9. Bölüm

2.1K 1K 2.6K
                                    

Merhabar...

Desteklerinizi lütfen eksik etmeyin. Lütfen hayalet okuyucu olmayın. Sizin oy ve yorumlarınız bizim için birer motivasyon kaynağı. Buraya kadar geldiyseniz, hikayemizi beğenmiş ve benimsemişsiniz demektir. Emeğimizin karşılığı olan bir oy ve onun için yıldıza basmak çok da zor değil. Fikirleriniz benim için çok değerli. O yüzden fikirlerinizi belirtmekten geri durmayın. Yorumlarda buluşalım...

Keyifli Okumalar. ❤️

9. Bölüm

"Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında, tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Düştüğümüz kuyular sandığımız kadar dipsiz değil aslında, tutunmaya çalıştığımız ipler çok kısa."

Charles Bukowski

⚔️

Akşamın karanlığına boyanan gökyüzü, sokağın tavanından süzülerek köy evlerinin çatılarına vuruyor, pencereden bakan çocukların gözlerine seyirlik manzara sunuyordu. Bu manzaradan nasibini alanlardan biri de Balca idi. Arabanın içinde oturmuş gökyüzünden bir avize gibi sarkan Ayın o muhteşem ışıltısını hayran gözlerle izliyor, çevresinde ona secde eden yıldızlara ise umutla bakıyordu.

Güzeldi, hemde çok güzel.

Aynı hissiyatlara sahip başka bir çift göz daha vardı; fakat onun manzarası bambaşkaydı.

Balca, gökyüzünün muazzam tablosunu zihninde uçuşan sorularla izlerken Cenk'in bakışları yanında oturan ve gökyüzünü büyülenmiş gözlerle izleyen genç kızın üzerindeydi. Yüzündeki gülümsemeden bi'haberdi.

Tenine baktı, ışıl ışıldı. Sonra uğrak yeri kumral saçları oldu. Başak tarlalarını anımsattı ona. Başaklar ona verimi çağrıştırırdı, o hissiyatla içli bir nefes aldı. Karıncalanan parmaklarını düz ve kusursuz görünen saçlarla buluşturmak istedi. Yutkundu ve bakışları yandan görünen göz yapısına kaydı. Bir dağ gibi sıralanan kaşları ve altında yatan o irisleri görmese de hayal etti. Ela gözlerinde, uslanmaz meraklı bir çocuğun ruhu vardı. Gülümsemesi daha da büyüdü.

Bakışlarını ayırmadı ve aşağı doğru meyillendi. Aralık duran pembemsi dudakları çekti dikkatini. Damağı kurudu, su dilendi fakat ona eşlik eden hızla çarpan sol yanı oldu.

Büyülenen iki insan vardı. Biri doğanın etkisi altındayken bir diğeri tamamen güzelliğin vücut bulmuş hâlineydi.

Kendine gelmeliydi bunun farkındaydı ama gözlerini alamıyordu. Onu kendine getiren ise Balca'nın o eşsiz güzellikte olan ela gözlerinin siyah irisleriyle çarpışması oldu. Genç kızın kaşlarını çattığını farketmesiyle elektrik akımına kapılmış gibi irkildi. Hızla başını çevirdi ve nefessiz kalan bir astım hastası gibi hızla nefes alıp vermeye başladı. İrisleri ise genç kız hariç heryerdeydi. Gözlerini sıkıca kapattı ve bekledi. Kendisine neler olduğunun bilincindeydi. Sonuçta yeni yetme bir delikanlı değildi. Farkındaydı her şeyin. Ama şu durumda, bunun olması doğru değildi. Bulması ve çözmesi gereken bir seri cinayet vakası vardı. Bu yüzden bu vaka çözülmeden kalbinin anahtarını çevirip de onu açığa çıkaramazdı.

OTOSTOPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin