3 Sene sonra
"Jungmin! Düşeceksin bebeğim buraya gel!" Jimin kızının odasında koşturarak hızla yürümeye çalışan kızına yetişip kucağına aldı.
"Baba.. Ben oyaya kitmek iştiyoyum." kırmızı dudaklarını büzerek konuştu küçük ve bir o kadarda tatlı kız. Babasının boynundaki kısa kollarını daha da sıkılaştırdı.
Jimin gülümseyerek çocuğuna baktı. Büyüdükçe daha güzel oluyordu sanki. Gözleri Jimin, dudakları Jungkook olmuştu. Küçük elleri babasına çekmiş, ortaya mükemmel bir karışım çıkmıştı. Jimin kızının yumuşak yanağına öpücük kondurdu.
"Bebeğim, orada pencere var. Düşersin sen." küçük kız büzüşmüş dudaklarıyla omuzlarını silkti.
"Bananye, Çunkuk babam geyicek. Onu göyücem ben babanye!" babasına bağırıp küçük elleriyle babasının yüzüne tokatlar atmaya başladı. Jimin kahkaha atarak kızının tokatlarından kendini korumaya çalışırken beline sarılan kollarla midesindeki kelebeklere tekrar tekrar teşekkür etti.
"Ne yapıyormuş iki bebeğim?" kadife ses yankılandığında Jimin kızının heyecanla vereceği cevabı bekledi. O kadar tatlı bir şiveyle konuşuyordu ki, Jimin kızının hep konuşmasını istiyordu.
"Baba, Çimin babam oyaya kitmeme işin beymedi!" Jungkook tavşan dişleriyle kocaman gülümsedi ve kızının gözlerinin içine bakarak eşinin beyaz boynuna öpücük kondurdu.
"Bananye, beni de öp!" küçük kız tekrar bağırdığında Jimin gülerek kızını eşine vermişti. Jungkook eşinin gözlerine bakarak gülümsedi ve kızını dikkatle alıp çıplak ve tombul bacaklarına hafif ısırıklar bırakmaya başladı.
"Baba, şok güşel, biy daha yap!" küçük kız babasına doğru bağırıp kaslı sırtına küçük yumruklarıyla vurmaya başladı.
Jungkook kızının mis gibi kokan bacağına tekrar ısırık bıraktığında küçük kız en güzel kahkahasını bahşetmişti iki babasına.
Jimin kocasının yanağına öpücük kondurdu.
"Çok yoruldun mu bebeğim?" Jungkook başını hayır anlamında salladığında Jimin tekrar gülümsedi.
Kapının çalınmasıyla herkes kapıya bakarken Bayan Jane içeri girdi.
"Bay Jeon, küçük prensesin yemek vakti geldi." Jimin kızını eşinin kucağından aldı ve dadı olan Bayan Jane'e memnuyetle uzattı.
Jungkook birşey hatırlamış gibi küçük kızın elinden tutan kadına baktı.
"Bayan Jane, ben ve Jimin birkaç günlük tatile çıkacağız. Siz evde yalnız kalabilirsiniz değil mi?" Jimin şaşkınca eşine bakarken Bayan Jane başını salladı ve karşılık verdi.
"Tabii ki Bay Jeon. Siz keyfinize bakın lütfen."
"Aşıktım ben dadıcık!" kelimeleri zar zor konuşan küçük kız bağırdığında Bayan Jane gülümseyerek küçük kızı odadan çıkarak iki adamı yalnız bıraktı.
Jimin eşine şaşkınca döndü. Kolları ise göğsünde bağlıydı.
"Jungkook? Ne tatili bu?" Jungkook gülümseyerek ceketini çıkardı ve yere bırakarak eşine doğru ilerledi. Ardından büyük elleri ince beli kavrarken burnunu beyaz boyna getirip sürttü.
"Ikimiz için de iyi gelecek bir tatil güzelim. Doğru düzgün yalnız kalamıyoruz." ardından eşinin boynuna minik bir öpücük kondurup gözlerini birleştirdi.
Jimin yanakları ısınırken gülümsedi ve ellerini yanaklarına çıkarıp, kendisine hayranlıkla bakan eşinin göğsüne yasladı başını.
"Birden bire söylenir mi bu?" kısık sesiyle mırıldandı ve küçük elini kaslı göğüse getirip anlamsız daireler çizdi.
Jungkook göğsünde dolaşan parmak ile eşinin turuncu saçlarına öpücük kondurdu.
"Ayrıca.. Uzun zamandır birlikte olmadık.." eliyle eşinin turuncu ve yumuşak saçlarını okşadı bir süre ve alacağı cevabı heyecanla bekledi.
"Haklısın aslında, buna benimde çok ihtiyacım var." koyulaşmış gözlerini eşinin gözlerine çıkardı Jimin. Onu gerçekten çok özlemişti. Kızıyla ilgilendiği için ve Jungkook da işten eve yorgun döndüğü için geceleri yataklarını yorgun bedenler karşılıyordu.
"Bu kadar çok mu istiyorsun?" Jimin'in hala bu konularda utangaç olduğunu bildiği için daha fazla üstüne gitmeye başladı Jungkook.
Jimin utangaçlığını umursamadan eşinin dudaklarına doğru fısıldadı.
"Evet, çok istiyorum. Seni çok istiyorum." Jungkook sırıtarak eşinin ince belini kendine daha çok çekti ve iki ellerini de birleştirip kendi beline yasladı. Jimin ise eşine yukarıdan bakıyordu. Masum masum.
"Biz hemen bu gece mi yola çıksak?" Jungkook'un heyecanla sorduğu soruya karşı Jimin dudaklarını büzdü.
"Peki Jungmin biz gittiğimizde ağlamaz mı?"
"Bir şey olmaz. Çocuktur Jimin, ağlar tabiki." Jimin gözlerini devirerek karşılık verdi eşine.
"Uçkuruna bu kadar düşkün olma. Ya çocuk ağlamaktan helak olursa?" Jungkook baş parmağını eşinin pürüzsüz cildine çıkarıp gezdirdi.
"Evet ağlar ama bir süre sonra alışır o da. Ayrıca, uçkuruna düşkün bir erkek olsaydım emin ol şu an ayakta duruyor olamazdın." Jimin kaşlarını çatarak eşine baktı.
"Abartma sende." Jungkook ciddi ifadesini koruduğunda Jimin istemeden yutkunmuştu.
"S-sen acıkmadın mı yahu? Ben k-kurt gibi acıktım. Hadi gidip yemek yiyelim." Jimin kızarmış yanaklarıyla eşinin elinden tutup çalıştırırken Jungkook eşinin gözlerine bakarak cevap verdi.
"Ben şu an çok açım. Ama sana." Jimin utançla bağırdı.
"Ya! Sabırlı ol biraz! Kaçmıyoruz ya.." Jungkook gülerek eşinin elini tuttu ve yürümeye başladı. Bugün ayrı bir mutluydu.
Ayrıca yarın için sabırsızlanıyordu.
Çok güzeldi allahımmmmmmmm *-*-*-*-*-*-*-*-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daughter's Dad>> DD °jikook
Fanfic❝ Benden para koparmak için böyle bir oyun oynamana gerek yoktu. Dilenseydin, daha karlı çıkardın. ❞ Wattpad'deki ilk Türkçe Jikook Mpreg. Hayran kurgu içinde: 7 Hikaye şarkısı; Jungkook&RM- Fools