Frisk'in durumu hiç te iyi değildi. Çok hastalanmıştı. Ölecekmiydi? Evet ölecekti. Hepimiz çok endişeleniyorduk. Bazen bayılıyordu...
Kahvaltıdan sonra dışarıya çıktık. Babam bize ölmeden önce son isteğini sormamızı istedi...
C:Frisk?*Efendim ikiz?
C:Hep yapmak istediğin şey neydi...?
*Hm... Her halde çiçek bahçesine gidip... Arılarla oyun oynamaktı. Ama bu nasıl olabilir ki...
(Ah frisk -,- isteye isteye bunu mu istedin -,-)
Sans bizi çiçek bahçesine ışınladı. Kendiside geldi.
C:Tahmin et nerdeyiz...?*Bilmem...
Frisk bir iki adım attı. Bir çiçeğe yanlışlıkla bastı. Sonra ayağını hızla çekip eğildi ve çiçeği aramaya başladı. Çiçeği bulunca topraktan sökmeden eline aldı ve okşadı.
*Özür dilerim küçük çicek... Seni görmedim...C:Bastığını hissettin mi?
*Basında canım acıdı...
Aklımdaki şey doğrumuydu? Yoksa ben delirmişmiydim...
Frisk o anda tekrar yere düştü. Sans onu taşıyıp gül bahçesine götürdü. Bende arkasından gittim...
Frisk'i güllerin üzerine bıraktı. Frisk elini Sans'ın yanağına götürdü. Eline gelen göz yaşlarını hissetti.
*M-mutlu değilsin... Neden gülmüyorsun...Yanlarına varınca Frisk'in yanına çöktüm. Göz yaşlarımı tutamadım...
Sans yüzünde sahte bir gülümseme yaptı.
S:Hayır bak... Gülüyorum...Dün de aynı şeyi yapmıştı... Bizim mutlu olmamızı istiyordu...
Frisk'te gülümsedi. Yine gözlerini kaplamış olan güllerin altından kan akıyordu.Frisk'in eli Sans'ın yüzünden düştü...
Evet biliyorum Frisk'in ölmemesini istiyorsunuz...
Ancak size hikayenin sonunda hoşunuza gidecek bir haberim var ^^
Ayrıca UnderTale Hikayeleri adlı kitabımın ilk bölümünü yazdım. Daha önce de bahsetmiştim. Yeni bir kitap diye.
Neyse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Ve Siyah-Undertale (Bitti)
FanfictionBeyaz ve Siyah... Zıt renkler değil mi? Tıpkı bu zamanda yaşayan ikiz kardeşler gibi... Chara ve Frisk... Biri bir melek, diğeri tam bir şeytan... İşte... Bu kitapta da bu iki kız kardeşin yer altındaki hikayesini anlatacağım... Umarım beyenirsiniz...