J-13

1.4K 238 121
                                    

Taehyung

Hisler çabuk oluşabiliyordu bazen. Bazense öyle uzun bir sürece yayılıyordu ki. Benimkisi ise 1. Seçenekti ama çabuktan da çabuk bir süreçti bu. Bana göre en azından. Aslında aşk hayatımı göz önüne aldığımda bunun benim için 'ilk' deneyim olduğunu söylemek daha doğru olurdu.

Hoş bulduğum,ilgi beslediğim kişiler elbette olmuştu. Ama aşk bunlarında üstündeydi ve işte ilk kez aşık olmuştum. Pişmanlıktan ziyade şikayetçi olduğum bir durum vardı. Beni üzen. Kimine 'sevdiğim için pişmanım,acı çekiyorum' dedirten ama benim bir şekilde üzülsemde katlanabildiğim durum.

Jimin'e sülük gibi yapışan kızlar... Evet. Birde bunlara ek olarak Jimin'in o kızlar ile kurduğu samimiyet. Bazen öyle tavırlar sergiliyordu ki oysa,beni sevme ihtimali var diyordum. Ama sonra bu düşüncemi geri plana iten bir davranışta bulunuyordu.

Varlığımı umursamıyor,kızlara gülüyor,onları süzüyor ve bazen temasta bulunuyordu. Saçlarını okşuyor. Yanağını sıkıyor veya elini beline yerleştiriyor gibi işte. Ve ben arkaya atılmış bir şekilde yanındaki kızlara yüz verişini sessizce seyrediyordum. Ama en acısı da sınıfa girince yerine geçip yanına oturduğumda sorduğu o soruydu.

'Ah,sen nereden geldin?'

Tokat gibi yapıştırıyordu acılarımı 'al sana aşk' diyen tarafım ve ben boğazımda oluşan yumruya rağmen omuz silkip zorlukla tebessüm ediyordum.

Evet. 2. Ay böyle başlamış ve böyle geçmişti. Bu aramıza giren mesafeye anlam veremiyordum. Bir şey yaptığımı kesinlikle sanmıyordum. Yoksa sevgimi mi anlamıştı? Ve bu yüzden mi beni görmezden geliyordu?

Kafamı sağa sola salladım ve sıkıntıyla iç çekip kitaplarımı çantama hızla tıktım. Daralıyordum. Konuşamıyordum. 'Neden?' diyemiyor ve benden uzaklaşmasını seyrediyordum sadece. Bu güzel bir şey değildi. Yakın zamanda içim çürüyecekti bu kesin.

"Hey nereye?"

Dişlerimi sıktım. Kendimi tutmak her geçen gün zorlaşıyordu zaten.

"Sanane? Umursadığın bir şey olduğunu sanmıyorum."

Şaşkınlıkla yüzüme baktı. Bunu beklemediğini biliyordum ama sabrım taşmıştı artık.

"Ne saçmalıyorsun Taehyung?"

Elimi kavradığında elini ittim. Sınıfta bulunanların bize baktığını biliyordum. Ama Jimin'in popülaritesinin zedelenmesini falan umursayamazdım da. Ben en başta onun arkadaşıydım. Tek yakını. Beni böyle geri plana atamazdı.

"Bir şey saçmalamıyorum. Gözüne kestirdiğin bir kız varsa yanına o oturur. Ben eve gidiyorum. Bundan sonra buraya oturmayacağım!"

Kısık sesli bir bağırıştı bu. Jimin'in şaşkınlığı daha çok artmıştı. Bileğimi sıkıca kavrayıp oturmamı sağladı.

"Anlaşıldı. Kıskançlık mı yapıyorsun Taehyung?"

Bileğimi kurtarmaya çalışırken dişlerim arasından konuştum.

"Beni geri plana atmandan sıkıldım. Daha geçen gün kız yanıma geliyor diye gidiyordun. Sen gitme diye kızı kovdum! Sen yanına gelen her kızla oynaşıyorsun ve ben arkanda dolaşıyorum sonrada 'neredeydin sen?' diyorsun. Neredeydim acaba! Park Jimin'in eksik kuyruğu görevini üstlenmiştim de"

Bileğimdeki tutuşu sertleşince yüzümü buruşturdum. Kaşları çatılmıştı. Yanlış bir şey söylediğimi sanmıyordum. Beni geri plana iten o'ydu. Şimdi de bana mı kızıyordu yani.

"Taehyung sinirimi bozuyorsun."

Alayla kahkaha attım. Birazdan hoca gelecekti ve bu tartışmayı hemen sonuca kavuşturup gitmeliydim. Çünkü biraz daha durmaya devam edersem sinirden ağlayacaktım.

"Asıl sen benim sinirimi bozuyorsun! Jimin beni satıyorsun farkında mısın? Birde küstahça sinirimi bozuyorsun diyemezsin!"

Bileğimde bir anda oluşan acıyla inlemiştim.

"Jimin bileğimi bırak. Acıyor."

"Hiçbir şey bilmiyorsun Taehyung."

Bileğimi savururcasına bırakıp gittiğinde bakışlarımı bileğime indirdim. Tuttuğu bölge mosmordu.

Jennifer :: VMin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin