vardı. Ağlıyacak gibi görünüyordu. Gözlerimi açtığımı gördüğünde hemen elime uzandı.

" Nazlı , ben yakalayamadım. Gerçekten çok üzgünüm. Affet beni ne olur?!! " dedi gözlerinden bir yaş akarak. Sesi sanki vazoyu kıran bir çocuğun annesine durum anlatması gibi çıkıyordu.

Neler olduğunu anlayamıyordum. Yavaşça oturur pozisyona gelirken sadece ona bakıyordum. Gözlerinden yaşlar o kadar hızlı akıyordu ki normal bir insan bu kadar hızlı ağlıyamazdı.   " Ne oldu Jasper? Söylesene. "

" Ruhsuz...yani kardeşim seni yere o kadar sert attı ki...sen...sen artık..."

Sinirlenmeye başlamıştım ,  " Söyler misin artık!! "  Dediğim gibi ağlayan insanlara pek tahammül edemiyordum.

Ve birden ,   " Bedenin işle ruhun ayrıldı , Nazlı. "  dedi.

Ne dediğini anlayamamıştım. Bedenim ile ruhum ölünce ayrılırdı. Ama ben ölmemiştim. Ne olmuştu o zaman bana?! Bedenim neredeydi benim?! Nasıl yani o zaman...ben şuanda...Ben şuanda artık bir BEDENSİZ miyim?!

" Anlamıyorum...Jasper , düzgün anlatır mısın? "

Gözyaşlarını silip kendini toparladı ,  " Ruhsuz çok sinirlenmişti. Seni yere o kadar sert attı ki...Nazlı biz sizin yaşadığınız yerin üstünde yaşıyoruz. Oraya sizin dilinizde gökyüzü deniyor. Ruhsuz seni birden öyle yere ça...çakınca...Bedenin ile ruhun tamamen ayrıldı. Bedenin aşağı da bir yerlere düştü ve ben...tutamadım. "

Sindiremeyeceğim kadar çok şey vardı. Farketmeden korku dolu bir nefes verdim. Daha çok ağlayacak gibi...çok önemli birşeyini kaybeden bir kız gibi nefes vermiştim. Bedenimi kaybetmiştim. Artık bir ölüydüm. Kimse beni göremiyecekti , asla geri dönemeyecektim. Dosya kapanırken benim hayatımda kapanmıştı artık. Artık bir ölüydüm.

Kesinkes bedensiz bir ölü. Ölümcül sonumu yaşıyarak geçirecek bir ölüydüm.

Jasper ın bana baktığını farkedemedim bile. Ama içimden bir ses bana baktığını ve aklından neler geçirdiğini söylüyordu. Bu muydu şimdi? Akıl okumak? ' Ben n'aptım böyle? Nasıl tutamadım. Neden , neden oldu bunlar...'  diye düşündüğünü farkediyordum. Gözlerimi kapatıp dizlerimi kendime çektim. Ağlamak istiyordum.

" Ben...benim lavaboya gitmem gerek...Nazlı! "

Şimdi de hıçkırarak ağlama krizine girmişti. Öfke ile bağırdım ,  "DEFOL!!!"  Oysa hızlıca çoktan gitmişti. Bir iyilik meleğinden ne beklenirdi başka?! Sulugözlü! Öfke ile ayağa kalktım. Odadan çıkıp kapının oradaki aynaya yöneldim.

Resmen saydamdım...

Bedensiz olduğum çok belli oluyordu. Kapıyı açıp sinirle dışarı çıktım. Ormanda kaybolmak istiyordum. O kadar hızlı yürüyordum ki ağaçları göremiyordum. Bedensiz olmak demek akıl okumak  ve hız demekmiş. Bir de salak bir iş. Gözlerimden akan yaşları kontrol etmeyi o kadar çok isterdim ki...O kadar çok öfkeliydim ki ağlıyordum şuanda. Eğer Ruhsuz beni atmasaydı... Öfkeyle durup bir ağaca yumruk attım. Ağaçtan birkaç çıtırtı gelirken birkaç adım geri gittim.

Ağaç birden yere devrildi.

Gürültülü bir ses çıkarken şaşkınlıkla ayaklarımın ucunda duran ağaca baktım. Birkaç santim havada duruyordu. Tam da ayaklarımın altındaydı. Geri çekildiğim anda tamamen düştü. Demek 10 kat güç he? Sinirle sırıtırken arkamı döndüm. Gözyaşlarımı hemen silerken şaşkınlıkla yere baktım.

ŞARAP ATLISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin