UMAY
Buraya sığınak diyerek aslında haksızlık ettiğini ona söylemem gerekiyordu bence. Burası bu şehrin en yüksek binalarının birinin son katıydı. Gökyüzünün insanları küçümser bakışını görebiliyordum. Kendini yüksek gören siz insanlar evet sizden daha önemli ve güzel şeyler var bu hayatta yukarıya bakmaya ne dersiniz! Burası bir sığınak olmamalıydı. İnsanların buralarda zenginlik içinde yaşama hayallerini düşünürsek burası aslında daha da göz önünde bir yerdi. Yada ulaşılamayacak hayaller gibi göz ardı bir yer. Anlaşılan Alp ikincisini seçmişti. Onun ulaşamayacağı hayelleri mı vardı? Babası o istese onun tüm hayelleri önüne bir telefonla serebilirdi. Bu düşüncelerime yardımcı olacak en ufak hareketlilik yoktu Alp'te. Siyah deri montunu çıkarmış bu beyazlar içindeki odaya baş kaldıran siyah koltukların birinde solgun yüzüyle sadece yerdeki beyaz zemini inceliyordu. Siyah gözleri daha da ortaya çıkmıştı ama o mutlu değildi. Bana ukalaca bile bakmiyordu. Beni öldürme planını da sonraya mı ertelemisti¿
_Alp.
_Bana sorular sorma sadece dizine yatmak istiyorum.
Beni koltuğa oturtmuştu ve benim hayır demeye zamanım bile olmamıştı. Bugün tercihimi kot etekten yana kullanmamayı isterdim.
_Bazen insanlar yorulur. Ben de yoruldum Umay. Para insana herzaman mutluluk getirmiyor. Belki de insanin her istediği anında olmamalı ne dersin?
Ne yani bu simarigin tek sorunu her istediğinin anında olması mı ¿ Buraya gelip zamanimi harcadığım için teşekkür ederim kendime.
_Bazen insanlar kendine eğlence arar. Ve bende bu aralar çok sıkıldım. Biraz eğlence fena olmaz.
Gözlerinde yine o ukala bakış. Hata yaptım burada olmamalıydım. Köpek görünce ne yapıyorduk. Ölü taklidi yap Umay. Evet kesinlikle bu işe yarar harikasın.
_Anlasilan senin derdin sadece şımariklik ama benim bu günü buna ayıracak vaktim yok. Gerçekten bana anlatacak gerçek sorunlarının olduğunu düşündüğüm için üzgünüm. Ve son bir şey daha karşıma sürekli çıkıp durma. Bir basketbol topu bu kalin kafanı o kadar acıtmış olmaz.
Artık dizimden kalkmış siyah tsortünün içindeki soluk teninin soğukluğunu hissetmemi istermiscesine bana yaklaşmıştı. O çekik siyah gözler ateş sacarken nasıl da böyle soğuk oluyordu burası. Kırmızı kabloyu kesmiştim ve bomba patlamak üzereydi. Ah neden ölü taklidi yapmadım ki!
_Aslina bakarsan kalın kafam çok acıdı ve ben de bunu affetmem için bana yardımcı olacağını düşünüyorum. Çok bir şey yapmana gerek yok sadece telefonunu kullanmama izin vermen yeterli. Benimki arabamda kalmış olmalı.
Telefon mu sadece bu muydu? Bunca zamanı bana zehir eden Alp sadece telefonumu alarak her şeyi sıfırlayacak mı¿ Telefonumu bir kere daha sevdim. Artık ölü taklidi yapmaya gerek kalmadı.
_Telefonum masanın üstünde. Birini mı arayacaksın?
_Evet evet sadece özel bir görüşme olması gerekli. Onu içeri odaya götürmem sorun olmaz değil mı?
_ Hayır. Ben seni burada bekliyorum. İyi görüşmeler.
Vay be. Bu kadar kolay olması güzeldi. O gelene kadar odaya bir göz atmaya karar vermiştim. Beyazla siyahın taht kavgası yaptığı bu odada benim yerim neydi ki.¿ Bu kadar uzun özel görüşme mi olurdu. Odaya bir göz atıp sormaya karar verdim. Ama bu sefer onu kızdırmak yoktu. Ah oda nerede ki şimdi?
_Hey sana telefonumu karıştırabileceğini söylemedim bayım.
Telefonu elinden alırken elim eline değmişti. Çok soğuk bir teni vardı. Ve gözleri beni delip arkadaki beyaz duvara saplaniyordu. Telefonumda onu bu hale getirecek bir şey yoktu ki. Alp'le ilgili bir şey yoktu bir kere.
_Nereye gidiyorsun sen?
Ve yine cevap yok. Gidiyordu. Ama nereye neden¿
_Benim işim var istediğin zaman gidebilirsin ufaklık.
_Ben ufaklık değilim ve buraya senin için geldim beni bırakıp gitmek de ne? Beraber çıkamaz mıyız?
_Sana işim var dedim ufaklık.
Ve kapıyı yüzüme çarpıp gitmişti. Ben buraya niye geldim ki zaten. Evet git tabi ki. Harika günüm mahvolmuş kimin umrunda.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR EYLÜL MASALI
Genç KurguSusuz, çöllerde yürüyoruz hepimiz. Belki bizi dinlendiren bir kervansaray buluruz umuduyla.