29. Bölüm

742 286 543
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Geçen bölüm bir oy sınırı koymuştuk ama maalesef oy sınırını geçemedik. Hayalet okuyucular o kadar çok fazla ki, emeğimin karşılığı olan bir oyu bile çok görüyor. Bölüm gelsin diyerek bölüm istemeyi biliyorlar, bölüm atmayınca kızıp duruyorlar ama tek bir yıldıza basmak akıllarına gelmiyor. Sırf her bölüm hakkını vererek okuyan, yorum yapıp oy veren değerli okurlarım için oy sınırı dolmadan bu bölümü yetiştirip paylaştım. O nadir, değerli okurlarım kendilerini biliyor ve onlara teşekkür ediyorum. Bu bölüm sizler için ❤️

Diğer bir konu ise ben bir anneyim ve aynı zamanda yeniden anne olacağım. Şu an hamileliğimin 32. Haftasındayım 🤭 Tabii biraz sancılı dönemlerden geçtik ve şimdi de son aylarına yaklaştığımız için bölüm gelme süreleri elimde olmadan geç gelecek. Ben yine elimden geldiğince bölüm atmaya devam edeceğim. Bu süre zarfında beni anlayışla karşılamanızı rica ediyorum. 

Çok uzattım. Sizi bölüm ile başbaşa bırakıyorum. Oy ve yorumlarınızı lütfen esirgemeyin. Keyifli okumalar ❤️

29. Bölüm

Gecenin sinsi karanlığını delen cehennemin ateşi bir haneyi yok etmeye hazırlanırken ateşin parçaları başka hanelere sıçramak için hazırlanıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gecenin sinsi karanlığını delen cehennemin ateşi bir haneyi yok etmeye hazırlanırken ateşin parçaları başka hanelere sıçramak için hazırlanıyordu. Köy halkı uykunun beşiğinde salınırken ateşin o muazzam kızıllığı semada bir gelin gibi süzülüyordu. Bu kızıllık kimileri için görsel bir şölen gibi dursa da birçok yüreğe ateş düşecek ve o ateş de kavrulacaktı.

Cehennem şeytanın iniydi ve şeytan taşpınar köyünde gizliydi.

"Yangın var!"

Cehennemin tam da ortasında kopan bu feryat birçok hanenin aydınlanmasını sağlarken çoğu deliksiz uykusuna devam etmekteydi. Hanelerden uyanan her birey bu feryada eşlik ederken birkaç dakika sonra köy mahşer yerine dönüşmeye başladı.

"Yangın var!"

"Uyanın!"

"Hemen kovalara su koyun!"

"Diğer evlere sıçramadan söndürmemiz gerekiyor!"

Her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyor, insanların feryatları katlandıkça artıyordu. Her bir ses gürültü oluşturmaya başladığında tombul ve yaşlı bedenini yattığı yer yatağından zorlukla kaldırdı. Uyku sersemliğiyle neler olduğuna anlam veremezken yaşlı kalbi endişeyle çarpmaya başladı. Dışarıda kızılca kıyamet koparken horlayarak uyuyan eşine bakıp gözlerini devirdi.

"Dünya yansa umrunda değil!" Eşini umursamadan söylenerek arkasını döndüğünde torununu uyandırmak üzere harekete geçti fakat onu durduran yarı yolda karşılaştığı Balca oldu. Genç kızın uyku akan gözleri yaşlı kadına sorgularcasına bakarken dışarıdan gelen yeni bir feryatla ikisinin bakışları da hızla kapıyı buldu.

OTOSTOPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin