13.Bölüm PART 1.

5.1K 326 11
                                    




Beğenileri arttıralım lütfen arkadaşlar, emeğimin karşılığını alamıyormuşum gibi hissediyorum. 




Baekhyun mutfağa girdiğinde Luhan, hızlıca kendisini saran kollardan kurtuldu ve mutfağa koştu. Tezgaha çıkıp oturduğunda Baekhyun yiyecek bir şeyler bulmak için buzdolabını karıştırıyordu. Ağız tadına uyacak bir şey bulamadığında sinirle dolabın kapağını kapatıp arkasına döndü.
Luhan ona gülerek bakıyordu. Baekhyun ürkerek sıçradı. 
"Aish! Korktum!" dedi azarlayarak. Luhan gözlerini kısıp gülümsedi. 
"Üzgünüm, sana sormam gereken bir şey vardı." 
Baekhyun tezgahta oturan Luhan'a doğru yaklaştı.
"Tabi, sorabilirsin." 


Luhan konuşmak için dudaklarını araladığı sırada Sehun hemen dibinde bitmişti. Tezgahta oturan çocuğun önüne geçip bacaklarının arasına girdi. Luhan afallamış bir şekilde ona bakarken, Sehun dudağını onun yanağına yaklaştırdı. Luhan hareket edemediğini hissetti. Baekhyun hemen yanlarında duruyordu ve Sehun oldukça rahat bir şekilde davranıyordu. Utanarak gözlerini kırpıştırdığında Sehun'un sıcak dudaklarını kulağının altında hissetti. Uzun boylu çocuk sadece Luhan'ın duyabileceği bir şekilde fısıldadı.


"Ona pat diye hangisinin üstte olduğunu sormayacaksın değil mi?" 
Luhan başını yana doğru eğdi ve fısıldayarak karşılık verdi. 
"Aslında sormayı düşünüyordum."
"Hayır, Lu."


Baekhyun sıkıntıyla iç geçirdi. Ellerini beline koymuş bir şekilde tezgahtaki çifte arkasını dönmüş, salonda Kai'yle muhabbete dalan Chanyeol'u izliyordu.

"Yiyişmeniz bittiyse önüme dönmek istiyorum."

Luhan utançla başını eğdi. Sehun, onun bacaklarının arasından çıktı ve Baekhyun'un kulağına Luhan'ın duyamadığı bir şeyler fısıldadı. Baekhyun gözlerini kocaman açmıştı. 


"Ne? Neden ben soruyorum bunu?!" diye yakındı.
Sehun ellerini birleştirerek çenesinin altına koydu, sevimli bir halde girdi. 
"Lütfeen?~"
"Aish! Peki tamam! Ama sizin de kirli çamaşırlarınızı ortaya dökmeniz gerekebilir." dedi gülerek. 


Mutfaktan çıktıklarında Sehun ve Luhan aynı koltuğa yerleşmişlerdi, Baekhyun ise Chanyeol'un yanındaydı. 
Kısa bir süre sonra Baekhyun sıkılmışcasına ofladı. Yaptığı şeyden sonra tüm gözlerin üzerinde olduğuna emin oldu ve konuştu. 

"Yah, hadi bir şeyler konuşalım ya da oynayalım. Ben sıkılıyorum!" dedi dudaklarını büzerek. 

Luhan yerinde huzursuzca kıpırdandı. Baekhyun "kirli çamaşırlarınız" derken ne demek istemişti, Sehun onun kulağına ne söylemişti merak ediyordu. Sehun kolunu kaldırıp yanındaki çocuğun omzuna attı ve onu kendisine çekti. Ortaya bir fikir attı. 

"Doğruluk - cesaretlik oynamaya ne dersiniz?"


Sehun'un fikri onaylandığında herkes büyük yemek masasındaki yerini almıştı. Ortaya cam bir şişe koydular ve başladılar. İlk soruyu Chanyeol cevaplayacaktı ve doğruluğu seçmişti, soruyu Luhan sordu.


"İlk olarak ne zaman öpüştünüz?"


Chanyeol tüm dişleri ortaya çıkacak şekilde güldü. 
"Tam 86 gün oldu." 
"Woaah! Sayıyor musun?" dedi Luhan şaşırarak.

Baekhyun ise karşısında oturan sevgilisine baygın bir şekilde bakıyordu. Kendini tutamayarak gülümsedi. 
Şişe tekrar çevrildiğinde bu sefer soruyu Kai soracak, Sehun cevaplayacaktı. Sehun da doğruluğu seçmişti. 


"Luhan'la ilk sevişmenizde neler hissettin?" 

Luhan öksürük krizine girdiğinde Baekhyun koşarak bir bardak su getirdi. Luhan kızarmış suratıyla suyunu içmeye çalışırken Sehun, Kai'ye 'Sen öldün.' bakışı fırlattı. Boğazını temizleyerek içinden gelenleri söyledi. 

"Oldukça farklıydı, sanki daha önceden eksik bir şeyler varmış da tamamlanıyormuşum gibi hissettim. Bu benim anlatabileceğim bir şey değil." dedi keskin bir ses tonuyla. Omuzlarını silkti. Kendisinden oldukça emindi. Kyungsoo işaret parmağını ağzına götürüp kusuyormuş gibi davranınca Kai kahkaha attı. Ama Hunhan çifti gülmüyordu. 


"Peki, bir daha sevişecek misiniz?" diye tekrar sordu Kai. 


Luhan derin bir nefes alıp ortada duran şişeyi kavradı. "Evet." dedi. Sehun şaşkınca yanında oturan çocuğa bakarken kasıklarının karıncalanmaya başladığını hissetti. Luhan onunla tekrar sevişmek istiyordu. Sehun içinde gittikçe büyüyen coşkuyu saklamaya çalıştı ve Luhan'ın minik elleriyle şişeyi çevirmesini izledi. Bu sefer Baekhyun soracak Kyungsoo cevaplayacaktı. Sehun sandalyesinde geriye yaslandı. Baekhyun gülümseyerek Sehun'un kulağına fısıldadığı öldürücü soruyu sordu. 


"Hanginiz üstte oluyorsunuz?" 


Kyungsoo'nun masaya yasladığı dirseği kaydı, az daha suratı masanın yüzeyine yapışacaktı. Telaşla dönüp Kai'ye baktı. Kai, Chanyeol'a 'Al sevgilini başımızdan.' anlamında gözlerini hareket ettiriyordu. Chanyeol gülümseyerek "Hayır, ben bu soruyu çok sevdim." dedi.
Uzun süren dakikalardan sonra Kai konuştu. 
"Ben.." 
Kyungsoo hemen atladı. "Ben üstte oluyorum."
Kai kızarak eliyle sevgilisinin başına vurdu.
"Aah.." 
Luhan kahkaha attı ve Sehun'a dönüp göz kırptı. Sehun ellerini masanın altında yumruk yapmıştı ve gözlerini kavga etmeye başlayan Kaisoo çiftine dikmişti.
Luhan'ın kahkahaları gittikçe artarken Kai bağırdı.


"Hayır üstte olan benim!"


Luhan sustu. 'Siktir..' 
Bu sefer Sehun gülmeye başladığında Chanyeol onlara dönerek sordu.
"Siz neye gülüyorsunuz ki?" 
Sehun ellerini yanaklarına koydu ve gülmemek için baskı yaptı. Kyungsoo gözlerinden ateş saçarak Kai'ye bakıyordu.
Baekhyun ellerini saçlarının içinden geçirdi ve gözlerini devirerek cırladı.

"Tamam ikinizde üstte oluyorsunuz ama en çok hanginiz?!" 

Kyungsoo masada sessizliği sağlamak için elini havaya kaldırdı. Luhan, kendisine 'Ben kazandım!' bakışları fırlatan Sehun'u görmezden geldi ve Kyungsoo'ya odaklandı. Şimdi herkes susmuştu.

"En çok üstte olan benim." dedi sakin bir ses tonuyla.

Kai'ye baktı ve başını sinirle yere eğmiş olan çocuğun yanağını öptü.
"Üzgünüm, oyunun kuralı doğruları söylemek." dedi gülerek.
Kai bakışlarını yumuşatarak Kyungsoo'ya döndü.


"Sen. Bu gece. Bittin."


Luhan sevinçle yerinden zıpladı ve Sehun'u kolundan tutarak sandalyesinden kaldırdı. Kahkaha atmaya devam ederken Sehun'un bakışları yerdeydi. Sevimli bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Belki Luhan'ın zayıf bir noktası olur, onu vazgeçirebilirdi. Kolunu havaya hızlıca kaldırınca, Luhan'ın elleri aşağı düştü ve Sehun'un elleriyle buluştu. Sehun avucunun içindeki parmakları kendi parmaklarına kenetledi ve alnını onun alnına yasladı. Derin bir nefes bıraktı ve bunun Luhan'ın mutluluktan dolayı parlayan yüzüne vurmasını sağladı. Luhan gözlerini kırpıştırdığında Sehun "Bunu yapmak istemiyorum Lu.." diye mırıldandı. Ses tonunu oldukça tahrik edici çıkarmıştı. Luhan dudağını ısırdı. Hayır kanmayacaktı. Kendini tutması gerekiyordu, sonuçta iddia oldukça heyecanlı ve komik bir görüntü ortaya çıkaracaktı. Sehun'un elini sıktı ve hemen burnunun üzerinde duran dudağı, parmak uçlarında yükselerek öptü. 


"Beni kandıramazsın Oh Sehun." dedi sırıtarak.

Sehun hüzünle inledi. "Ama istemiyorum.." 


Luhan, sevgilisinin yüzünü ellerinin arasına aldı ve iyice ona yaklaştı. Masadakilerin izlemesini umursamıyordu bile. Sehun'un çenesine küçük bir öpücük bıraktı. 
Geriye doğru bir adım attığında Sehun, sanki şekeri elinden alınmış küçük bir çocuk edasıyla ona bakıyordu. Kahkaha attı. Kaçış yoktu.

I Saw The DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin