Alarmım çalmasıyla gözlerimi açtım. Alarmın tırmalayıcı sesini kapattıktan sonra yatakta oturur pozisyona geçtim.Ceren bugün evleniyordu!
Bugün Ceren evleniyordu!
Evleniyordu bugün Ceren!
Ceren evleniyordu bugün!
Vay be. Cümle her harükarda insanı şaşırtmaya devam ediyor.
Banyoya paytak adımlarla ilerledim. Akşam yatmadan önce duş aldığım için tekrar alma gereği duymadan rutin işlerimi hallettim. Odama tekrar ilerledim ve Ceren'in vermiş olduğu beyaz kollarında ve göğsünden bele doğru inen papatya işlemeli elbiseyi çıkardım. Ceren her ne kadar ısrar etsede onunla kuaföre gitmeyecektim. Sonuçta gerek yoktu fazla abartıya. Düzleştiriciyi pirize taktım ve ısınmasını bekledim. Isınmasını beklerkende tabiiki saçlarımı taramayı ihmal etmedim. Bugün orda Baran'da olcaktı ve ben nasıl davrancağımı bilmiyordum. Yani selam vermelimiydim? Verirsem zaten almayacağı için. Bir aydır sesini duymuyordum. Suçsuz olduğumu ispatlamak içij hiç bir girişime girmemiştim. Girmeyide düşünmüyordum. Zaten Manisa'da bir liseye tain istemiştim. Bakarsın çıkar. Orda farklı bir hayata başlarım. Unuturum. Onun yaptığı gibi.
Saçımı düzleştirdikten sonra tepemde topladım. Saçımın bir tutamını tokamın etrafına sardım ve tel toka taktım. Makyaja aslında gerek yoktu. Ama biraz yapsam iyi olur. Sonuçta düğüne gidiyorum. İnce kuyruklu bir ailenır çekere rumel sürdüm. Her ne kadar o makası kullanmak istemesemde kipriklerime yerleştirdim ve korkak bir şekilde sıktım. Biraz bekledikten sonra aynı işlemi diğer kipriğime yaptım. Sıra ruja geldiğinde Ceren'in tavsiyerine uyarak bana aldığı bordo ruju sürdüm. Biraz da allık. Üzerime elbisemide geçirerek yeşil sitilettoları giydim. Iyyy, bu nasıl rahatsız bir ayakkabıydı. Yürüyemem ben bunla. Parmaklarım acı çekiyor. Gel gör ki giymeye mecburum. Beyaz çantayıda elime alarak duvardan destek alarak odadan çıktım. Her bir adımımda tahtaya uygulanan tok ses sinirimi bozuyordu.
"Anne?" dedim kapıda bekleyen annemi görmeyle. Siyah kalem eteği, beyaz gömleği ve üzerine giydiği pudra çeketi harikaydı. Başına örttüğü saçlarını hafif gösteren pudra renginde şal ve o broş... Neyin peşindeydi bu kadın? Orda kendine koca felan bulmaya mı çalışcak. Fena güzel olmuş.
"Nasılım?" dediğinde tek kaşımı kaldırdım.
"Muhteşem!" dedim dudak büzerek.
"Ben sana söyleyemeyeceğim ama. O elbise ne, gelinlik gibi!" demesiyle kaşlarım havalandı.
"Nurgül Sultan bugün sen çizgini fazlasıyla aşmışın. Eleştiriyi bırakta yürü. Fok balığım sokağın sonunda bizi bekliyor!" dedim ve o tok ses tekrar duyuldu. Benden gelmiyordu çünkü ben yürümüyordum. Endişeli şekilde gözlerim annemin ayaklarına kaydı. Yok artık. Siyah sitiletto mu? Yalnız benden iyi yürüyor.
..........
Ömer arabayı durdurduğunda arabadan indi ve kravatını düzeltti. Bende inerek koluna girdim.
"Hadi adminim?" dedi Ömer hâlâ arabada olan anneme. Annem gözüyle kapıyı işaret ettiğinde Ömerle bakıştık. Aaaa!
Ömer kapıyı açtı ve annemin inmesini bekledi. Yok artık. Kapı açtırmalar felan. Hadi hayırlısı.
"N'olmuş buna?" dedi Ömer tekrar kolunu uzatarak. Dudak büzdüm ve koluna girdim. Önden kasıla kasıla yürüyen annemi takip ettik.
Hayal kırıklığıyla masalara ilerledik. Yani neden hep bu masalar.
"Vay evleniyor sarı meleğim!" dedi Ömer ve işaret parmağını gözlerine tutarak gökyüzüne baktı.
"Evet evleniyor!" dedim dudaklarımı büzerek. Annem Havva teyzenin -Bora'nın annesi- yanına gitmişti. Ceren'de heralde yukardadır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize "Umutlarım Sende Saklı"
Romance~KÜFÜR İÇERİR~ ☆SİYAHIN İÇİNDEKİ BEYAZ NOKTANIN HİKAYESİNE, VAR MISIN? ☆ÖYLEYSE ŞİMDİ BİR OKUL DÜŞÜN! YOK YOK... DÜŞÜNME! ☆ŞEY DÜŞÜN... ARDI KESİLMEYEN OLAYLAR? HAYIR, BUNU SİL AKLINDAN! ☆YAŞAMAYI BİLMEKSİZİN NASIL YAŞANIR, BUNU BİR DÜŞÜN? AYY, BU...