TOPRAK
Güzel bir kahvaltı ardından bir taksiyle yola çıkmaya karar verişimin nedeni heyecandan adresi bulamama korkum olmuştu. Mezun olduğumdan bu yana iş bulamamıştım ve buna bir son vermem gerekiyordu. Konservatuar bitirmiş ve birçok yere iş başvurusu yapmıştım. Geriye ise sadece biz sizi sonra ararızdan başka bir şey kalmıyordu. Dua etmekten başka şansım yoktu. Ne olur bu sefer olsun ne olur. Aslında araya tanıdık girdiği için bu sefer şansım daha yüksekti. Daha önce bunu yapmamamin nedeni adil bir yarış olmasıydı. Ama işlerin böyle ilerlemediğini öğrenmem benden beş yılımı çalmıştı. Eğer bu işe alınırsam kendime ödül olarak bir keman almaya karar verdim. Ona dokunmak bir insanı nasıl bu kadar iyi hissettirebilirdi.
_İstediginiz adrese geldik efendim.
_Ucreti ne kadar?
_75 TL. İyi günler efendim.
_İyi günler
Bu da olmazsa belki de yolumu taksicilikle devam ettirmeliyim. Fena para değil dostum.
Evet işte son kapım olan bu bina. Sarı boyalı tahta bir bina ancak bu kadar asil durabilirdi. Penceredeki çiçekler içerideki müzik notalarıyla beslendiği için mı bu kadar renkli ve güzellerdi. Girişe doğru giden beyaz mermerli merdiveni tırmanırken kendimi dağın zirvesine ulaşmak için son adımlarını atan bir dağciyla özdeşleştirdim. O da benim gibi heyecanlı olunca ayakları titrese belki düşer ve hiç zirveyi göremezdi. Sakin olmalıyım. Zile bastığımda çıkan ses sırtımdan soğuk terlerin akmasına yol açmıştı. Sakin olmalıyimm. Kapı açıldığında yüzüme bakan bir çift kahverengi göz beni kendime getirdi. Beyaz tenli ve kızıl saçlı kızın perçemi çillerini kapamaya yetecek kadar uzun değildi. Ve şey bu bayan gerçekten hoştu.
_Ben şey Toprak iş görüşmesi yani ben..
_Merhaba ben Arya. Babam sizi odasında bekliyor.
_Be be bende Toprak. Memnun oldum.
İş görüşmesinin heyecanı olmalıydı bu. Yoksa birçok kız gördüm. Hadi ama komik olma. Arya... Bir müzisyenin kızına vereceği isim baska ne olabilirdi ki. Tahta merdivenleri çıkarken önümde onu izlemem gerektiğini gösteren adımlarla giden bu kız beni müzikten daha da heyecanlandirmis olabilir mıydı¿ Sonunda kapıya geldiğimizde bu düşüncelerden kendimi kurtarıp üstümün iyi göründüğünü kontrol ettim. Evet bu iş benimdi.
_ Merhaba. Ben Toprak Demir. İş görüşmesi için buradayım. Önceden size bir CV gönderilmişti benim hakkımda. Ben..
_ Öncelikle hoşgeldiniz. Sözünuzu kestiğim için bağışlayin beni ama ben sizin mesleki hayatınızi değil müziği yaşayış tarzınızı öğrenmek istiyorum. Eğer kariyerinize baksaydım belki de burada hiç olamayacaktiniz değil mi Toprak Bey?
_Haklisiniz daha önce bir iş tecrübem olmadı. Daha doğrusu olamadı.
_Hakli olmak için soylenmis sözler değil bunlar. Ben söylediğim gibi sizin müziği nasıl yaşadığınızı öğrenmek istiyorum.
Ayağa kalkmıştı. İsmini bile bilmiyordum. Buraya gelmeden önce neden sormadım ki. Ahmak kafam iş heyecanı beni bu kadar mı saflaştırmisti. Bu kadar iyi bir işi olan insanın neden masasında bir ismi olmazdı ki. İnsanlar kendini isimleriyle tanıtır.
_Bu benim kemanım. Onunla konusmanizi istiyorum. Bana kendinizi onunla anlatın.
Kemanı elime alana kadar bir delinin odasında olduğumu düşünüyordum. Ama ben buydum. Bende bir deliyim. Notalar arasında kaybolan bir deli. Kendimi eksik hissettiğim her şeyin ahenkle tamamlandığı bir diyar. Kemanım bana yol gösteren çoban yıldızı. Bu yollarda buluyorum kendimi. Bu karanlık geceyi aydınlatıyor çoban yıldızım. Ben bir deliyim.
_Muzik insanı deli eder. Sizi haklı buluyorum Toprak Bey. Ben Mustafa ve aramıza hoşgeldiniz.
Evet evet sonunda olmuştu. Kemanin susmasina rağmen notalar hala duvarlarda yankılanıyordu. Belli ki onlar da benim kadar sevinmişti. Arya da duymuş muydu acaba deliliğimi. Karşımda duran saçları kırlaşmis uzun boylu ve delici bakışları olan adamın bu düşünceyi duymaması gerekiyordu. Sonuçta bu ilk ve son başarılı iş görüşmem olabilirdi. Hayır bunu istemiyordum. Arya duymasa da olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR EYLÜL MASALI
JugendliteraturSusuz, çöllerde yürüyoruz hepimiz. Belki bizi dinlendiren bir kervansaray buluruz umuduyla.