Uyandığımda yanım boştu. Kalkıp içeri geçtim. Kahvaltı hazırlamıştı, yine.
"Günaydın. Bende şimdi kafana su dökücektim uyandırmak için." dedi. Masaya oturduk.
"Öyle bi şey yapsaydın çok kötü olurdu. Uykumdan öyle yöntemlerle uyandırılmaktan nefret ederim."
"Uu o zaman iyi ki uyanmışsın." Doruk bu kahvaltı işini çok seviyor olmalı diye geçirdim içimden. Ama şimdi dün yaşadığımız olayın değerlendirmesini yapmam gerek..
Doruk'la yattım ve Deniz'in henüz haberi yok. Şu an Doruk'la bir ilişkiye başlamak istiyorum açıkcası. Deniz, umrumda değil gibi. Ama Doruk'la ilişkimi öğrensin istiyorum. Amacım ne bilmiyorum. Hala kıskandırmaya çalışmak olabilir mi? Olabilir. Belki de söylediğimde arkadaşlığımız bozulcak. Neyse bunu öğrenmenin tek yolu Deniz'e olayı anlatmak. Ama tabi ki ben anlatmalıyım, Doruk değil..
"Bugün gezer miyiz biraz? iki kumru olarak." diye takıldım.
"Tabi, iki günümüz var nasılsa." dedi gülümseyerek. Tabi ya. İki gün...
"Aslında ben Deniz'e söylemeye karar verdim." Yemek ağzında bana bakmaya başladı ve ağzındakini yutmadan:
"Ne çabuk fikir değiştiriyosun."
"Doruk iki gün boyunca senle sürtüp, sevişip, yalaşıp sonrasında gizli mi takılcaz?" Ağzına attığı diğer lokmayı da yutmadan konuştu yine:
"Yalaşmak güzelmiş. Sevdim bunu." dedi çatalı sallayarak.
"Konuya dön. Ya da senle arkadaş olmaya devam mı edicez?"
"Beni dün 'söylersek arkadaşlığımız bozulur' diyerek vazgeçirmiştin hatırlıyo musun?"
"Evet ama o zaman sadece öpüşmüştük. Saklanılabilir bi şey. Ama şimdi yattık ve ben senle devam etmek istiyorum." Tekrar bana baktı susup. Son cümleme vereceği cevabı merak ediyordum.
"... Bilmiyorum Eslem. Bi yandan söylemek bi yandan söylememek geliyo içimden."
"Sende beni istiyo musun?" Biraz sessiz kaldıktan sonra ağzından çıktı cevabı:
"Evet... Galiba. Kafam karışık sorduğun sorulara bak."
"Dün boynuma dalarken hiçte kafan karışık değildi." dedim gülerek. Bön bön baktı.
"Yarın konuşmaya gidicem Deniz'le." dedim.
"Ben konuşurum bırak."
"Hayır elin ayağın birbirine dolanır senin."
"...Haklısın." Kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktık. 2 saatimiz Guitar Hero'da geçti. Ardından akşama kadar dolandık yemek falan yedik. Akşam bara geçtik. Tülü ve üçlük her zamanki gibi oradaydı. Tülü'ye olayları anlattım.
"Kızım bir gün görüşmedik sadece, yine olay biriktirmişsin. Tebrik ederim bu arada. Sen bu aralar arkadaşlarına kayıyosun ha, sıradaki Üçlük olmasın." dedi Tülü gülerek.
"O kadar değil. Üçlüğe kayıcağımı sanmıyorum." Üçlüğün kafası baya güzel olacak ki sahneye çıkıp iki şarkı söyledi. Kahkahalara boğulduk tabi. Sonrasında eve döndük. Üçlük mekandan ayrılmadı.
Eve döndüğümüzde kapıdan girdiğim gibi Doruk'un dudaklarını öpmeye başladım. Sarhoş olunca dürtülere pek karşı koyamıyor insan. Doruk beni durdurup baktı. Tam bi şey diyecekti ki:
"Battı balık yan gider." dedim ve öpmeye devam ettim. O da karşılık verdi. Odaya öpüşerek geçerken üstümdeki gömleği çıkarıp koridora bırakmıştım bile. Onu yatağa yatırıp boynunu emmeye başladım. Elleri belimde geziyordu. Pantolonunu açtıktan sonra boxerını sıyırıyordum ki:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Biri Değilim
Teen FictionBir çok kişi tanıyor fakat sadece iki kişi arasında kalıyor Eslem. En yakın iki arkadaşı arasında...