13.Bölüm PART 2.

4.3K 297 20
                                    

Kuaför salonuna girdiklerinde Luhan direkt konuşmaya başladı. 

"Rengarenk boyayacaksınız, turuncu, pembe, sarı, yeşil. Ah bir de kırmızı ve mavi olacak!" 

Adam kaşlarını kaldırarak çoktan büyük siyah koltuğa yerleşmiş olan Sehun'a baktı. 

"Bunu yapmak için çok düşündünüz mü?" diye sordu iğneleyici bir ses tonuyla.

Luhan sevinçle ellerini çırptı. 

"Evet!" 

Boyama esnasında Sehun ellerini yüzüne kapatmıştı ve dakikalarca öyle durmuştu. Midesinden yükselen kusma isteğini bastırmaya çalışıyordu.

'İğrenç. İğrenç. Tanrım bu çok iğrenç.' diye söylenirken Luhan heyecanlı bir şekilde onu izliyordu.

Adam onun saçına boyaları sürmeye devam ederken Luhan bağırdı. 

"Ellerini çek Sehun-ah! Bunu görmen gerekiyor!" 

Sehun sinirle başını salladı. Adam kızdı. 

"Hareket etme genç adam!"

Sehun ellerini yüzünden çekti. Yakındı. 

"AAAAAAAHH ~"

Ama gözleri hala kapalıydı. Hayır açmayacaktı, aynaya asla bakmayacaktı. Kendisine küfür etti, iddiayı nasıl kabul ettiği hakkında hiçbir fikri yoktu. Luhan onu resmen dize getirmişti. 

Adam boyamayı bitirip koltukta sıkkın bir şekilde oturan çocuğun saçlarını kuruttu ve şekil verdi. 

"Bitti." dedi gülerek. Sehun elleriyle etrafı yoklayarak ayağa kalktı, gözlerini açmamaya kararlıydı. Ayna bulunan her yerden uzak duracaktı. Adam Sehun'u kolundan tutarak durdurdu. "Bunun fotoğrafını çekebilir miyim?" dedi ciddi bir şekilde. "Tahmin ettiğimden daha güzel oldu."

"Hayır tabiki!" 

Sehun gözlerini açtığında kendisine kıkırdayarak bakan Luhan'ı gördü. Çok mu komik olmuştu? Suratını astı, üzülmüştü. Luhan o kadar içten bir şekilde gülüyordu ki oldukça mutlu olmalıydı. Ona doğru uzandı ve Luhan'ı kollarının arasına aldı. Dişlerini gıcırdattı. 

"Çok mu kötü oldu?" Luhan başını hayır anlamında salladı.

"Ben de boyatacağım."

"Ne?" Sehun şaşkın bir şekilde ona bakarken Luhan gülümsedi. 

"Seni yalnız bırakmaya niyetim yok, ayak uydurmak zorundayım öyle değil mi?"

Sehun kendisini tutamayarak gülümsedi. Luhan'ın gülümsemesi her şeye bedeldi. Luhan saçını oldukça koyu bir kırmızıya boyattıktan sonra kendisine aynada baktı. Kahkaha atarak arkasındaki koltukta oturan Sehun'a döndü.

"Çok eziğiz Hunnie!"

Sehun onu onaylarcasına başını salladı ve dudağını ısırdı. Hala aynaya bakmamakta kararlıydı. 

"Deliyiz biz."

Ödeme yaptıktan sonra salondan çıkarken Luhan, Sehun'un elini tuttu ve ona iyice yaklaştı. Yanlarından geçenler, onlara tuhaf bakışlar atarken umursamadılar. Sehun düşündü. Luhan onun hem en yakın arkadaşıydı hem de sevgilisiydi. Beraber gülüyorlar, eğleniyorlar, saçmalıyorlardı. Luhan başını Sehun'a bakarak yürümeye devam ederken bir kargaşa oldu ve yere kapaklandı. Sehun hızlıca Luhan'ı elinden tutup yerden kaldırırken onlara çarpan genç çocuk üzülmüş bir ifadeyle hızlıca başını eğdi. 

"Ben.. Ben çok özür dilerim! Dalgındım!" 

Konuşunca gamzeleri ortaya çıkmıştı. Luhan ellerini temizlerken başını salladı. 

"Sorun yok, ben de önüme bakmıyordum." 

Genç çocuk sırıtarak elini Luhan'a uzattı. Sehun'u görmüyor gibiydi. 

"Ben, Lay."

"Luhan."

Luhan elini uzattığında Lay gereğinden fazla sıkmıştı. Kendisini oldukça mahçup hissediyor olmalıydı. Luhan suratını buruşturdu. "Tekrar özür dilerim, hatalı olan bendim." diye tekrar etti çocuk. Sehun kızarak konuştu. "Evet hatalı olan sendin, önüne neden bakmıyorsun?" Luhan afallayarak bakışlarını Sehun'a yöneltti.

Lay hala onu görmezden geliyordu. Sehun yumruğunu çocuğun suratına patlatmamak için kendisini zor tuttu. Niye bekliyorlardı ki? Luhan'ın elini sıkıca tuttu ve yürümeye başladı. Lay arkada kalmıştı. 

Luhan kızdı. "Senin sorunun ne?" 

"Benim sorunum ne mi?!"

"Evet. Çocuk çarptı ve özür diliyordu bununla ilgili ne sorunun var?" 

"Ben senin sevgilinim, sen ona elini uzatırken ben diğer elini tutuyordum. Gördü ama görmemiş gibi yaptı. Gebertmediğim için şanslı!" 

Luhan kollarını çapraz bir şekilde birleştirdi. 

"Sen kıskanıyorsun."

"Evet." dedi Sehun kaşlarını çatmaya devam ederken. Oldukça sinirliydi. Luhan ortamın yavaşça gerilmeye başladığını hissedebiliyordu, ters bir şey söylememeye karar verdi. 

"Sakinleş, herkes bize bakıyor." 

"Sinirlendiğim için değil bakmıyorlar, saçlarımıza bakıyorlar." dedi Sehun ters bir tavırla. 

Luhan derin bir nefes aldı ve Sehun'a uzandı. 

"Öpebilir miyim?.."

Sehun'un yüzündeki sinirli ifade kayboldu. 

"N-ne?" 

"Öpebilir miyim diye sordum." 

"Öpebilirsin neden soruyorsun ki?" 

"Çünkü sinirlisin ve ben ne yapacağını kestiremiyorum.." dedi Luhan üzgünce.

Dudağını ısırınca Sehun onu kendisine çekti. Luhan elleriyle Sehun'un üzerindeki ceketin yakalarını tuttu. Yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı. Sehun büyük bir iştahla Luhan'ın dudağına yapışırken tüm sinirlerinin boşaldığını hissetti. 

Luhan ona iyi geliyordu, Luhan onun tek ilacıydı. 

Onu oldukça kıskanıyordu çünkü ona deli gibi aşıktı ve bunun geri dönüşünün olmadığını biliyordu.

I Saw The DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin