İyi çocuğu öptüm!

29.8K 213 1
                                    

Ertesi gün kalktığımda evde paytak paytak yürüyordum. Suç Kaan'ın (böyle yürümek daha rahat geldi. tabi ki dışarda böyle yürüyemezdim o sızlamayı çekmek zorundaydım.) Çağlar'ı aradığımda, Tülü'yle Deniz'lerde olduğunu söyledi. Bende Deniz'in evine doğru yol aldım. Kapıyı Tülü açtı.

Salona geçtiğimde tanımadığım bir kız oturuyordu tekli koltukta. Deniz yoktu. Bu kız kiminki olabilir? Çağlar? Olmaz Çağlar'ın olsa yanında oturuyor ve öpüşüyor olurlardı. Sanırım Doruk'la bi alakası var diye düşündüm. Doruk ilişkisini insan içinde vıcık vıcık yaşayan biri değildi. Bu yüzden ayrı koltuklarda oturuyorlardı. O sırada Deniz uykulu bi şekilde salona girdi. Tanımadığım kız:

"Uykucu uyandı." dediğinde kıza döndüm. Tabi ya o Deniz'in kızı. Yine eğlenmiş anlaşılan. Deniz, neden bu kız hala evden defolup gitmedi der gibi bakıyordu. koltuğa otururken bize dönüp 'nabersiniz?' dedi. Biraz sohbet edildikten sonra Çağlar kıza dönüp:

"Ee dün gece nasıldı?" dedi. Tülü kahkahaya boğularak:

"Öyle şey sorulur mu lan?" diyerek gülmeye devam etti. Doruk ise ben, Deniz, koltuktaki kız üçlüsünü gerilmiş bi şekilde izliyordu. İçinden; "bunların yattığını öğrenirse kızlar saç başa birbirine girecek." diye düşündüğünü tahmin edebiliyordum. Gerilme Doruk. Ben gayet sakinim. Çağlar böyle yüzsüzdür işte. Açık konuşur.

"Deniz pens boyunu söylemiyor bende senden öğrenirim belki diye umuyordum." dedi Çağlar tekrar  kıza dönerek. Tülü yine gülmeye başladı. Hapşuruyormuş gibi yapıp sonrasında 'Bamya' dedim kısık sesle. Tülü tekrar kahkaha atmaya başladı. Çağlar'da öyle. Doruk'ta başını eğmiş kıkırdıyordu. Deniz ağzı yarım açık bana bön bön baktı. İşin ilginç yanı kız dediğimi duymadı ve gülerek etrafına bakıp: "Ne dedi?" diyordu. Tülü:

"Boşver." diyerek gülmeye devam etti. Bamya sayılmaz tabi (Kaan'dan sonra sayılır ama.) Bir saat sonra adının 'Selin' olduğunu öğrendiğim kız defolup gitti. Çağlar'a sesli bi şekilde:

"Şişe çevirmece ne zaman?" dedim. Deniz'e duyurmak istedim kabul ediyorum. Aklımca onu kıskandırmak istiyor gibiydim. Çünkü ben onu kıskanıyordum. 

"Haber veririm sana ayarlayınca."

Akşam bara gittik hepimiz. Nesrin yine oradaydı. Bu sefer yüzü gülüyordu öğrendi tabi ayrıldığımızı. Beni yalnız bulunca yanıma geleceğinden emindim.

 Bir anda sahneye çıktım ve çalanlara şarkımı verdim. Belirli bi ritmi tutturduklarında şarkıya başladım. Lily Allen' dan Fuck You'yu söylemeye başladım. Her "fuck you" dediğimde Nesrin'e bakıyordum. Suratı çok pis değişti. Tülü gülme krizine girmişti masada. 

Fuck you

Fuck you!

Şarkım bittiğinde masaya döndüm. Hala gülüyorlardı. Deniz'de dahil... O kadar gülmek Nesrin'e yeterdi. Daha fazlasına izin veremem. Arkadan biri parmağıyla omzuma sertçe dokundu. Arkamı döndüm. Nesrin. 

"Konuşalım mı?" dedi sert bi sesle. Tam olur diyecekken Tülü yanımda bitti yine.

"Konuşmicak." dedi. 

"Sen niye her yerden çıkıyosun ya?" Tülü bir anda kızın saçına yapıştı. Eveet Tülü delirdi sonunda. Nesrin'i mekandan attılar. (bu bar bizim tarafımızda dostum) Tülü hala sinirliydi. Çağlar onu alıp eve götürdü. Bi süre masada sessiz kaldık. Deniz sessizliği bozdu.

"Ben kaçıyorum." 

"Nereye?" dedi Doruk.

"Aylin'e gidiyorum. Bugün boşmuş. Hadi görüşürüz." dedi bana bi bakış atarak ve çıktı gitti. Bu neydi şimdi? Bana neden öyle bakıyor bu cümleyi söylerken. Yoksa ben kuruntu mu yapıyorum? Yine sinirlerimi bozmuştu bara gidip iki shot attım. Sonra bi 70lik bira daha söyledim. Masaya gidene kadar yarısını dikmiştim bile. Doruk:

"Yavaş gidiyorsun Eses." diğer yarısınıda diktim.

"Hop hop öyle demek istemedim. Bu kadar yüklenme kızım sonra ben taşicam seni eve. bak kimse kalmadı." Doruk bunu söylerken barmene elimle bir tane daha istediğimi belirttim. 

"Sende söylesene bi bira." dedim.

"Yok bana bu kadar yeter."

"Hadi tek başıma zevkli olmuyo söyle bi tane."

"Fazla kaçıramam ayık kalmam lazım ki seni eve götürebileyim." Barmen biramı getirdiğinde Doruk'a da bir tane söyledim. Bana bön bön baktı.

"Bi şey olmaz bakma öyle. Kafam yerinde benim." dediğimde az önce diktiğim biranın baş döndürücü etkisi başlamıştı halbuki. Ben yeni biramı söylediğimde Doruk daha yarısına gelmişti. Doruk'la konuşurken kelimeleri birbirine karıştırıyodum.

"Hadi dikiyoruz."

"Eses bundan sonra kalkalım kaydın iyice."

"Bu kadar mı korkuyosun sarhoş olmaktan be olum. Sen yarıya gelene kadar iki bira bitrdim." Doruk'un kafası çakır keyifse, gaza gelen yönü ağır basıyo. Birayı dikti. Bir tane daha söyledi. Bir tane daha...

İkimizde baya kaydık.Hesabı ödeyip çıktık. Bende ki para bitmişti. Otobüsle kadıköye geçtik. Doruk cüzdanınaa baktı.

"18 lira var. Seni bırakıp oradan eve geçmeye yetmez. Ya senin evde kalcaz ya Deniz'lerde. Ki seninki sevgilisiyle kalıyo bence bizim eve gidelim. Zaten Deniz Aylin'de kalır bugün." 

"Bana uyar." dedim ve taksiye bindik. Taksimetre 18 civarı tuttuğunda indik ve yürümeye başladık. Başım iyice dönüyodu yolda yürüyemiyodum. Doruk koluma girmişti. Bi ara sendeledim ve gülmeye başladım. Doruk gayet ciddiydi.

"Gecenin bi yarısı kızım it kopuk bi şey çıkıcak şimdi biraz düzgün yürümeye çalış." Gülmeye devam ettim yüzüne bakarak. Hafiften o da güldü ama sonra toparladı. 

"Tülü Nesrin'e nasıl daldı ama." aklıma o görüntü gelince yine gülmeye başladım eğilerek. Doruk kolumu tutup beni kaldrmaya çalışıyodu ama o da gülüyodu. Beni kaldırıp yüzüme baktı.

"Az kaldı cıvıtmadan yürüyelim tamam mı?" dedi. O an hiç bi şey düşünmeden dudaklarına yapıştım. Yüzlerimiz yakın mesafedeydi ve bi anda yapıştım işte. Sonra yavaşca kendini geri çekip:

"Eslem, kendinde değilsin hadi." dedi. Hiç bi şey demeden tekrar öptüm ve elimi saçlarında gezdirdim. Bu sefer kendini çekmek yerine elleriyle yüzümü tutarak karşılık verdi. Bi kaç saniye sonra yine çekti kendini ve kolumdan tutup yürümeye başladı.

"Bu kadar içmicektik." dedi. Yürürken düşünmeye başladım. Yakışıklı çocuk (fazlasıyla). Ama iyi biri işte. Bana göre fazla iyi biri. Bir dakika. Az önce Deniz'in en yakın dostunu öptüm. Ve şimdi ikimiz eve gidiyoruz!

İyi Biri DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin