Bölüm 1

327 74 58
                                    







Merhabalar , tanıtım için güzel yorumlarınızdan dolayı 1.bölümü yayınlamaya karar verdim. Hepinize çok teşekkür ediyorum :*

Multimedyadaki Mina :)

Her gece uykumdan annemin sessiz olduğunu sandığı ağlamalarıyla uyanırdım. Yanına gidip bir şey soramazdım. Daha doğrusu sormaya cesaretim olmazdı. Babamın gidişinin gerçek nedenini hiç bir zaman öğrenmek istemiyor , bizim iyiliğimiz için gittiğine inanmak istiyordum. Etrafımızdaki insanlar babam hakkında hep kötü yorumlar yaparlardı ben ise sürekli onları susturmaya çalışırken bulurdum kendimi. Çünkü o babamdı , gitmesine rağmen beni çok seviyordu diye düşünürdüm. Ta ki o güne kadar.

 Evimize bir kadının gelip anneme " Artık kocamın peşini bırak , seni de kızını da görmek istemiyor , umrunda değilsiniz " demesine kadar.  O gün o kadına hiç bir şey söyleyememiştim. Yer yarılsaydı da içine girseydim , bu sözleri duymasaydım keşke diye düşünüyordum sürekli. Kafamdaki ' beni seviyor ' sandığım baba figürünü yıkmak zorunda kalmıştım o gün. 

Ve o günden sonra hiç bir erkeğe güvenmemeye karar vermiştim. Annemi bir nebze de olsun mutlu etmek için ilerde çok başarılı ve zengin bir iş kadını olacağıma kendi kendime söz vermiştim.


  Şimdiye gelirsek. 2 yıl önce kendime verdiğim sözü yerine getirmek için çok çalıştım. Ve üniversite sınavında oldukça büyük bir başarı göstererek İstanbul'un en iyi üniversitelerinden biri olan Korhan Üniversitesi İşletme bölümünü %100 burslu olarak kazandım. 

Bu üniversitenin en iyi avantajı ise kendi üniversitelerinde okuyan öğrencilerin belli bir kısmına okul bittikten sonra kendi şirketlerinde çalışma olanağı sağlamasıydı. O yüzden burayı kazanmak benim için çok iyi bir fırsattı. Hayallerimi gerçekleştirmek için en büyük adımımı bu şekilde atmıştım. 

Yarın okulumun ilk günüydü. Oldukça heyecanlıydım. Arkadaşlarımdan hiç biri burayı kazanamamıştı o yüzden bu okula alışmam zor olacak gibi gözüküyordu. Yarın erken uyanmam gerektiği için anneme sarılıp , güzel dileklerini almış uyamaya çalışıyordum. Yarın için kendimce kurduğum senaryolar birbirini peşi sıra kovalarken saatin bu kadar geç olduğunun farkına varmamıştım. Kendim uyanamayacağım için anneme beni uyandırmasını söylemekle en iyi şeyi yapmışım diye düşündüm. Ve kendimi bu rahatlıkla derin bir uykunun kollarına bıraktım.


  Karanlık bir ormanda yürüyordum. Etrafta ağaçlardan başka sığınabileceğim bir yer yoktu. Oldukça korkuyordum. Kendime niye buradayım diye sorgularken bir çıtırtı sesi duydum. Korkumun artması nedeniyle hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Artık nefes alış verişlerim düzensizleşmişti. Yavaşlayıp arkama baktığımda bir gölge gördüm. O gölgenin kendim olduğunu anlamam uzun sürmedi. Durdum ve ağlamaya başladım. Her zamanki gibi yalnızlığımla baş başa olduğum için mi yoksa korktuğum için mi ağlıyordum , bilemedim. Uzakta bir silüet görünce bana yardım etmeye geldiğini umup ona doğru yürümeye başladım. "Mina" dediğini duyar gibi oldum. Tam yüzünü göreceğim sırada tekrar aynı sesi duydum ve gözlerimi açtım. Annem tepemde dikilmiş , korkmuş bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

" İyi misin kızım , bir şeyler sayıklıyordun , senin için çok endişelendim. "

" İyiyim anneciğim kabus gördüm sadece. "

" Anlatmak ister misin bitanem " deyip yanağıma bir öpücük kondurdu.

" Önemli bir şey değil , her zaman gördüğüm rüyalardan , saat kaç bu arada? "

" Saat 7 oldu , seni uyandırmaya gelmiştim "

" Tamam anneciğim ben o zaman hazırlanmaya başlayayım " deyip banyoya gitmek için ayağa kalktım. Kısa bir duş iyi gelecekti. Yaklaşık yarım saat sonra tamamen hazırdım.

" Anne ben hazırım artık çıkabiliriz. " diye bağırdım.

" Tamam geliyorum bitanem " dedikten sonra yanıma geldi. 

Ayakkabılarımızı giyip evden çıktık. Annem arabayı otoparktan çıkartmak için gitti ben ise apartmanın kapısı önünde sıkkın bir şekilde onu bekliyordum. Arabayı alıp gelince hemen yanında koltuğa yerleştim ve yola çıktık. 

Annem önceden okuduğum lisede memurdu. Durumumuz ne çok iyi ne de çok kötüydü. Evimizi geçindirebiliyordu. Bana da babam gittiğinden beri hem annem hem de babammış gibi davranıyordu. Kısa kahverengi saçları,mavi gözleri vardı. Kırklı yaşlarının başında olmasına rağmen oldukça genç görünüyordu. Herkes bizi çok benzetirdi ama tek farkımız saçlarımızdı. Buna rağmen bana sürekli Yasemin'in gençliği deyip dururlardı. Ben ise bu söylediklerinden oldukça mutlu oluyordum. Annem çok güçlü bir kadındı ve her zaman idolümdü. 

Yaklaşık 15 dakika sonra okulun kapısının önündeydik. Annemle sarılıp vedalaştık. Öğrenci kartımı çıkarıp okula girdim. Sekiz tane rengarenk binadan oluşan bir yerdi. Görünüşü bile bir insanın burayı kazanmayı dileyecek güzeldi. Okula olan hayranlığım oradan başlamıştı benim de. Birazda araştırdıktan sonra ilk tercihim olarak burayı yazmıştım. Ve şimdi buradaydım. 

 Etrafıma göz atarken magazinlerde sürekli " Ünlü Playboy Gecelerde Bir Kızla Yakalandı " diye gördüğüm manşetlerdeki Aras Korhan'ı görmemle oldukça şaşırdım. Bir anda kafama bu okulun onun babasının olduğu dank etti. Uzun boylu , kumral ve ela gözlüydü. Çenesi kemikli bir yapıya sahipti. Bir de günlerce fitness salonlarından çıkmamış gibi kaslıydı. Kızların beğeneceği bir tipe sahipti. Ve gerçekten de yakışıklıydı. Karşısında konuşan kıza sıkılmış bir yüz ifadesiyle bakıyordu. En sonunda kız , çocuğun ilgisizliğine dayanamayarak elini kaldırmış tokat atacakken , çocuk bir anda kızın kolunu tutup sıkmaya başladı ve ardından bir şey söyledi. Kızın yüzünü her ne kadar göremesem de uzun sarı saçlara ve güzel bir fiziğe sahipti. Kız kolunu kurtarıp bir kaç adım geriye çekilip bir şeyler söyledikten sonra oradan uzaklaştı. Çocuk sinirli bir şekilde elini ensesine koyup bir şeyler düşünüyor gibiydi. Etrafına bakınırken göz göze geldiğimiz anda bakışlarımı çevirip dersime gireceğim fakülteye doğru adımlarımı hızlandırdım. Sınıfımı bulmak için panolara bakınırken 1.katta olduğunu görüp merdiven çıkmayacağım diye sevinerek sınıfımı aramaya başladım. Sınıfa girdiğimde yalnız başına oturmuş olduğunu gördüğüm bir kızın yanına doğru yürüdüm ve ;

" Şey , merhaba yanınızda oturabilir miyim? "diye sordum.

Kız ise güler yüzlü bir şekilde " Tabii ki " diye cevap verdi. Kıvırcık saçları ve çekik kahverengi gözleriyle oldukça şirin bir kıza benziyordu.

" Bu arada ben Mina " diye kendimi tanıttım.

O da " Ben de Alya. Memnun oldum " dedi ve hocamız gelene kadar birbirimize kendimizi tanıttık.

 O da benim gibi %100 burslu olarak kazanmış. Aslen Ankaralıymış burada ise bir yurtta  kalıyormuş. Hocamız derse girdikten sonra ders hakkında bir kaç bilgi verip çıktı. Biz de Alya ile beraber eşyalarımızı alıp sınıftan çıktık. Kantine gidip oturmaya karar vermiştik. Kantinin ortasında bir masanın boş olduğunu görüp oraya oturduk. 

Biraz sohbet ettikten sonra Alya'ya dönüp " Ben ikimize de kahve alıp geliyorum " deyip ayaklandım. Sırada beklerken Aras Korhan bir arkadaşıyla beraber kantinden içeriye giriyordu. Arkadaşı bizim masanın yanındaki masaya geçip otururken Aras Korhan benim olduğum tarafa doğru yürümeye başladı. 

Tam sıra bana gelmişti ki " İki kahve " deyip benim susmamı sağladı. 

Sinirli bir şekilde ona dönüp " Pardon da sıraya girmen lazım , bu kadar insan boşuna beklemiyor " dedim.

 O da kahkaha atıp beni baştan aşağı süzdü en son gözlerime bakınca kahkahası son bulup sert bir şekilde bana bakmaya başladı.

 Ve " Bu okulda yeni olduğun ne kadar da belli " dedi küçümseyen bir tavırla.

 Kahveleri alıp gözlerini kısarak " Git de bu okul hakkında internette yazmayan şeyleri öğren " deyip göz kırptıktan sonra yüzündeki alaycı gülümsemeyle arkadaşının yanına doğru yürümeye başladı.

 Ben ise söylediklerinin ardından şaşkın bir şekilde arkasından bakakaldım.

Gölgedeki Ben #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin