Emir'in ağzından okuyun:
Gözlerim... Göz kapaklarımın üstüne bir ton konulmuş gibi açılmakta zorlanıyorlar. Başıma saplanan bu ağrının sebebini belli belirsiz anımsıyorum. Dün gece neler oldu? Haddimi fazla mı aşmıştım yoksa yapmam gerekenden az mı yapmıştım? Güneş ışığı, tam gözüme saplanıyor... Böyle uyanmayalı uzun zaman olmuştu sanki fakat şimdi güneş beni davet ediyordu sabaha. Gözlerim yavaşça açıldı, kendimi odamda buldum. Yatağımdaydım, kafa hizasından gördüğüm kadarıyla dışarıyı seçebiliyordum. Gökyüzü masmaviydi fakat bu mavilikte bir sahtelik hissettim. Doğrulmaya çalıştığımda belimde müthiş bir ağrı vardı. Bana ne olmuştu?
Ev her zamankinden sessizdi sanki, annem ve babam işe mi gitmişlerdi? Annem yazları evdeydi ancak bugün onun da sesi yoktu. Yatağımdan kalkamazdım, kalkmam demek Kerem'e yaptıklarımı açıklamam ve dostlarımla yüzleşmem demekti. Buna hazır değildim, fazla ileri gitmiştim ve bunun telafisi yoktu. Yoksa ben Kerem'i öldürmüş müydüm? Hatırlayamıyorum, anılar fazla uzak sanki. Her ne kadar yaşananlar yakın olsa da...
Komodinimin üstüne baktım, telefonum hep burada olurdu ancak şimdi o da yoktu. Saatim çekmecede olduğu için mecburen doğruldum ve elimi çekmeceye uzattım. Açtığımda boşlukla karşılaştım. Güneş ışığı da artık gözüme girmiyordu, kafamı yastığa koyduğumda ise tekrar karşılaştık. E neydi bu yani? Güneş ışığı nasıl bu kadar çabuk değişebilirdi?
Ayağa kalktığım sırada terliklerimi bulamadığım için çıplak ayak yürüdüm, lavaboya gitmektense pencerenin perdesini çekmem gerekiyordu. Sol elimle başımı okşarken ağır aksak pencereye kadar ilerledim. Bir dakika, bu neydi şimdi? Uzandığım yerden pencere gibi görünen bu şey duvardaki boya mıydı? Emin olmak için sağ elimi uzattım ve dümdüz bir alanla karşılaştım. Elimi duvarda gezdirdiğimde bütün hepsinin boya olduğunu fark etmem geç olmadı.
"ANNE?"
Korkuyla bağırdım fakat sesim odanın içinde yankılandı. Pencereyi boş verdim ve odanın geri kalanına baktım. Duvardaki renklerden eşyaların renk uyumuna kadar bütün her şey odama aitti fakat bu odada eksik olan bir şeyler vardı. Ruh, evet odamın canlılığı yoktu sanki. Telaşa kapıldım, belki de rüyadaydım. Parmaklarımı saydım fakat nafile! Tek çarem koşup anneme olanları sormaktı. Pencerenin oradan kapıma koştum fakat kapı da kilitliydi. Israrla kulpu çevirdim, sanki kıracaktım fakat bu benim için önemli değildi. Önemli olan tek şey bu odadan çıkmaktı. Kapıyı yumrukladım, tekmeledim ve belim iyice ağrımaya başladı. Pes edemezdim, pes etmek bana yakışmazdı! "ANNE!" "BABA!" "İMDAT!" diye yırtıyordum kendimi ancak bu sese eşlik eden hiçbir şey yoktu çevrede, tâ ki makine sesine benzer bir ses duyduğum ana kadar.
Bu ses odanın içinden geliyordu evet fakat tam olarak neredeydi? Eğilerek yeri dikkatle incelediğimde böyle bir şeyle karşılaşmadım, duvarları zaten incelemiştim, sıra hiç bakmadığım yerdeydi... Tavan! Tavanda bir kamera vardı ve kamera olduğu yerde dairesel açı yaparak dönüyordu. Şimdi ise tam bana odaklanmıştı. Bana bir süre baktıktan sonra odanın içinde başka bir bölüme döndü, masama! Masamın üstüne hiç bakmamıştım çünkü her zamanki gibi duruyordu. Kamera oraya odaklanınca ben de adım adım yürüdüm ve masamın üstüne baktım. Bir harita vardı, bir binanın inşa planı gibiydi. Kırmızıyla belirtilmiş bir oda var fakat binadaki tek oda bu değil! Diğer odalarla ilgili hiçbir bilgi yoktu veya binanın giriş çıkışı ile ilgili... Sadece kırmızıyla işaretlenmiş bir oda ve dikkatle baktığımızda diğerlerinden farklı bir renkle çizilmiş oda. Hiçbir şey anlamadım, bunlar ne demek oluyordu böyle? Ne anlamam gerekiyordu tüm bunlardan? Kameraya tekrar baktığımda yine bana odaklandığını gördüm.
"KİMSİN VE BENDEN NE İSTİYORSUN?"
Kamera sabitlendi ve bekledi. Neyi bekliyordu ki? Onun bana söylemesi gerekiyordu her şeyi, konuşması gerekiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/54938952-288-k490311.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Çığlık At!
Misteri / ThrillerOkulun popüler kızı olan Burcu, Melek için düzenlenen küçük bir doğum günü partisinin ardından kaybolur. Kimisi Burcu'nun bildiği sırları kimisi tehdit içeren mesajlar alan Burcu'nun arkadaşları Emir, Melek, Melis ve Nur; kendileriyle uğraşan kişiyi...