Hikaye bölümlerini ne zaman yayınladığımı unutuyorum açıkçası okuldu falandı derken..
Bu bölümü Seren'e ithaf ediyorum.. :)
Valla ettim gitti.
Youtube'si açılmayanlar için şarkı: Belleruche - Clockwatching
Murat'ın dütmesiyle gözlerimi açtım. Etrafa baktığımda sahilde tek uyuyanın ben ve Deniz olduğunu fark ettim. Doruk, Deniz'in saçlarını okşayarak uyandırmaya çalışırken Kaan'lar ona gülüyordu. Araları iyi ki bozulmadı diye geçirdim içimden.
Uyanır uyanmaz bunu geçirdim içimden.
Diğerleri dün kü çöpleri topluyorlardı. 'Kanka' etrafta görünmüyordu. Telefondan saate baktım. Sabah 9du. Sahilde bisiklet sürenler ve koşu yapanlar vardı. Etraf toparlandıktan sonra eve doğru yol aldık.
"Oğlum Kanka'da bizle gelseydi lan." dedi Deniz. Kaan cevap verdi:
"Nerede tutucaz o hep buradadır geldiğimizde görürüz."
Az uyumuştuk ve dünün yorgunluğu vardı üzerimizde. Eve girdiğimizde Deniz koltuğa attı kendini. Bende yanında boş kalan yere oturdum ve televizyonu açtım.
Televizyon izlemem ama zaplamak bir ihtiyaç gibi sanki. Doruk direkt odaya gidip kendini yatağa attığında 'ooh' sesini duydum. Televizyona bakarken gözlerim yavaş yavaş kayıyordu.. Daha fazla uyanıklığa dayanamadım..
Akşama doğru Deniz'in gitar sesine uyandım. Almakla hatamı ettim diye düşündüm çünkü başım çatlıyordu. Deniz'in de çatladığına emindim ama çocuk seviyor ne yapalım? Odaya, Doruk'un yanına gidip uyandırdım. Sonra yemek hazırlamak için mutfağa girdik.
"Başım çok ağrıyor ya. Dün Kaan'lara 'beni dönme dolaba bindirin' diye tutturmuşum." Gülmeye başladım.
"Ne alaka?"
"Ne bilim kafam güzel ya. Küçüklüğümden beri çok severim heralde canım çekti."
"Hiç dönme dolaba binmedim." Durup bana baktı.
"Gerçekten mi? Neden?"
"Hayatı hep hızlı yaşıyorum ya. Yavaş şeyleri sevmiyordum işte."
"... Ciddi misin?"
"Dalga geçiyorum ya. Aslında bi bakıma doğru. Hep trene, balerine falan binerdim. Dönme dolap hiç ilgimi çekmezdi."
"İlginç." diyerek masayı hazırlamaya başladı. Deniz hala gitar çalıyordu. Doruk:
"Oğlum kafamı siktin bırak şunu artık!" dediğinde gitar sesi durdu. Ve Deniz mutfağa geldi.
"Tamam ya. Ne yemek var? Ooo köfteliyo muyuz?" Eliyle tavadan bir köfte alıp ağzına attı. Ağzı yanınca suratı değişti tabi.
"Hhhha yandım lan." O sırada telefonu çaldı. İçeride kısa bi konuşma yaptıktan sonra gelip masaya oturdu.
"Kim?" dedi Doruk.
"Aylin ya." dedi umursamaz gibi. "Buluşalım diyo."
"Ee napıcaksın?" Ben soru soramazdım ama benim yerime sağolsun Doruk soruyordu.
"Çıkamam dün çok yoruldum dedim." O an Aylin'in dün olmadığını fark ettim. Neden yoktu? Yine Doruk içimi okuyormuş gibi:
"Dün Aylin niye yoktu lan?"
"Annesiyle bozuşmuşmuş çıkamamışmış falan. Ben doğum günüme çağırmadım bile."
O zaman neden o kızlasın salak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Biri Değilim
Teen FictionBir çok kişi tanıyor fakat sadece iki kişi arasında kalıyor Eslem. En yakın iki arkadaşı arasında...