16🐝

860 69 37
                                        

iyi okumalar ve oy sınırı koymalıyım diyorum... 40 oy da anlaşıp öpüşelim bence. öptüm okuyan herkesi.🖤

Birde, bölümün içinde benim Angel olarak düşündüğüm kızı göreceksiniz. Ama kendi hayalinizdeki gibi de düşünebilirsiniz tabi ki. Sadece, ben bu hikayeyi yazmaya başladığım andan itibaren o kız var aklımda. 🖤

☆☆☆

I feel our hands intertwined, hear our hearts beating in time. I need to hold you, hold you all night.



□□□

"Sence kırmızı mı beyaz mı?" Perrie'nin sorusuyla dudaklarımı 'bilmiyorum' anlamında büzdüm. Az önce, girdiğimiz mağazalardan birinde elbise beğenmişti ama hangi rengini alacağına karar verememişti.

"Hadi ama Angel! Biraz yardımcı olamaz mısın bana?" Oflayarak konuşmasına güldüm ve omuzlarımı silkerken konuştum. "Ben senden daha kararsızım Perrie... ne yapabilirim?"

Gözlerini devirdi ve telefonuna döndü. İki rengi de deneyip, fotoğraf çekmişti. Muhtemelen de hangi rengi alacağına, fotoğraflara bakıp karar veriyordu.

Bugün, Perrie'yle buluşacağımıza dair anlaşmıştık. Ve ben yaklaşık iki saat önce işten çıkmıştım. İlk önce biraz gezmiştik ve Perrie elbise bakmıştı. Şimdi de bir kafede oturuyorduk. Ayrıca, Perrie'de yaklaşık birkaç aydır görüştüğü çocuk tarafından yemeğe çıkarılacaktı yarın gece. Bu yüzden güzel ve özenli görünmek istiyordu. Yani elbise aramasının sebebi de buydu.

Sanırım, bende aynısını yapardım.

Yani... Harry beni yemeğe çıkarmak isteseydi eğer? Neden aklıma ilk olarak Harry'nin geldiğini bilmiyordum. Ya da biliyordum... hayatımdaki tek erkek oydu şuan da. Tabii, farklı bir şekilde yaklaştığım ve önem verdiğim tek erkek olduğu için de olabilirdi.

Sonuçta erkek arkadaşlarım tabi ki vardı. Ama şu aralar, böyle konuları aklımdan geçirdiğim anda aklıma bir tek Harry geliyordu. Ayrıca, onunla görüşmeyeli iki gün oluyordu. En son, bilirsiniz... bana 'seni öperek sustururum' imasını yaptığında görüşmüştük. O gece de Harry'le gece yarısına kadar oturmuştuk. Sonra gitmişti. Ve iki gün boyunca da sadece telefonda konuşarak ve mesajlaşarak görüşmüştük. Tanrım... çok saçma olsa da onu çok çabuk özlüyordum ve bu durumdan pek de memnun olduğum söylenemezdi. Ben bu kadar çabuk birini özlemezdim.

Yani ciddiyim. Sadece Perrie ile görüşemediğimizde onu özleyip sızlanırdım. Ama şimdi hayatımda oluşan yeniliklere biri daha eklenmişti. Birini bu kadar çabuk özlemek. Üstelik iki gün olmuştu. Sanırım, bir hafta falan görüşmezsek, kendimi yataklara atma olasılığım vardı bu durumda?

Tamam... sadece şaka yapıyorum.

Harry'le birkaç gün ard arda görüşüp, birbirimizin etrafında dolandığımız için bu kadar çabuk özlüyordum muhtemelen. Yani, onun saçma espirilerini, güzel parfüm ve losyon kokusunu, kahkahasını özlüyordum. Yüzüme, sanki ben çok özelmişim ya da farklıymışım gibi bakışını, gözlerinin parlamasını, elini uzatıp saçlarını karıştırmasını, gülerken elini dizine vurmasını...

Kahretsin, baya bir özlem duyuyordum sanırım?

Ve içimdeki ses, bu duygunun özlemden daha fazlası olduğunu söylemekte ısrarcıydı. Bende iç sesime katılmamakta ısrarcıydım.

Only Angel // h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin