Gözlerimi çiçek bahçesinde açtım. Asriel koşarak yanıma geldi.
A:Chara! Chara! Çok merak ettim! Nerelerdeydin?C:Bilmiyorum... Hiç bir şey hatırlamıyorum. En son Frisk'in mezarına gitmiştim. Kendimi burda buldum.
Başım çok ağrıyordu. Her yerim sızlıyordu. Ellerim karıncalanmıştı. Asriel beni kaldırdı.
A:Haydi gel. Eve gidelim. Gül görmekten bıktım...Uzun bir yürüyüşten sonra eve geldik. Sans, Papayrus ve Toriel sofra hazılamıştı...
Sofraya oturduk. Papayrus şey derdi; "Haydi sofraya oturun!" Sans'ta ona, "Bro, sofraya oturulmaz, sandalyeye oturulur" ama şu an o Sans burda yokmuş gibi. Kimsenin neşesi yerinde değildi. Sans çatalı ile ketçapla oynuyordu...
Yemekten sonra evde sadece oturduk. Annem kitap okuyordu. Başlığı "Bir Kızın Acıları" idi...
Kitap burada bitti ^^
Belli olmaz belki Beyaz ve Siyah-UnderTale'nin 2. Sezonunu yazarım...İyi günler~
(Ne zaman okuduysanız; İyi akşamlar, İyi geceler, İyi öğlenler, Hayırlı sabahlar...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Ve Siyah-Undertale (Bitti)
FanficBeyaz ve Siyah... Zıt renkler değil mi? Tıpkı bu zamanda yaşayan ikiz kardeşler gibi... Chara ve Frisk... Biri bir melek, diğeri tam bir şeytan... İşte... Bu kitapta da bu iki kız kardeşin yer altındaki hikayesini anlatacağım... Umarım beyenirsiniz...