Why? Who me? Why
Kafamı kaldırdığımda dersin bitmesine yaklaşık yirmi dakika vardı. Kafamı tekrar kollarımın üstüne koydum ve uyumaya çalıştım. O sırada sınıftaki hocanın sesini duydum. İşleyecek konumuz kalmadığı için bizi serbest bıraktı. Kafamı kaldırdım ve masanın üzerindeki eşyalarımı çantama doldurdum. Çoğu kişi sınıftan çıkıyordu. Onlara ayak uydurdum ve sınıftan çıktım.
Okulun kapısından dışarı adım attığımdan itibaren bir kaç kişi beni duvara doğru sıkıştırdı. Elimdeki her şeyi istediklerini söylediler. Sadece hayır diyerek yetinebiliyordum. Bir tanesi yumruğunu yüzüm ile buluşturmak üzereyken, bir el o yumruğu engelledi. O anki korkumdan dolayı ne olup bittiğini bilmiyordum. Şoka uğramıştım. Yere çömeldim ve elimle yüzümü kapattım. Ağlamaya devam ediyordum. Kısa bir süre sonra bir el kolumdan tuttu ve beni ayağa kaldırdı. Elime bir paket mendil tutuşturdu ve arkasına dahi bakmadan uzaklaştı.
Birkaç saniye sonra beni almak için şoför geldi ve arabaya bindim. Arabada babam da vardı. Ağlamış olduğum belli olmalıydı ki, babam endişeyle konuşmaya başladı.
"Yine ne oldu Seokjin? Yine sana çıkışmadılar, değil mi?"
"Şey, pek önemli bir şey değil. Boş ver."
"Ne demek önemli değil, boş ver? Ne olduğunu şimdi söylüyorsun."
Babamdan kaçış yoktu. Anlatmalıydım.
"Birkaç çocuk geldi ve bende ne varsa istediler. Sonra, aralarından bir tanesi bana vurmaya çalışınca birisi geldi ve engelledi. Biraz onlarla kavga ettikten sonra elime bu paketi tutuşturdu ve gitti. Olay bu."
Babamın kızdığı yüzünden belli oluyordu.
"Kim olduklarını biliyor musun?"
"Aralarından sadece Jiyong'u biliyorum."
Babam onaylarcasına kafasını salladı.
"Onlarla ilgileneceğim."
(Neden? Ben kimim? Neden?)
Heyecanlanın biraz yav önçtlnöştnç
Hikayeyi okuduktan sonra görüşlerinizi bildirirseniz mutlu olurum^^
üpüldünüz