Yine oradaydı. Hala oraya gidiyordu. Flowey neyin peşindeydi? Hep gül bahçesinde birkaç gül toplayıp gözden kaboluyordu...
Bu gün yine mezarlığa gittim. Flowey oradaydı. Benim notlarımı almış okuyordu. Güller de yanındaydı...
C:Flowey!Bana döndü.
FL:Şey b-ben... Chara ben açıklaya-C:Notlarımı neden okuyordun!
FL:Bak... Bunu söyleyemem...
C:Söyle!
FL:Söylemeyeceğime söz verdim!
C:Ölecek olsan bile mi?
Flowey sesli nefes verdi.
FL:Beni takip et. Ama hiç bir şey sorma.Uzun bir yürüyüşten sonra gül bahçesime geldik.
FL:Güllerin üzerine yat ve rahat ol.C:Ne! Sen delirdin mi!
FL:Rahatlarsan canın acımaz.
Güllerin üzerine yattı. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı. Güllerin arasında kayboldu.
C:Flowey? Flowey!Güllerin arasından kafasını uzattı.
FL:Rahatla...Gidip güllerin üzerine yattım. Rahat olmaya çalıştım. Bir an kendimi düştüğüm noktada buldum. Ama sarı çiçek yerine gül vardı. Flowey artık sarı bir çiçek değildi. Kara bir gül olmuştu. Çok komik duruyordu.
C:Pfffhhh...FL:Dalga geçme -_-
Kendi üzerime baktım. Yeşil, sarı kazağım siyahlı, kırmızılı olmuştu. Üzerinde de ucunda gül olan bir kolye vardı.
C:Ne oldu...?FL:Gel...
Karanlık yola doğru yürüdü. Takip ettim. Yolun sonunda bir gül sarayı vardı. Bahçede bir sürü gül, rengarenktiler.
Gülden bunaldım -_-
Sarayın içine girdik. İlerdeki tahta Frisk'e benzer bir kız oturuyordu. Gülden yapılma tacı vardı. Biraz daha yaklaşınca onun Frisk olduğunu anladım. Koşarak yanıma geldi ve üzerime atladı -sarıldı-.
*Chara! Seni çok özledim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Ve Siyah-Undertale (Bitti)
FanfictionBeyaz ve Siyah... Zıt renkler değil mi? Tıpkı bu zamanda yaşayan ikiz kardeşler gibi... Chara ve Frisk... Biri bir melek, diğeri tam bir şeytan... İşte... Bu kitapta da bu iki kız kardeşin yer altındaki hikayesini anlatacağım... Umarım beyenirsiniz...