14.Bölüm

14 4 5
                                    

Abi yorum atın nolur lan!!!


Ruhsuz yavaşça yatağında kıpırdandı. Yaklaşık 2 saattir çürük , rutubetli tavana bakıyordu. Aklından geçen şeyler ise bambaşkaydı. O sanki o tavanı görmüyor , bir sinema izliyor gibiydi.

Kendi sinemasını...

Zaman onun için durmuştu. Zamanı kontrol edebilmenin mükemmelliği onu sarıp sarmalarken sadece kendi gücünün onu sevdiğini düşündü. Yalnızlığı kocaman , derin bir okyanus gibiydi. Ve o bu okyanusta olan tek kişiydi. Boğulup duruyor , kendi yüzmeye çalışıyordu.

Ama sonsuza kadar boğulup durucaktı....

Gözleriinde canlandırdı. O ilk günü...Genç bir kızken görmüştü ilk onu. O kadar tatlıydı ki...Asiydi ve bu da çevresindekiler için asosyel olduğunu düşündürüyordu. Halbuki Ruhsuz onu gerçekten çok iyi tanıyordu. Sevdiği insanlar ile o kadar iyi anlaşıyordu ki bazen. Gözleri kapalı bile onları bulabilirdi. Güveni çok fazlaydı normal insanlara göre...Bazen tatil günlerinde onun odasına , onu görmeye giderdi.

Kendi kendine konuşup dururdu. Ruhsuz onunla birçok kez iltibata geçmek istemişti ama olmamıştı. Keşke öncesinden cesaretini toplayıp tanışsaydı onunla , konuşsaydı. Elini tutsaydı. " O kadar tatlısın ki sana dayanamıyorum. " diye saçma bir cümle kurabilseydi.

Ancak abisi tüm hayallerini bozmuştu...

O gece neler olacağını bilemeden kızın yanan penceresine baktı. Pencere sonun kadar açıktı. Kız kafasını uzatmış , kendi kendine birşeyler mırıldanıp gülüyordu. Ruhsuz ellerini cebine sokup yürümeye başladı.

O zamanlar bir ismide vardı...

Onu çok seviyordu ama açılmaya o kadar korkuyordu ki...Uzaktaki çimenlik parka doğru yürüyerek onun yanında olduğunu hissetti. O tatlı kızın hayalini kurdu. Ne harika bir çift olurlardı! Elinde böyle bir fırsat varken cesaretini toplayamıyordu. İşte tam o gece , saat 22.48 de olan olmuştu. Aniden gelen bir fırtına onu havaya doğru uçururken Ruhsuz inanamamıştı. Nereye çıktığını bile bilmiyordu...

Meğerse onun da yıllar önce kaybettiği bir abisi varmış. Hemde daha bebekken...Jasper onunla ilk iltibat kurduğunda daha işini bile almamıştı. Ruhsuz gitmek istediğini söyleyip duruyordu ama Jasper ın ona ihtiyacı vardı.

Saçma bir kavga yüzünden Ruhsuz un tüm hayatı kararmıştı.

Saaymak istemediği onca seneden beri sevdiği kıza tek bir kelime bile edememişti. Odasından öylece onu izlemiş , konuşmasına kulak misafiri olmuştu. Zamanla kızda yalnız kaldı. Karardı , karadı ve karardı. Kimse onu istememişti. O da isteklerini değiştirdi. Düşüncelerini , planlarını...

Ruhsuz o gün onu öyle gördüğünde attığı çığlıkların sayısını bilemiyordu. Camdan onun değiştiğini izlerken gözlerinin çıkartılmasını yeğlerdi. Bileklerini jiletlerle , maket bıçakları ile keserken kızın yerine yapmayı yeğlerdi. Ve birgün...Yine o camda aynı çığlıklarla kolundan iki kişi onu tutmuştu.

" İşe gitmeniz gerekiyor , Bayım. "

Pencereden çığlıklar arasında uzaklaşırken gözlerinden akacak son yaş damlaları da aktı. O günden kalan son ağlamasıydı. Artık onun izleyemeyecekti bile. İşe girdikten sonra o da değişmişti. Onunda hayatı birden kararmıştı. Ve malesef karartan Jasper ı öldürecek değildi...Bunu yapamaması o kadar kötüydü ki...

Hatırladıkları ile maskesiz yüzünü ovaladı. Yüzündeki milyarlarca dövmeyi hissederken kendinden tiksindi. Sağ işaret parmağnı yavaşça sola doğru salladı. Zaman normale dönmüştü. Yeniden rüzgarın sesi , yağmur devam ediyordu. Yağmur gittikçe kötüleşirken camdan dışarı baktı , Ruhsuz. Birbirine çok yakın iki kişi gördü. Bu tarafa doğru geliyordu. Ruhsuz onları tanıyınca birden içinde olmayan birşeyin kırıklarını hissetti.

ŞARAP ATLISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin