Ali ile aynı odada kalmak hayır tabikide kalamayız hem zaten oda çıktı odadan .
odadaki
Aynanın karşısına geçip kendime baktım kaşımın üzerinde küçük bir kesik vardı ve üstündeki kan kurumuştu yüzümü ister istemez ekşitmiştim ve gözlerim dolmaya başlamıştı ama kendimi hemen toparlamam gerekiyordu çünkü bir daha ağlama kırizine girmek istemiyordum aynanın karşısından ayrılıp odanın içine göz gezdirdim lavabo olduğunu düşündüğüm bir kapıya yöneldim.
Doğru tahmindi.
Elimi yüzümü yıkayıp abdest aldım uzun zamandır namaz kılmıyordum ama kendime bir çeki düzen vermem gerekiyor bu aralar namazlarımı çok aksatıyordum.bir havlu ile yüzümü kuruladıktan sonra odaya geri döndüm ama kıbleyi bilmiyordum dışarıda çıkmak istemiyorum yatağın üzerine oturup düşünmeye başladım ama malesef dışarı çıkmaktan başka bir şansım yok.
Tam ayağa kalkıyordumki kapım açıldı ve Ali büyük cüssesi ile içeri girdi ben söyleyeceğim kelimelerimi beynimde hazırlıyordumki Ali geldi ve yatağın öbür ucuna oturdu kaşlarım çatılmıştı bile ne münasebet."N'apıyors-."
Kızgın birşekilde söyleyecektim ama Ali Efendi lafımı kesmişti hemde ne ile elindeki yara bandı ile kaşlarım bu sefer şaşkınlıktan havalanmıştı ne yapıyordu bu Allah aşkına.
"İzin ver yarana bakiyim".
Bu söylediği şey kesinlikle rica değildi başlı başına bir EMİR di.
Bana itaat etmeyen organlarım onun söylemi ile durmuş Ali ye itaat ediyordu.
Ali yavaşça elindeki ilaçlı olduğunu düşündüğüm ıslak bezle kaşımın üstünde ki yarayı sildi ve sonra yara bandını yapıştırdı.
Sanki kalp ameliyatına girmiş bir doktor gibi davranıyordu işini bitirdikten sonra."Meryem sen biraz dinlen yemek hazır olunca sana haber veririm."
Diyip kalktı yerinden bende onun bana olan büyüsünden uyanıp asıl aklımda dolaşan soruyu sordum.tabi bilip bilmeyeceği büyük bir muamma
"Kıble hangi tarafta."
Arkası dönük olan Ali benim sorum ile önce durdu sonra bana dönüp konuşmaya başladı.
"Şu tarafa dönüp kıl Kıble ,o tarafta."
Hem Eli ile hemde sözleri ile belirtmişti şaşırmıştım kıbleyi bilmesine ama neyapayım böyle davranan birinden beklemiyorum namaz kılmayı,ama tabikide merak ediyorum aslında kılsa belki kalbim daha çok ısınırdı ona.
Ağzımı tam açacaktımki arkasını dönüp gitti bende omuzlarımı düşürüp namaz kılmak için bir ortü aradım belki çeknecede bir örtü bulurum ümidi ile açtığımda ağzım şaşkınlıkla iki karış açılmıştı içinde seccade vardı yüzümdeki güzel tebessüm ile namaza durdum.
Başlamadan önce seccademin üzerine oturup bütün azalarımla namaza hazır oluncaya kadar otırdum ondan sonra kalkıp kılmaya başladım.
ne kadar düredir namaz kılıyorum bilmiyorum artık ayaklarımın altı uyuşmaya başlamıştı nafile namaz kılıyordum.
Tesbihatımı yapıp dua ettim sonra seccademi topladım tam yerine koyuyordumki kapının yanında Ali işe karşılaştım durmuş beni seyrediyordu korkutmuştu beni.başımı sinirle aşağıya indirip seccadeyi yerine koydum onu görmemezlikten gelmeye çalışıyordum." namaz kılarken aklından ne geçiyorki namazı hem korku hem de sevinçle kılıyorsun merak ediyorum."
Ali nin sorusu ile hem şaşırmış hemde sevinmiştim çünkü namazı merak ediyordu.
Yüzümdeki tebessümle cevap verdim cevabım bir okadar güzel bir okadar da etkileyiciydi.
'Hâtimi eshâm.(r.a) 'a namazı nasıl kıldığını sorarlar.
Şöyle der.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUAM'DI KÂBE
SpiritualALLAH AŞKI BUTUN BENLİGİNİ SARMIŞ BİR GENÇ KIZ. ... "Allah'ım lütfen banada nasip et " Meryem tekrar tekrar ellerini semaya kaldırıp dua eder... "Hacı olmayi. Kâbe yi görmeyi nasip et." Der ama bilmezki hangi şartlarda gideceğini zamanın ne göstere...