🌼 Bölüm 21 "Borç" 🌼

150 14 13
                                    


" Canım ayaklarım. Sizden çok özür diliyorum. Ama bu ayakkabıları giymek zorundaydım. Beni affedin olur mu? Şimdide sızlamayı kesin! Canım yanıyor burda! "

Sonunda bir koltuk bulmuş orda otururken ayakkabılarımla bakışıyordum. Klasik müzik çalmaya başladığında yüzümü buruşturdum. Dans edenlere
'ciddi misiniz' der gibi bakarken Ceren gözüme çarptı. Kızı sabahtan beri arıyordum ve o... Bora ile dans mı ediyordu? Çok güzel. Acaba Ömer nerdeydi? Yeni yılda disco yapacağımıza dans ediyorlardı. Atın beni denizlere...

"Bu dansı bana lütfedermi güzel bayan?"

Karşıma eğilmiş elini uzatan Ömer'e baktım. Önce şaşırsamda kahkaha atmaya başladım.

"Ne?" diye sorduğunda yüzündeki ciddiyet şaka yapmadığını gösteriyordu. Kahkaham solarken uzatmış olduğu elini tutarak ayağa kalktım.

"Ömer şimdiden söylüyorum ayaklarım yoğun bakımda, lütfen basma!" dedim kulağına fısıldayarak.

"Karşında dans uzmanı duruyor, lütfen. Ayıp ediyorsun!" dediğinde bıkkın bakışlarımla ona baktım.

Dans edenlerin arasına karıştığımızzda "Ellerimi nereye koyuyordum?" dediğinde Ömer'e acınası bir şekilde baktım. Resmen cahilliğin dibine vurmuş.

"Yol yakınken vazgeç!"

"Şaka yapıyorum" dediğinde bir elini belime koyarken diğer eliyle elimi tutarak havada sabitledi. Boşta kalan elimi Ömer'in omzuna koyarak gergin bir şekilde gülümsedim. Hadi kazamız mübarek olsun.

"Ohaa, lan daha yeni başladık!" dediğimde gözlerim ayakkabılarıma kaydı.

"Oo, Beste çok pardon."

"Bir daha olursa kendini cehennemde bulursun bilmiş ol!"

"Haber verdiğin için Saol." dediğinde tekrar harekete geçtik. Ömer müziğin ritmine göre daha tempolu hareket ediyordu. Herkes yerinde sabit dururken biz resmen deli gezginler gibi dönüyorduk. Elimin birisine çarpmasıyla
"Pardon?" dedim. Kız'sabır' çektikten sonra karşısındaki kişi ile dansına devam etti. Biz neden normal değildik.

"Hazır mısın?" diye sorduğunda Ömer'e anlamaz bir şekilde baktım. Etrafımızda dönerek beni fırlattığında
"Elini bırakmayacaktım değil mi?" dedi. Yeri boylamayı beklerken belime dolanan eller ile derin bir nefes aldım. Beni tutan kollara arkamı dönerek teşekkür edeceğim sırada sözcükler boğazımda düğümlendi. Yutkunarak
"Baran Bey?" dedim.

Aldırış etmeden ellerimi tutarak omzuna koydu ardından nazik bir şekilde kolları belimi kavradığında "Dans et!" dedi.
Ne ka güzel, ne ka! Bence birisi ambulansı arasın. Çünkü her an ölebilirım. Veya itfaiye. Baran'ın belimdeki eli dokunduğu yerleri yakarken beni kendine daha çok bastırdı. Sakin ol şampiyon! Azmış mı ne?

"Elbise yakışmış!" dedi kulağıma doğru eğilerek. Ah, sıcak mı oldu ne?

"Güzele ne yakışmaz!" dedim bende onun normal sesine göre fısıltı gibi çıkan sesimle. Elinin baş parmağı ile belime daireler çizerken fazla yakın olduğumuzdan dolayı sarkmış ellerimi koyacak yer arıyordum. Yanağını yanağıma sürtğünde kaskatı kesildim.

"N'oldu?" dedi dalgayı yansıtan sesi ile. Off, rezilliğin gözü kör olsun. Muhtemelen yakınlığımızdan dolayı vücudumun kas katı kesildiğini fark etmişti.

"Gitti bütün fondaten!"

Hani bana alkış? Ee, o kadar rezil ediyorum kendimi bir alkışı hak ettim.

"Onsuz daha güzelsin"

Saksı felan mı düşmüştü kafasına? Yani bunlar normal değil. Beni kendine daha çok bastırıp saçlarımı oksamaya başladı. Bense hala ellerimi koyacak yer arıyordum. En sonunda kollarımı boynuna doladım. Sesli verdiği nefes ürpermeme neden olurken başımı boynuna olabilecek kadar daha çok soktum. Ne yapmaya çalışıyorduk bilmiyorum ama kendimi burda huzurlu hissetmiştim. Biliyorum, yaptığımız yanlış ama... Iyi gelmişti bana.

Mucize "Umutlarım Sende Saklı" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin