17-Gerçekler

8.7K 1.1K 148
                                    

Ege'm, Sevgilim...

Seni bu satırları okumak zorunda bıraktığım için çok özür dilerim. Biliyorum çok sinirleneceksin, üzüleceksin ve en önemlisi öfkeni çıkaracak bir yer arayacaksın ama bulamayacaksın. Yemin ederim ben hiçbir şeyin böyle olmasını istemedim. Hayatım boyunca ismin dudaklarımdan duam olarak döküldü. Bu hayatta senden çok isteyip sevdiğim hiçbir şey olmadı. Ancak artık bana nasip olmayacağını anlıyorum. Belki bana çok kızacaksın fakat artık yapamıyorum Ege. Baş edemiyorum ben, bu yükle yaşayamıyorum. Unutmaya çalıştıkça gerçekler yüzüme çarpıyor. Yok saymaya çalıştıkça içimdeki yangın büyüyor, omuzlarımdaki yük artıyor. Affet aşkım, ben pes ediyorum. Seni bıraktığım, senden geçtiğim için çok özür dilerim. Biliyorum, özür dilememden nefret ediyorsun ama elimden başka hiçbir şey gelmiyor. On sekiz yaşımdan beri çaresizliğin, kimsesizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum ve seni de bu hisle tanıştırdığım için kendimden nefret ediyorum.

Zaten ne geldiyse başıma içime işleyen bu nefret ve çaresizlikten geldi. Susmam gereken zamanda sen de benim gibi benden nefret et diye konuştum, etrafıma zehir saçtım. Acısına dayanabilirmişim gibi beni sevme istedim. Kendimi sevgine layık görmedim. Konuşmam gerektiğinde ise kendi sesimi, soluğumu kimseye gerek kalmadan yine ben kestim. Sonra da geç kaldım. Zamanla büyüdüm sandım, geçti dedim. Ne büyük aptallık... Sensizlik nasıl geçmediyse, bana yaşatılanların da acısı geçmedi. Aksine korkum da utancım da benimle beraber büyüdü.

Ege ben seni terk etmedim. Terk etmek zorunda bırakıldım. Başka yolum yoktu çünkü benim artık yürüyecek bir yolum yoktu. Söyleyemem diye yazayım istedim ancak yazması bile güç istiyormuş... Ben tecavüze uğradım Ege. Üniversiteye gitmenin, seninle evlenmenin ve daha birçok mutluluğun hayalini kurarken bir gecede tüm düşlerimin, umutlarımın, masumiyetimin elimden alınmasına engel olamadım. Kendimi koruyamadım. Sonra utanç ve nefretle doldum. Annem tarafından önce halamın yanına Kıbrıs'a ardından üniversite için İstanbul'a gönderildim. Sus dedi sustum. Konuşmaya gücüm de yüzüm de yoktu zaten. İçten içe kendimi suçladım. İsyan ettim, ağladım, ölmeye çalıştım. Beceremedim. Benden uzak durmanı istedim çünkü artık seni mutlu edemeyeceğimi biliyordum. Benden kimseye hayır gelmezdi. Öyle derin bir yara almıştım ki doktor, beni senin bile iyi edememenden korktum. Sen beni çok güzel sevdin. Bakmaya bile kıyamadın. Bu yüzden öğrenme, canın yanmasın istedim. Kaldıramazdın biliyorum. Şimdi bile canın yanacak diye içim acıyor. Öfkeyle hareket edip başını yakmaman gerekiyordu. Kendimle birlikte seni de öldüremezdim. Ama artık susarak seni de yaraladığımı görebiliyorum. Senden tek istediğim hayatına devam etmen, bu mektubu okuduğuna göre ya hapisteyim ya da toprağın altındayım. İki türlü de beni rahat bırakman gerek. Onca yıldır herkes seni terk ettiğimi sansa da sen benim gitmeme hiç izin vermedin. Şimdi vakti geldi sevgilim. Beni bırakmak zorundasın. Seni bir insanın başka bir insana karşı kalbinde büyütebileceği en büyük aşkla seviyorum ve bu aşkın karşılıklı olduğunu varlığımın her zerresinde hissediyorum. Hayatımın en güzel günlerini bana yaşattığın için sana çok teşekkür ederim. En çok da bir daha böyle hissedemeyeceğimi düşünürken yıllar sonra benim yaralı kalbimin yeniden atmasını sağladığın için teşekkür ederim.

Senin çilli meleğin olmak hayatta başıma gelen tek güzel şeydi.

Beril.

***

Hastane yatağında gözlerimi açtığımda gözlerim ilk olarak kolumdaki serumu gördü. Halsizdim, muhtemelen ağrı kesici ve sakinleştirici vermişlerdi. Tüm kasaba benim başıma gelenleri ve yaptığım şeyi konuşuyor olmalıydı. Babamla ablam nasıldı? Katil olduğum için dışarıda polisler bekliyor olmalıydı ancak en azından yatağa kelepçelenmemiştim. İçimdeki korkunun, kalbimdeki ağırlığın en büyük nedeni ise Ege'ydi. Gözlerimi açmamdan sadece birkaç saniye sonra biraz uzağımdaki sandalyede oturduğunu fark ettim. Beni yalnız bırakmayacağını tahmin etmeliydim. Yutkundum, sesim güçlü çıksın diye konuşmadan önce boğazımı temizledim ama yine de ismi dudaklarımdan cılız bir fısıltı olarak çıktı. Galiba ağlayıp bağırmaktan sesim kısılmıştı.

Umudun Külleri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin