9.Bölüm

5.8K 339 33
                                    

..

"Ama buradaki çığlıkları susturabilir misin Oh Sehun? Onları da uzaklaştırabilir misin? Ben farkında olmadan insanlara zarar verdiğimde beni engelleyebilir misin? Bedenimi tanıyor olabilirsin ama kafamın içinde konuşanları tanımıyorsun!" 

Son sözü bağırarak söylediğinde çoktan 5.kata gelmişlerdi.

Hızlıca asansörden çıktığında şimdi geride bırakılma sırası Luhan'da değil, Sehun'daydı.

..

"KAPIYI AÇANA KADAR HİÇBİR YERE GİTMİYORUM!" diye bağırdı Sehun yurdun koridorunda.

Herkes okulda olduğu için sesi yankı yapıyordu. Sehun bağırışındaki çaresizliği ve pişmanlığı duydu, iliklerine kadar işlediğini hissetti. Odanın içinden Luhan'ın sesi yükseldi.

"SİKTİR GİT!"

Sehun kapının önüne çöktü ve oturdu. Sırtındaki çantayı çıkarıp yanına koydu. Hiçbir şey söylemeden dakikalarca bekledi. Luhan sinirlenmekte haklıydı.

Kendisine asansörde vursaydı da haklıydı. Başını geri attı ve hızlı sayılabilecek bir şekilde sırtını yasladığı kapıya vurdu. Gözlerini kapattı. 

'Gerizekalısın Oh Sehun.'

Okulun önündeki parkta onu arkasında bırakıp öylece gitmişti. Asansörün önünde terslemiş ve sınıfta da görmezden gelmişti. Saatin kaç olduğuna bakmak için kolunu kaldırdı. 

Okul iki saat içinde dağılacaktı ve yurda girecek olan öğrenciler, kendisini bu şekilde otururken şaşıracaklardı. Daha önce hiç yurda girmemişti çünkü.

Umursamadı. Yaklaşık iki saat içinde hiçbir şey söylemedi, sadece kendisine küfür etmişti. 'Aishh. Öleceğim..'

Sinirlenip saçının önünü çekti. Başını yana doğru çevirip kısık bir sesle seslendi. 

"Lu?"

"BANA LU DEME! GİT ARTIK!"

Sehun sesini sakin bir tonda tutmaya dikkat etti. Eğer bağırırsa işlerin daha da kötüleşeceğinin farkındaydı. 

"Gitmeyeceğimi biliyorsun Lu."

"ORADA BEKLEYECEK ÖLECEKSİN OH SEHUN! SANA KAPIYI AÇACAĞIMI DÜŞÜNME SAKIN! İSTEMİYORUM SENİ DEFOL GİT!"

Sehun önüne dönüp gözlerini kırpıştırdı. 

'Beni artık istemiyor mu?' 

Dalgın bir şekilde ayakkabısının bağcıklarıyla oynamaya başladı. Tepesinde dikilen Tao'yu fark etmemişti. 

Uzun boylu çocuk birden konuşunca ürkerek yerinden zıpladı. "Sinirlenince ağzına geleni düşünmeden söylüyor, üzülme." dedi gülümseyerek. Elini uzattı.

Sehun kendisine uzatılan eli tuttu ve ayağa kalktı. Pantolonunun arkasını elleriyle silkeledi ve Tao'ya döndü. Haklıydı. Luhan dayak yediğinde onu evine getirmişti, yürüyemediği zaman kucaklamıştı ama o ilk önce teşekkür etmek yerine 

"Homo musun?!" diye bağırmıştı. Tao, düşünceli görünen çocuğa tek kaşını kaldırdı. "Aranızda ne geçti diye sormayacağım. Ama hanginiz haklı?" 

Sehun kısaca cevap verdi. "Luhan." Düşüncesizce davrandığının farkındaydı. 

Tao başını sallayarak ellerini cebine soktu ve anahtarını çıkardı. Sehun'u geçerek anahtarı, kapının deliğine yerleştirdi. "İşin çok zor dostum." dedi gülerek ve içeriye girdi. 

I Saw The DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin