Benim İçin Çığlık At!

2x09: Beş Eksi İki

#Benim İçin Çığlık At'ın önceki bölümlerinde:

1x13

Saat 23.30 olmuştu. Melek'in uykusu gelmişti fakat abisini düşünmeden duramıyordu. Televizyonda "Kim Milyoner Olmak İster?" başlıyordu. Mutfaktan birkaç atıştırmalık alıp tabağa boşalttı, televizyonun karşısına geçip koltuğa oturdu, ayaklarını uzattı. Patlamış mısır yerken günün analizini yapıyordu. Linda ve Sıla adeta birbirlerini suçlamışlardı. İyi de onlar arkadaş değiller miydi? Emir'in nesi vardı? Yangın gerçekten olmuş muydu yoksa halüsinasyondan mı ibaretti? Bütün bu düşünce bulutunu kapı zilinin çıkardığı rahatsız edici ses dağıttı. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi? Korkuyla birlikte kapıyı açtı. Hiç kimse yoktu. Filmlerde olduğu gibi paspasın üstüne baktı. Bir kutu gelmişti. Kutuyu alıp açtığında içinde bir fotoğraf gördü. Ağabeyinin fotoğrafıydı. Arkada da bugünün tarihi yazıyordu. Oysaki ağabeyi kasabayı terk etmişti. Nasıl olabilirdi bu? Fotoğraf piknik alanında çekilmişti ve hava karanlıktı. Fotoğrafın altında bir kağıt daha vardı. "GERÇEKLERİ BİLMEK İSTİYOR MUSUN? O ZAMAN OKUSAN İYİ EDERSİN. -A" Üşür gibi oldu ve kapıyı kapattı. Bu esnada evin telefonu çaldı. Numara gözükmüyordu.

Melek: Alo?

...

Karşıdan ses gelmedi. Melek sesi titreyerek konuştu.

Melek: Kimsiniz?

Telefon kapandı ve tekrar kapı çaldı. Bu sefer kapının arkasında birisinin olduğu kesindi. Melek korkuyla üst kata çıktı ve gelen kişinin gitmesini bekledi. Gelen kişi Linda'ydı, Melek kapıyı açmayınca suratını büzdü ve yere bir ruj bırakıp gitti.

----

2x06

Akşam olduğu için Nur, rehberlik odasından çıktı ve müdür yardımcısının yanına uğradı.

"İyi ki geldin Nur! Annen seni çok merak etmiş."

"Rehberlikteydim."

Nur için izin kağıdı yazıp imzaladığı sırada birkaç soru sordu.

"Her şey yolunda mı?"

"Daima."

"O zaman güzel çünkü hayatta kalmak için güçlü olmak gerek."

Ayağa kalkıp kağıdı Nur'a uzattı.

"Biliyorsun, bu aralar kasabamızda kan gövdeyi götürüyor. Birkaç saniye içinde kendini cennette bulmak istemezsin, öyle değil mi?"

Nur gününde olmamasına rağmen güldü.

"Cehenneme gitmekten iyidir desenize..."

"O zaman seni yarın Sıla'nın cenazesinde görmek dileğiyle!"

"Yarın mı? İyi ama-"

Nur'u omzundan sarılarak kapıya doğru yürüttü.

"Zavallı kızım, yaşanan onca kötülükten sonra aklın epey karışmış görünüyor."

Müdür yardımcısının anlamsız tonlamasından sıkıldığı için iyi akşamlar dileyerek oradan uzaklaştı. Telefonunu açtığında birden fazla cevapsız çağrıyla karşılaştı. Hiçbirisiyle uğraşacak vakti yoktu. Rehberlikte öğrendiklerini uygulaması gerekiyordu. İlk olarak geçmişle bağlantısını kesecekti, bu da Burcu'yu kendi kafasında öldürmekle olacaktı.

----

2x08

"Bir insanın hayatını kaybetmesi bu kadar basit mi sizin için?" Melis'in gözlerinin içine dik dik baktı.