🌼Bölüm 29 "Siyah"🌼

106 12 12
                                    

Medya Utku

~~~~~~~~~

"Ne işin var senin burda?" dedim yayıldığım sandalyeden kalkıp yanına giderken.

'...Utku hiç pes etmeyecek. Bu yüzden bu çizimleri sana emanet ediyorum. Sadece iki hafta...'

'...Sakın Beste! Bu iki haftada Utku'yu kendine 100 metreden yaklaştırma. O çizimler için tam tamına 6 ayımızı verdik...'

'...Eğer onu Utku'ya kaptırırsan yarışmadan çekilmek zorunda kalacağız ve büyük bir zarara uğruycaz...'

Baran'ın söyledikleri aklıma geldiğinde çizimlere baktım.

"Gergin gözüküyorsun, bir sorun mu var?"

"Sen varsın yetmez mi?" dedim gözlerimi çizimlerden ayırarak.

"Merak etme. Onlarda gözüm yok!" dedi çizimlere bakarak. Tabi benim alnımdada keriz yazıyor.

"Hı, bende zaten Kıvanç Tatlıtuğ'la evliyim!" dedim önüne geçerek. Maksat çizimleri görmemesi.

"Siz şu genç kızlar!" dedi ve yatağıma oturdu. Bu ne rahatlık abi. Adama bak.

"Evimi terk et!" dedim kapıyı göstererek. Kaşlarını havalandırıp dudaklaronı birbirine bastırdı. Ah, anne her 'Beste'nin arkadaşıyım' diyeni böyle eve alırsan seninle işimiz var.

"Alınıyorum bak!" dedi sırıtarak. Allah'ım gelde dövme.

"Utku! Defol!"

"Hayır!" dedi çocuk gibi başını sağa sola sallayarak. Sabır. Dalacam şimdi.

"Oğlum bir git!" dedim kolundan tutup kaldırmaya çalışarak. Ama yok. Kımıldamıyor. Aksine kahkaha atıyor.

"Beste, kızım bir gel?"

Annemin seslenmesiyle gözlerimi kapayıp alt dudağımı ısırdım. Sakin Beste! Sakin ol! Gözlerimi tekrar açtığımda Utku'nun beni izlediğini gördüm. 'Sen dur' bakışımı atıp çizimlere baktım. Hemen gelecektim. Çıkarken yakalardım Utku'yu. Yani çizimleri alıp camdan atlaycak değil ya?

"Ne var anne?" dedim merdivenlerden hızla inerek.

"Şunları alda arkadaşınla yiyin. " dedi elindeki tepsiyi uzatarak. Kirabiye ve meyvesuyu vardı. Ciddi mi bu kadın? Hiç akıllanmıycak.

"Çocukmuyuz anne?" dedim tepsiyi alarak.

"Beste! Hadi?" demesiyle merdivenlere tekrar yöneldim. Tabiiki bunları Utku'ya yedirtmeyecektim. Salakmıyım be?

İşgence gibi geçen kapı açmanın sonucunda kapıyı açmamla Utku'yu çizimlerin başında gördüm. Kaşlarımı çatarak baktım. İbne!

"N'yapıyorsun?" dedim hızla yanına ilerleyerek. Tepsiyi masada boş kalan yere koyarak bir Utku'ya bir çizimlere baktım. Geç kalsaydım gidiyordu çizimler.

"Hiç... Neyse ben gideyim?"

"Eee bir zahmet!" dedim sırıtarak.

"Arkadaşmıyız?" dedi elini uzatarak. Belkide gerçekten gözü yoktu. Yani almadı.

"Evet!" dedim elini sıkarak. Şurda çok az bir zaman kalmıştı. Yani süresi kısıtlanıyordu. Ha almış, ha almamıs.

"Sevindim!" dedi ve elindeki telefonu ceketinin cebine koydu. O telefonu ne ara çıkarmıştı?

~~~~~~~~~~~~

Çığlık atarak yerimden kalktım. Sonra kahkaha sesleri. Gözlerimi daha çok açarak kahkaha atan Ceren ve Bora'ya baktım. What? Bora?

Mucize "Umutlarım Sende Saklı" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin