16.Bölüm

26 4 15
                                    

Nazlı ya baktım. Gözlerini yavaşça açıp bana baktı. Hala biraz baygın olduğu belli oluyordu. Pansuman ın yapıldığını farkettim. İyi de ben yapmamıştım ki. Kim yaptı? Ve nasıl bu kadar hızlı yaptı? Ben...gözümü bile kırpmadım. Yoksa...Vincent zamanı durdurup yapmış olabilir mi? Ama o hastahaneye gitmişti , gördüm. Belki bir ihtimal...

Burnuma muhteşem kokular geliyordu. Ayağa kalkıp gideceğim sırada Nazlı elimden tuttu. " Gitme..." dedi. Yanına gelip yanağına minik bir buse kondurdum. Tam bu sırada Vincent ın odasından yüksek sesli bir böğürme geldi. Bu sanki...öfkeli bir böğürmeydi.

" Geleceğim , güzelim. Merak etme. " dedim ve yavaşça kalktım. Gözlerini yavaşça kapatırken mutfağa doğru ilerledim.

Buna inanamıyorum.

Yemek masası resmen padişah ziyafeti haline gelmişti. Dolabı açtığımda ağzına kadar dolu olduğunu gördüm. Mutfak tertemizdi. Tezgah bile hemde. Masanın üstünde iki şarap vardı. Ve karşılıklı yemek. Eğer bunların hepsini gerçekten Vincent hazırladıysa düşüp bayılırdım. Odama ilerlerken Nazlı nın ayağa kalkmaya çalıştığını gördüm.

" Dinlenmen gerek , Nazlı. " dedim onu yatırmaya çalışarak.

" Jasper elini çek. Açlıktan geberiyorum. " dedi öfkelice elime bakarak. Ne olmuştu ki şimdi? Elimi yavaşça çekip ona baktım. Oldukça öfkeli görünüyordu ama neden?

" Çünkü duygularım şuanda beni kontrol ediyor."  dedi aklımı okuyarak.  " Mmm, bu koku nedir? " dedi kokuyu takip ederken.

"Ruhsuz...bize yemek yapmış." dediğimde hızla arkasını dönüp gzölerini kocaman açtı. 

" Yalan söylemeyi becceremiyorsun." dedi kelimenin üstüne basarak.

" Yalan söylemiyorum. Sana pansumanı da o yaptı. Gidip bir sormam lazım. Hatta..."  dedim kendi gardolabıma doğru gidip. Kapılarını açtığımda şaşkınlıkla takım elbiselerimin yanındaki giysilere baktım  ,   " Sana alışveriş bile yapmış."

"Ne?! "  deyip şaşkınlıkla yanıma geldi. Kıyafetlere bakarken bedenine uyuyor mu diye kontrol etti.  " Hepsi tam oluyor bunların. İç çamaşırımı nereden biliyor bu adam?! "  dedi sonra kaşlarını çatarak. Bende şaşkındım. 

"Bir teşekkür etmem gerek. "  dedi Nazlı dalgın dalgın.

" Sanırım gibip bende edeceğim." dedim yukarı çıkmaya başlayarak.

"Ama önce birkaç lokma yemem gerek. " dedi ve mutfağa girdi. Yemek yeme seslerini dinlemeden yavaşça yukarı çıktım. Kapıyı çaldım.

" P**ler giremez! " diye bir bağırtı geldi.

" Çok şanslıyım ki ben p** değilim. "  diye gülümsedim ve içeri girdim. Yine yatağında baygınca uzanıyordu. Ruhsuz , demekle hepimiz haklıydık.

" Sen öyle san. P**ler giremez demiştim. "  dedi tavana bakmaya devam ederek.  

" Söylesene yemeği sen mi yaptın? Ya pansumanı? Bütün bu 'iyi' şeyleri sen mi yaptın?"  dedim sakin olmaya çalışarak.

" Ben yaptım , evet! Ne var bunda?! " diye bağırınca birden gözlerim kaydı.

" Annecim! "  deyip yere sırtüstü düştüğümü hissettim en son.

...
...
...

" Salak Herif! " deyip onu kollarından tuttum. Yavaşça koridora yatırdım. Tam bir gerizekalıydı. Masum bir özürlü de diyebiliriz.

...
...
...

Yemeği yerken gerçekten Ruhsuz un bu kadar mükemmel yemek yapabildiğini bilmiyordum. Restorentta yediklerimden on kat daha güzeldi. Bayılmıştım.

ŞARAP ATLISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin