If we have each other, we'll both be fine.
🌃🌃
"Teşekkür ederim." Harry, benim için küçük kafenin ahşap kapısını araladı. Gülümseyerek önden ilerledim. İçeride dört beş kişi vardı. Duvarlarda birçok tablo asılıydı ve her köşede birkaç tane büyük vazoda çiçek vardı.
İçeriye girdiğim anda hissettiğim rahatlık ve huzur dudaklarımda koskocaman bir gülümseme oluşmasını sağladı.
"Burayı nasıl keşfettin bilmiyorum ama, mükemmel görünüyor." Harry'ye dönerek konuştum. Harry, omuzlarını silkti ve önümüzdeki küçük masanın sandalyesini benim için çekti. Gülümsedim ve kibarlığı karşısında midemde oluşan krampları engellemek adına hızla sandalyeye oturdum. Harry'de karşıma oturdu ve gözlerimiz buluşurken konuşmaya başladı. "Güzel yerler keşfetmeyi severim. Burası şans eseri çıktı karşıma ama haftada en az bir kere gelirim."
Kaşlarım havalanırken anladığımı belli edercesine kafamı salladım. Kendi geldiği yere beni de getirmesi, mutlu olmamı sağlamıştı. Evet Harry'le yeni tanışsak da, görüştüğümüz her gün beni mutlu etmeyi başarmıştı. Nedense yanında otururken gülümsememek imkansız gibiydi.
"Kahve içeriz değil mi?" Şakayla karışık sorusu beni güldürürken kafamı salladım. Harry, garsona bir el hareketi yaptı garson yanımıza geldiğinde siparişlerimizi verdik. Tekrar bana dönerken onu izlediğim için bir an yanaklarımın ısındığını hissettim. Harry belli etmeden gülümsemeye çalıştı ve konuştu.
"Ee, neler yapıyorsun bakalım?" İç çekerek gülümsedim ve konuştum. "Yayın evine sürüsüyle gelen taslakları gözden geçiriyorum." Harry, kollarını göğsünde birleştirirken konuştu. "Eğlenceli olmalı."
Kıkırdadım ve neşeyle konuştum. "Bazı hikayeler ürkütücü olsa da genel olarak eğlenceli olduğu söylenebilir."
Harry anladığını belli edercesine kafasını sallayınca hızla konuştum. "Peki sen, sen neler yapıyorsun?" Harry derin bir nefes aldı ve sağ eliyle saçını düzeltti. Bana oldukça sevimli gelen bu hareketi gözlerimin bir süreliğine saçlarında gezinmesini sağladı. Ama Harry tekrar konuşmaya başlayınca gözlerimizi buluşturup ona odaklandım. "Söz yazarlığı yapıyorum."
Kaşlarım havalanırken heyecanla konuştum. "Yani bir şeyler yazıyorsun?" Harry bu halime sırıttı ve beni cevapladı. "Yani, yazmaya çalışıyorum." Kafamı salladım ve aklımdan geçen düşünceyi hızla söyledim. "Peki kitap türü bir şeyler yazmayı denedin mi hiç?"
Harry, kıkırdadı ve konuştu. "Denemedim, tabi ki aklımdan geçti."
Dudaklarımı yaladım ve tekrar konuştum. "Belki bir gün denersen seve seve okurum." Harry, ufak bir kahkaha atıp kafasını salladı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi yüzüme baktı ve konuştu. "Yazdığım birkaç şarkı sözünü görmek ister misin?"
Gözlerim heyecanla büyürken kafamı hevesle salladım. Harry cebinden telefonunu çıkarttı, nasıl yazdığını ya da ne hakkında yazdığını çok fazla merak ediyordum. Harry'den çok fazla hareketli şarkı sözleri beklediğim söylenemezdi. Daha çok sakinleştirici, yavaş şarkılar yazıyormuş gibi hissediyordum. Harry telefonunu bana hızla uzattı, telefonu hemen alıp gözlerimi Harry'den telefona çevirdim. Gözlerim şarkı sözlerinde yavaşça dolandı.
Ain't got a soapbox I can stand upon.
(Üzerinde durabileceğim bir sandık yok.)But God gave me a stage, a guitar and a song.
(Ama tanrı bana bir sahne verdi, bir gitar ve bir şarkı.)My daddy told me, "Son, don't you get involved in Politics, religions or other peoples' quarrels."
(Babam bana, "Oğlum, siyasetle, dinlerle ya da diğer insanların kavgalarıyla ilgilenme" dedi.)I'll paint the picture, let me set the scene.
(Ben bir resim boyayacağım, sahne kurmama izin ver.)I know when I have children they will know what it means.
(Çocuğum olduğunda onların bunun ne anlama geldiğini bileceğini biliyorum.)And I pass on these things my family's given to me.
(Ve ailemin bana verdiği bu şeylerin üzerinden geçiyorum.)Just love and understanding, positivity.
(Sadece aşk, anlayış, pozitiflik.)Kirpiklerimi kırpıştırdım ve hızla Harry'ye dönüp konuştum. "Harry! bu sözler mükemmel."
Gözleri mutlulukla dolarken konuştu. "Teşekkür ederim, beğenmene sevindim."
Gülümsedim ve iç çektim. Aslında tam olarak Harry'den beklediğim şarkı sözleriydi. Çok fazla güzellerdi ve bu sözleri neyi düşünerek yazdığını oldukça merak ediyordum. Gözlerim hala Harry'deyken kahvelerimiz geldi. Hızla uzanıp kahvemden bir yudum aldım. Gerçekten tadı harikaydı. Sanırım, Harry güzel yerler keşfetme ve şarkı sözleri yazma konusunda oldukça başarılıydı. Bir anlığına bu özelliklerini başka birinin de bilip bilmediğini merak ettim. Ama sonra bunun saçma olduğunu düşünerek derin bir nefes aldım.
Sonuçta, burada Harry'nin karşısında oturup onunla sohbet eden kişi bendim. Ve nedense artık hep birlikte oturup sohbet edecekmişiz gibi hissetmeme engel olamıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Angel // h.s
FanfictionGözlerim senin gözlerine kenetlendiği an bir şey olduğunu biliyordum. Bir şey vardı biz, 'biz' olacaktık. 🧚♀️1-Harry