The love is here and here to stay so lay your head on me.
🧚♀️🧚♀️🧚♀️İyi okumalar! Geçiş bölümü gibi bir şey... Bu arada oy vermek bu kadar zor değil, yıldıza
dokunmanız yeterli.🙃《《《
"Pekala görüşürüz." Harry'ye el salladım ve evin kapısını yavaşça açtım. Harry beni eve bırakmıştı ve şimdi de çocuklarla buluşmaya gidiyordu.
Aslında şöyle, dün gece kulübe tarzı olan evde kalmıştık ve neredeyse sabaha kadar oturup muhabbet etmiştik. Sonra da uyumaya karar vermiştik. Aslında tam da bu kısım biraz sıkıntılıydı. Çünkü nerede uyuyacağımızı bilememiştik. İkimizin de aklından 'beraber uyuma' düşüncesi geçtiğini biliyordum en azından. Ama, sonrasında ikimizde bunu cümleye dökemediğimizde Harry kanepede uyumayı önermişti ve bana da arkadaki küçük odayı hazırlamıştı. Aslında bu 'birlikte uyuma' konusu açılsaydı bile kabul edip etmeyeceğimi bilemiyordum. Tamam... belki biraz bunu istiyor olabilirdim. Ama benim düşündüğüm sonrasıydı. Yani, farz edelim ki beraber uyumuştuk. Sonrasında ne olacaktı? Birbirimize nasıl davranacaktık? Ayrıca şuan, nasıl bir ilişki içinde olduğumuzu bilmiyordum. Tabii ki, arkadaş olmadığımızın farkındaydım. Ama daha fazlasını söyleyemiyordum işte...
İç çektim ve Harry'le geçirdiğimiz bütün zamanları düşündüm. Neredeyse, akşam olmuştu ama bu beni rahatsız etmiyordu. Biz zaten öğlen kalkmıştık ve kahvaltı edip, biraz oturup yola çıkmıştık. Yani, demek istediğim, bazen biriyle çok fazla birlikte zaman geçirirseniz, çok fazla konuşursanız, mesajlaşırsanız sıkılabiliyordunuz. Ama Harry'le asla böyle bir duygu hissetmiyordum. Hatta aptalca olsa bile şuanda da burada olsaydı sıkılmış hissetmezdim. Aksine, daha fazla birlikte yapabileceğimiz eğlenceli ve keyifli anları düşünürdüm. İşte, benim sıkıntım da buydu sanırım. Bu duygunun nasıl olduğunu bilmiyordum. Bilmeyi bırakayım, böyle hissedeceğim bir duygunun varlığından haberdar olduğum bile söylenemezdi. Bu belki de, Harry'den kaynaklanıyordu. Öyle bir karakteri ve güzelliği vardı ki, insana kendini sorgulatacak duygular yaşatıyordu.
Gerçi, korktuğum şeyler yok muydu? Tabii ki vardı. Mesela Harry'de benim gibi hissediyor muydu? O da benim kadar yoğun duygular içinde miydi? Ya da bilirsiniz... tanıştığı ya da görüştüğü diğer kadınlara benziyor muydum?
Ve tanrı aşkına bu aptal sorular neden beynimi sürekli meşgul ediyorlardı ki?
Kafamı arkaya doğru attım ve yüksek sesle ofladım. Sorularımla birlikte kafayı yiyecektim yakında. Başka bir açıklaması yoktu bu düşüncelerimin. Ayrıca, bu kadar duygulardan korkan biri olduğum içinde kendimden nefret ediyordum. Her yaşadığım duyguyu ve hissettiğim şeyleri adım adım düşünmeden yapamıyordum. Oysa akışına bırakıp biraz zevkle yaşasaydım eğer, böyle aklımı kurcalayan sorular olmazdı.
Kafamı tekrar kaldırdım ve üzerimi değiştirip taslaklarıma gömülmek için ayaklandım. Kesinlikle, bir şeylerle uğraşmalıydım.
🧚♀️
"Peki, öyle yapacağım o zaman." Kylie'ye bakıp konuştum. Gülümseyerek karşılık verdi ve odasına doğru yürüdü. Bende ayağa kalktım ve belimi esnettim. Tanrım... saatlerdir koltukta oturmaktan her yanım uyuşmuştu. Dün ki kaçamağımdan sonra ofise biraz daha erken gelmiştim. Sanırım bunu yapmamalıydım çünkü o kadar fazla taslak birikmişti ki. Saatlerdir hepsine bakmak zorunda kalmıştım ve bir yere kalkamamıştım. Yemek yemediğimi de hatırlayınca ofladım ve masamın üzerindeki su şişemden birkaç yudum içtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Only Angel // h.s
FanfictionGözlerim senin gözlerine kenetlendiği an bir şey olduğunu biliyordum. Bir şey vardı biz, 'biz' olacaktık. 🧚♀️1-Harry