🌼 Bölüm 47 " Sarıma Kırmızı " 🌼

117 10 94
                                    


Arkadaşlar;
Öncelikle merhaba 👋
İlk olarak bir kaç kişi var ve beni yorumlarıyla çok mutlu ediyolar. Onlara tüm kalbimle teşekkür ediyorum.Son olarak ise bir kapağa ihtiyacımız var. Görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim. Kapak tasarlayan arkadaşınız veya tanıdığınız biri varsa mesaj atarsanız mutlu olurum. Neyse. Fazla tutmayım sizi. Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkürler 😘

🍁🍁🍁

'5 dakika sonra hayatta olacağımızın bir garantisi yok.
O yüzden keşke dememek için bugüne kadar kırdığın kişileri ara ve bir daha küfür et..."

~Medya; Cüneyt Acar- Gözlerin~

  🍁🍁🍁

Bilmem kaçıncı defa ertelediğim alarmın tekrar çalmasıyla birlikte gözlerimi aralandırdım. Okula gitmem gerekiyodu ve bir an önce kalkıp hazırlanmalıydım.

Paytak adımlarla banyoya ilerledim. Yatmadan önce duş aldığım için tekrar alma gereği duymadım ve musluğu açtım. Avuç içime doldurduğum suyu bir kaç kez yüzüme çarptıktan sonra havluyu alarak aynaya baktım.

Havluyu ağır ağır yüz hatlarıma değirerek yüzümü inceliyordum. Her şeye rağmen kahve tonlarındaki gözlerimin parıltısı gitmiş soluk duruyordu. Göz atlarım hafif şişmişti ve boğazım ağrıyordu. Kahretsin ki hasta olacaktım. Mal gibi soğukta boş boş gezersem böyle olur işte. Ahh! Bu çok kötü. Göğsümdeki ağrılar yetmiyormuş gibi bir de bu çıktı başıma. Kendime bakacağımı hiç sanmıyordum.

"Amaann," diyerek mutfağa ilerledim.

Yalnız yaşamakta ne zor yaa! Sessizlik... Sanki arkamdan birisi geliyormuş gibi oluyordu, böyle bkr tıkırtı duysam altıma sıçacağım. Kendime küfürler ederek ketıldaki sıcak suyu kupaya doldurdum. Sallama çayıda koyarak bir kaç kez çıkarıp batırdım. Rengini aldığında içmeye başladım. Biliyorum, çok sıkıcı.

🍁🍁🍁

Ders programıma baktığımda 11-C yazısını görmemle ofladım. Berkay ve Özgür her dersi kaynatmayı başrabiliyordu ve ben bundan bir öğretmen olarak hiç haz etmiyordum. Sonuçta baba parasına güvenmemek lazım. Onlarında bir geleceğe dair hayelleri olmalıydı.

Asrın'a rastlamamak için hızla sınıfa ilerledim. Kapıyı açıp sınıfa girmemle rahatlamanın verdiği hisle nefesimi verdim ve masama ilerledim.

"Günaydın arkadaşlar" dedim mutsuzluğumu sesime vermemsye çalışarak.

"Günaydın, en best hocam Beste hocam!" dedi Berkay. Ahh, o nasıl bir cümle oldu öyle.

"Kimler yok?" dedim defteri açıp doldurmaya başlayarak.

"Hemen sayıyorum!" dedi Özgür ve tahtaya gelerek sınıfı saymaya başladı.

"33 hocam" dedi yanıma gelerek. Ofladım. Sınıf mevcudunu napayım ben kimlerin olmadığını bilmeden?

"Özgürcüğüm hangi arkadaşlar yok?" dedim aşağıdan ona bakarak. Özgür homurtu çıkartarak sınıfı göz gezdirdi.  Bunun üzerine sınıftan uğultular gelmeye başladı.

"Emre ve Şevval yok hocam!"

"Zeynep'te yok"

"Lan biz 35 kişiyiz, nasıl üç kişi yok"

Gözlerimi sakinleşmek niyetiyle kapattım ve elimi sıraya vurdum.
En azından toplama çıkarma biliyor. İyi yönden bakalım.

"Sıra bana gelince haber verin konuşayım!" dememle yavaş yavaş uğultular kesildi. Sabah sabah, allahım yaa!

Mucize "Umutlarım Sende Saklı" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin