17🐝

790 69 38
                                        

When I need your love, if I need your help, would you rescue me?


》》》

Ağzımdan bir kahkaha daha kaçarken Harry genişçe sırıttı ve belimdeki kollarını sıkılaştırdı. Belimi resmen kafesleyince sızlandım. Bunu yapmamla birlikte kolunu hızla gevşetirken tereddütle konuştu. "Özür dilerim... canını mı yaktım?"

Ellerimi belimin üzerinde duran kollarının üzerine bıraktım ve yüzümde büyük bir gülümseme oluşurken konuştum. "Hayır ama beni sarılarak öldürmeyi planlıyorsun sanırım?"

Arkamda olduğu için, çenesini rahatça omzuma yasladı. Dudaklarının arasından boğuk bir kıkırtı döküldüğünü duyduğumda yutkundum ve sırtımı arkamda kalan göğsüne biraz daha yasladım. Bunu yapmamla birlikte kıkırdaması dururken, omzumdaki çenesini sıkılaştırdı ve kafasını omzumdan daha öne ittirdi. Kıvırcık saçları, kulağımı ve sol yanağımı gıdıklamaya başlayınca kıkırdadım. Harry'de bunu yapmamla birlikte sırıttı ve belimde duran kollarını tekrar sıkılaştırdı. Az önceki gibi fazla baskı uygulamamıştı ama kollarını gevşekte bırakmamıştı.

"Hayır, onu yapmaya çalışmıyorum. Çünkü sen ölürsen ve kollarımın arasında olamazsan kime sarılacağım ben?" Dudaklarını büzerek, huysuz bir çocukmuş gibi konuştuğunda istemsizce kafamı arkaya attım ve dudaklarımın arasından bir kahkaha döküldü. Başım onun omzuna düştüğünde, gözlerini bana çevirdiğini hissettim. Bir süre daha gülmeye devam ettim ve kafamı kaldırıp eski pozisyonuma döndüm. Gözlerini hala üzerimde hissettiğimde hafifçe ona döndüm ve gözlerimizi buluşturdum.

Gözlerinin içindeki parıltı ve dudaklarının hafifçe yukarı kıvrılması kalbimi tekletti. Çok... çok güzel bir görüntüydü. Bana böyle baktığı için mi güzel geliyordu bilmiyorum. Ama, bana bakmıyor olsaydı bile çok güzel olduğunu düşünürdüm. Çok özel hissettiren bakışları vardı. Bu zamana kadar bana kimsenin böyle bakmadığını da varsayarsak eğer etkilenmem normaldi.

Ama, bir şekilde biliyordum işte.

Onunla alakası yoktu.

"Güzel gülüyorsun..." konuşması durduğunda yüzümdeki hafif gülümsemeyle donduğumu hissettim. Gözlerimin içine bakmaya devam ederken, kaşları hafifçe çatıldı sonra gözlerinde bir ışık yanar gibi oldu ve tekrar konuştu. "Bal çiçeğim... evet evet bal çiçeğim. Güzel gülüyorsun bal çiçeğim..."

Kaşlarım havalanırken ağzımdan bir kıkırtı kaçtı. Gülmemle birlikte Harry'nin kaşları çatıldı ve bana kızarcasına konuştu. "Hey! Lütfen sana bulduğum bu güzel isme gülme..."

Gülmeye devam etsemde kafamı onaylarcasına salladım. Bunu yapmamla birlikte, kaşlarını çatmayı bıraktı ve gülümsedi.

Dudaklarımı yaladım ve gözlerimi bir süre daha üstünde tuttuktan sonra çektim. Tamam, çok garip bir isim bulmuştu. Ama saçma bir şekilde sevimli bir isimdi de.

Of, sanırım Harry'le ilgili olan her şey beni çıkmaza sokmaya başlamıştı.

"Angel!" Niall'ın sesini duyduğumda hızla arkamı döndüm. Tabi, bunu yaptığım için Harry'de benimle birlikte dönmüştü. Niall, gözlerini ikimizde gezdirdi ve sırıtırken konuştu. "Ben eve geçiyorum, sizi de bırakayım. Zaten Harry bende kalır ve bende araba kullanabilecek durumdayım."

Only Angel // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin