11.Bölüm 1.PART

5.3K 305 4
                                    





"Luhan?" 


Sehun göğsündeki sıcaklık birden yok olduğunda, yataktan kalkıp pencerenin önünde dikilen Luhan'ı fark etti. Dışarıyı izliyor gibiydi. Gecenin bir yarısı olduğundan odanın içi karanlıktı ve Sehun onun yüzünü tam olarak göremiyordu. Fakat Luhan hiç hareket etmiyordu. 

"Luhan?" 

Sehun bir kez daha yattığı yerden seslendi ama Luhan duymuyor gibiydi. Sehun yorganı üzerinden çekti ve yataktan kalkıp ona doğru yürümeye başladığında olduğu yerde kaldı. Luhan'ın gözleri kapalıydı ve dudaklarının arasından bir ninni, çok zor duyulabilecek bir şekilde çıkıyordu.

'Uyurgezer mi?' 


Sehun irileşmiş gözleriyle yavaşça Luhan'a doğru uzandı. 
Titreyen ellerini onun omuzlarına koydu, yavaşça kendisine çekecekken Luhan'ın gözleri açıldı. Donuk bir şekilde kendisine doğru bakıyordu. Hiçbir duygu yoktu. Ninniyi mırıldanmaya devam ederek Sehun'a doğru yalpalayarak bir adım attı. Sehun ürkerek ellerini çekti ve ondan uzaklaştı. Luhan ona doğru ürkünç bir şekilde gelmeye devam ederken ellerini yumruk şekline sokmuştu. Sehun korkudan kalbinin yerinden çıkacağını hissetti. Luhan hiç normal görünmüyordu. Sırtını duvara çarptığında elini uzatıp Luhan'ın göğsüne koydu. 


"Luhan dur artık! Beni korkutuyorsun!" 


Luhan birden gözlerini kırpıştırdı ve etrafına baktı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. İlk önce yatağa daha sonra kendisini durduran Sehun'a baktı. Gözlerindeki şey saf korkuydu. Sehun, ondan korkmuştu. Luhan titremeye, olduğu yerde ileri geri gitmeye başladı.


"H-hunnie?.." 


Sehun afallamış bir şekilde ona baktı, elini Luhan'ın göğsünden çekti ve ona sarıldı. Aşık olduğu Luhan geri dönmüştü. Ona 'Hunnie.' diye seslenmişti. Luhan'ın titremeleri artarken onu hızlıca yatağa çekti ve sakinleştirmeye çalıştı. Mırıldandığı ninni tamamen kaybolmuş, yerine acı dolu inlemeler gelmişti. Sehun şok içerisindeydi. Ne olduğunu, ne yapacağını bilmiyordu. Bir dakikadan az süre içerisinde Luhan kendisine vurmaya çalıştı. Kendi saçlarını çekiyor, kollarını tırmalıyor, bacaklarına yumruklar atıyordu. Sehun hızlıca elleriyle Luhan'ın titreyen, gelişi güzel hareket eden ellerini kavradı. Onları sıkıca tutup sabitledi.


"Neler oluy- Tanrım! Luhan kes şunu! Luhan dur. Hayır vurma!" 


Luhan onu duymuyor gibiydi. Ağlıyor, bağırıyordu. Sehun'un kollarından kurtulmaya çalıştı ama yapamadı. Sakinleştiğinde Sehun'un kucağında uyuyakalmıştı.
Sehun hala üzerindeki şoku atlatmaya çalışıyordu. Her şey birden olup bitmişti ve Sehun korkudan ağlamak üzereydi. Luhan'ın sorunu uyurgezerlikten daha ağır bir şeydi. Luhan, Sehun'a değil, kendisine vurmaya çalışmıştı. 
Luhan bunu ne zamandır yaşıyordu? 
İlaç kullanıyor muydu? 
Bunu yaşamasının sebebi kimdi, bilmiyordu ama tahmin etmek zor değildi. Bunları sabah olunca belki hatırlayacak, belki hatırlamayacaktı. Eğer hatırlamazsa ona hiçbir şey anlatmamaya karar verdi. Korkutmak istemiyordu. Onun yanında olmak istiyordu ama asla bu kadar ağır bir yükün altına gireceğini düşünmemişti. Luhan'ı tam tanıdığını düşünürken yeni şeyler öğreniyordu. Acı dolu şeyler. Gece boyunca uyumadı, Luhan'ı sıkıca kavramaya devam ederken gözlerini kırpmadan onu izledi.



Luhan sırtını hafifçe okşayan Sehun'un parmaklarını hissederek uyandı. Gözlerini açıp Sehun'a baktı ve burnunun ucundan bir kaç santim mesafedeki pürüzsüz göğsü inledi. Sehun'un karnında yatıyordu. 
Luhan elleriyle gözlerini ovuşturdu ve esnedi. Başını yukarı kaldırdı ve Sehun'u izlemeye başladı. Ya hatlarını ezberlemek istiyordu ya da bir kusur arıyordu. Sehun'un gözleri kapalıydı ama parmakları hala Luhan'ın sırtında dolaşıyordu. 


"Günaydın sevgilim."

'N-ne?' 

Luhan'ın gözleri irileşti. Bu sözcüğe alışması biraz zaman alacak gibi gözüküyordu. Başını eğdi ve işaret parmağını Sehun'un göğsüne koydu. Gezdirmeye başladı. Başını tekrar kaldırdığında Sehun'un kendisine baktığını fark etti. 
"Nasıl hissediyorsun?" diye mırıldandı. Luhan kendini tutamayarak sırıttı.
"Sen nasıl hissediyorsun?" diye imalı bir şekilde sordu. Öksürdü. Suratını buruşturduğunda Sehun'un kaşları havaya kalktı. Gözlerini kıstı, etrafında hafif çizgiler belirmişti. Luhan parmak uçlarının karıncalandığını hissediyordu. Daha dikkatli baktığında sordu. 
"Sen uyumadın mı?" 
Sehun'un bakışları ciddileşti, başını evet anlamında salladı ve gülümsemeye çalıştı. Luhan'ın hiçbir şey hatırlamadığı apaçık ortadaydı. 



"Uyku tutmadı. Her yerim ağrıyor." dedi gülerek Sehun.
"Senin dün gece yaptıklarına bakınca hasta olduğuna inanmıyorum."


Luhan başını geriye atıp kahkaha attı. Yukarıya doğru uzadı, ellerini havaya kaldırdı. Sehun kendisine uzanan minik elleri tuttu ve onu yukarı çekti. Burunları birbirine çarptı ve Luhan, Sehun'un puslu bakışlarını içinde hissetti. 
Dudağını, Luhan'ın dudağına değdirdi.


"Kalbin çok hızlı çarpıyor." 
"Tansiyonum genelde yüksektir." diye mırıldandı Luhan kısık sesiyle. 

Göz kapakları ağırlaşmıştı ve şimdi Sehun dilini, onun dudağına değdirmeye başlamıştı. Luhan daha ne olduğunu anlayamadan dudakları, Sehun'unkilerle tutkulu bir şekilde birleşmişti. Bu öpüşme, hoş bir öpücükle başlayıp, Luhan'ı derinden sarsan ateşli bir şeye dönüştü. Hala çıplaktılar ve tenleri birbirine değiyordu. Sehun, Luhan'ı minik kalçasından kavradı. Luhan derin bir nefes alıp ellerini onun omuzlarına koydu. Birden geri çekildi ve gözlerini kırpıştırdı. 

"Saat kaç? Okula geç kalacağız!" dedi panikleyerek. 
Sehun güldü. 
"Ne zamandan beri okulu umursuyorsun?"
"Umursamıyorum. Bilmiyorum." dedi Luhan kafasını kaşıyarak. Şaşkın görünüyordu. 
"Tamam, inandım. Sen kesinlikle hastasın." 
Sehun, Luhan'a sıkıca sarılırken Luhan kızarak onun kollarından kurtuldu.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun Oh Sehun?"
Sehun sevimli bir şekilde başını evet anlamında salladı. Luhan kızamadı.
"Haftasonundayız Lu." 
"Aish.. Berbat.."


Luhan yana doğru yuvarlandı ve eğer Sehun onu kolundan tutup bacağıyla kalçasından yakalamasaydı yere düşecekti. Ellerini yüzüne kapatıp bağırdı.

"Gülmeyi kes. Yapma şunu. Bilmiyorum. Hastayım." 

Kısa cümlelerini arka arkaya hızlıca sıralarken, Sehun elini yanağına koydu. Gözlerinden akan yaşları sildi. Kahkahaları gittikçe büyürken şimdi Luhan da gülmeye başlamıştı.

I Saw The DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin