Mucize "Umutlarım Sende Saklı"

🌼Bölüm 35 "Kaçmak"🌼

"Ve unutma gitmelerin çok olduğu bu dünyada katbetmek kalmayı öğretir..."

~~Medya; Sinan Akçıl- Biri Bana Gelsin~~

Huzurlu bir yolculuğun ardından diyemiycem çünkü teyze başımın etini yedi. Soru soruyor, cevap vermeyince söyleniyor. Sonra demin söylenen o değilmiş gibi tekrar soru soruyor, sonra söyleniyor. Soru soruyor, söyleniyor, soru soruyor, söyleniyor...

Orta yaşlardaki amca herkesin çantasını çıkartmaya başladı. Çıkardığı çantanın sahibi alıyor ve otagardan uzaklaşıyordu. Bir çanta daha çıkardı, bir tane daha. Benim çantam nerde? En son benim çantamı çıkardığında sahte bir gülümseme yollayarak ilerlemeye başladım. Nereye gitcektim şimdi ben?

Ana yola çıktığımda geçen her hangi bir taksiyi durdurdum.

"Vuran Koleji?" dedim ve şoför sürmeye başladı.

Telefonumu uçak modundan çıkardım ve gelen bildirimler... Ooo bebeğim. Right.

206 Cevapsız Çağrı
1084 Mesaj

Yuh yani. Kontör mü sıçıyor bunlar? Üşenmeden bir de yazmışlar. Ömer'den gelen mesajlara dokundum.

Gönderen; Fok Balığım

"Ne bok yiycen Manisa'da?"
"İstanbul'da okul kıtlığı mı var"
"Bize nasıl haber vermezsin?"
"Biz ne zamandır birbirimizden bir şey sakalar olduk?"
"Nasıl gidersin?"
"Niye açmıyorsun?"
"Açsana?"
"Niye ulaşamıyorum sana?"
"😠"
"😠"
"😠"
"😠"
"😠"

Ve bilmem kaç tane kızgın emoji...

Bu sefer Ceren'e tıkladım.

Gönderen; Can Parem

"Sana verdiğim emeklere yazıklar olsun!"
"Bur de telefonu kapatmış!"
"Aman rahatsız olma"
"Konuşmamız lazım!"
"Baran'la Ömer kavga ettiler"
"Çok kötüydü"
"Kanlar vardı ortada!"
"Iyy"
"Haber vereydin iyiydi!"
"Telefonu açınca beni ara"
"Konuşmamız lazım"
"Önemli"
"Aramassan yanına yaşlı teyze otursun"

Bıla, bıla, bıla.

Beddua etmiş bir de. Etmesini bırak yani oturdu yanıma teyze. O yüzden aramıycam.

***

Ücreti ödedikten sonra taksiden indim. Ohaa! Okula bak. Ne kadar büyük öyle.

Bahçede mini etekleri ile dolaşan kızlar, kendini efe sanan erkekler. Çok güzel. Kolej burası ne bekliyorsam.

Güvenliği aldırmadan okula giriş yaptım.

"Hanımefendi, nir saniye?" diyerek arkamdan koşturdu.

"Ne için gelmiştiniz?" dedi yanıma ulaşarak. Genç, esmer yakışıklı birisiydi. Güvenlik olmasına şaşmak lazım.

"Şey ben yeni Coğrafya öğretmeni, Beste?" dedim elimi uzatarak. Önce elime sonra bana baktı. Ardından tekrar elime. Öhh yani. Yanlış bir şey mi yaptım.

"Müdürün odası ikinci kat, koridorun sonu!" dedikten sonra tekrar kulubesine yöneldj. Bende arkasından gittim.

"Şey... Çantam burda durabilir mi? Hemen gelirim!" dedim ve kulubenin yanına bıraktım. Bir şey demesini beklemeden merdivenlere ilerledim.

Okula giriş yaptığımda etrafıma bakındım. Koridorda konuşmalar yankı yapıyordu. Sesler birbirine karışmıştı. Tekar merdivenlere yöneldim ve ikinci kata geldim. Birinci kata göre daha sakindi. Muhtemelen müdürün odası bu katta olduğu için.