"Hadi uyanın denizeeeeeeeeeeeeee!"
Tülü yatağımda zıplıyordu.
"Hadii laan sadece 5 günümüz kaldı. Her dakikamız değerli!" Başucumdaki telefondan saate baktım.
08:07
Başımın altındaki yastığı alıp Tülü'ye fırlattım.
"Deli misin bu saatte ne denizi yaa off."
"Her dakikamız değerli diyorum!" dedi zıplamaya devam ederek. Yüzümü Tülü'ye dönüp bön bön bakarken Ufuk gelip onu omzuna aldı. Tülü bir çığlık attı.
Ufuk:
"Daha bağıracak mısın?"
"İndir ya beni! Susmicam hadi kalkın gençler!" Artık uykum kaçmıştı. Kalkıp mutfağa gittiğimde Deniz yüzünü kuruluyordu.
"Tülü'mü ıslattı?"
"Başka kim ıslatabilir?" Deniz çok zor uyandığı için Tülü onu su dökerek uyandırırdı. Şahsen su dökülerek uyandırılmak bende sinir yapıyor. Doruk odadan çıkıp:
"Kızım sabahın 8i lan saat. Neyin kafasındasın sen?" Tülü'nün gülüşme sesleri geliyordu içerden. Kız bizi uyandırdı, şimdi de içerde manitasıyla yatakta takılıyor. Hazırlanıp kahvaltıya çıktık oradan da denize. Kumsalda Tülü'nün canı kağıt helva içinde dondurma çekti. Bunun üzerine Ufuk hepimize birer tane almak için gitti. Fırsat bu fırsat diyen Tülü çocuk kesmeye başladı.
"Aynı boku yemek üzeresin." dedim.
"Farkındayım. Dün bardaki çocuk çok iyi değil miydi?"
"İyiydi de Ufuk tekrar öğrenirse-"
"Ayrılacak biliyorum ama napim kendimi durduramıyorum."
"Hayır ayrılmicak. Ya da yine dayanamayıp geri gelicek. Ama çocuk aptala dönücek. Ve böyle şeyleri haketmiyor Tülü. Çocuk çok iyi biri."
"Tamam onun kimsede gözü yok. Çocuk sadece beni görüyor resmen. Ama ne bilim sanki düzgün ilişkiye hazır değilmişim gibi."
"Ufuk geçen onu sevip sevmediğini sordu bana."
"Ne dedin?"
"Seni önemsiyor dedim sadece. Ve gözleri ışıldadı. Mutlu oldu lan çocuk. Böyle birini kolay kolay bulamazsın. Çocuk nasılsa sana dönüyor diye onu kullanma. Sevmiyorsan da ayrıl."
"Ayrılmak istemiyorum sanki. Ya benimde kafam senin gibi karışık işte." O sırada Deniz yaklaştı.
"Kızlar yarın bileti alalım da kalmayalım burada. Paranın dibini görücez yakındır."
"Beş gün yeticek mi bize para?" dedim.
"Bi şekilde yettiricez. Bu beyfendi de bizden sonra yine tatile gidicek." dedi Doruk'u göstererek. Doruk:
"Bizimkiler Kuşadasına uğricaklar bende gidicem onlarla."
"Ohh beyimize bak sen tatil üstüne tatil. Ne kadarlığına?" dedi Tülü.
"İki haftalığına. Üçte olabilirmiş. Duruma göre bakıcaklarmış işte." O sırada Ufuk gelmişti. Elindeki torbaları havaya kaldırıp sallayınca alkış çaktık. Ve kağıt helvalarımızı afiyetle yedik.
Akşam yine ve yine ve yine mekanda tek kesişmeyen ben ve Ufuk'tuk. Sabah her şey güzel tıkırında ama akşam oldu mu bu aranmaya gelen kızlar beni deli e-di-yor. Bu sefer üç kızı kabul etti masaya bizimkiler. Hatta biri Ufuk'a yavşadı. Ufuk hiç yüz vermedi. O sırada Tülü'ye dikkat ettim. Tülü sinirini kontrol edemeyen bir tipti değil mi? İçinde şu an bombalar patlıyordu ama bunu dışarı yansıtmadı. Halbuki benim bildiğim Tülü, kalkıp kızı saçından tutup sürüklerdi. Kıskanmıyor desen o da değil. Her an patlicak gibi ama tutuyordu kendini. Neyseki Ufuk'a yavşayan kız, onların sevgili olduklarını öğrendi ve yavşamaktan vazgeçti. Kızlardan Deniz'e yavşayanı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Biri Değilim
Teen FictionBir çok kişi tanıyor fakat sadece iki kişi arasında kalıyor Eslem. En yakın iki arkadaşı arasında...