Mutlulukla açıp mutlulukla kapatıyordum gözlerimi bir aydır. Ilgın sürekli bizdeydi eve sadece uyumaya gidiyordu. Asır da geliyordu yardıma, bebeğimiz tam bir aylıktı. Telefonlar durmuyordu misafirler eksik olmuyordu. Dedesi, mete abi demir abi sürekli arayıp ziyarete geliyorlardı. Hepsi aynı günde farklı saatlerde hiç denk gelmemişlerdi. Ama bugun mete abi demir abi geldi arkalarından da dedemiz geldi.
Beraber yemek yiyip çaylar içtik sohbet gayet hoştu gülüp eğleniyorduk. Rosanın da keyfi yerindeydi. Buradaki tek eksik anneciğimdi istemsizce yüzüm düştü rosa anlamış olacak ki kulağıma eğildi.
"hayatım ne oldu kötü birşey yok değil mi" ona dönüp alnından Marine bir öpücük kondurdum. Gülümsedim.
"yok meleğim" deyip güldüm. Gülümsedi ve sohbete geri döndü.
Asır da garip gibi millete hizmet ediyordu. Ilgın da peşinde dolaşıyordu. Evet mutlu bir aile tablosu gibiydi bende isterdim burda bitsin ama daha nelerle karşılaşacağımız belli değil daha bebeğimiz olcak. Dedem bana döndü o sırada göz kırptı ve mutfağı işaret etti ilk ben kalktım zaten sohbet de kimse anlamaz bizim mutfağa geçtiğimiz hem giderken elimi cebime attım sigara paketini almak için. Koltuğa oturmuştum bir dakika sonra da dede geldi. Yanıma oturdu elini bacağıma koydu.
"bak oğlum seninle herkesten gizli bir iş yapıyoruz biliyorsun gayet ciddi bir mesele" kafamı salladım onaylarca .
"yani babanı öğrenmek istediğine emin misin" dedi salona göz atarak bende emin bir şekilde kafamı salladım.
"eminim mert dede" güldü.
"bence emin olma böyle çok mutlusun iyisin" bana karşılık demin bir şekilde.
"dede hani emindin bulabileceğinden çevren vardı" güldü.
"tabi ki eminim" bende güldüm karşılık olarak.
"ee o zaman bul babamı onu tanımak istiyorum aile içine almak istiyorum kimsem kalmadı" dedim başımı aşağı eğip. Oda omzumdan tuttu.
"biz neyiz oğlum" sonra gülümsedim.
"yani anne baba açısından şu yaşıma kadar annem vardı şimdi de babam olsun en azından torunu olacak onu görsün" dedim emin bir şekilde.
"evlat kaptırma kendini gerçekten de öldüyse baban" kafamı kaldırdım hayır anlamında salladım başımı. Emindim içimdeki ses o ölmedi diye feryat ediyor içimde. Emindim annem iddia etmişti anneme hep inanırım o diyorsa odur. O hala yaşıyor onu cenaze de gördüm. O oydu biliyorum. Belki de tahmin ettiğim gibi içeride oturan adamdı o. Neden bu kadar sıcak gelir ki bir insan. Oğlum deyişi bile içimi yakmaya yıkmaya yetiyor.
"mert dede bak aslında konu dışında ama senden bir şey daha isteyeceğim" kafasıyla onayladı söyle dercesine.
"şu içeride oturan demir abi var ya gelince tanıştırdığım" salonu süzüp gözleriyle demir abiyi taradı .
"evet ne olmuş ona" dedi hala ona bakıyordu.
"onun hakkında da öğrenmek istiyorum dede"
"oğlum ben asayiş miyim" güldü bende dizlerimin üstüne çöktüm.
"dede bak ne olur çok önemli bir konu" güldü omzuma tutup ayağı kalktı. Sonra salonu süzdü yine gözleri kamera gibiydi süzüp duruyordu herşeyi herkesi. Kafasıyla onayladı bana dönüp elini uzattı.
"torunuma iyi bak bu işi hallederim ben" gülüp sarıldım.
"kıymetlime tabiki iyi bakıyorum" sonra beraber içeriye geçip oturduk. Şimdi daha da mutlu oldum. Demiri köşeye kıstırracaktım itiraf edecekti baban benim evet diyecekti. Aynı mert dede gibi onu baştan aşağı süzdüm. Oda bana bakıyordu dikkatlice anlamaya çalışıyordu. Sonra bir yan gülümseme attım korku dolu gözlerle bakmaya başladı. Kork!!
--
Akşam olmuştu herkes dağılmıştı evde rosa ile kalmıştım. O sehpaların üzerindeki bardakları tabakları topluyordu. Hemen koşup yanına gittim elindeki bardakları aldım.
"aman sakın meleğim otur sen şöyle" deyip onu kokundan tuttum narince oturttum koltuğa, gülüyordu.
"bebeğimize bir şey olmasınsen otur ben yaparım" dedim saçlarını okşayarak. Gülüyordu sadece sonra karnına eğildim.
"anneye kaynamak yok" dedim işaret parmağımı sallayarak. Sonra da eğilip öptüm. Etrafı toparlamaya başladım. Rosa da beni dikkatlice izliyordu. Mutfağı da toparladıktan sonra rosanın yanına geldim gözlerinin içine baktım.
"karıcığım benim bit tanecik meleğim hadi gel gidelim odamıza da dinlen" güldü.
"aşkım zaten tüm gün oturdum yorulmadım hiç" ellerimi belime kenetledim.
"ne demek yorulmadım" güldü.
"aşkım hamile olmak yormuyor mu seni" deyip kucağıma aldım merdivenlerden çıkarken,
"aşkım sen kilo almışsın ağırlaşmışsın ha" eliyle omzuma vurdu.
"ne alakası var ya hıh" güldüm kahkaha ile.
"şaka yapıyorum meleğim bir aylık bebeğimiz daha " onu yatağa oturttum geceliklerini giyip yatağa yattı üzerini kapattım sonra bana baktı bende üzerimi çıkartıyordum.
"adını ne koyarız aşkım" arkama döndüm.
"bilmiyorum meleğim ne istersen koyarız ama sağlıklı olsun benim için bu yeter bebeğim" kafamı salladım aslında annemin ismini vermeyi isterdim ama hep hüzünlü olmak istemiyorum onu çok özlüyorum ateşi sönmüyor içimde ama rosa istemez diye de üstüne gitmeyeceğim oda sürekli isimle hitap edince üzülürdü biliyorum.
Üstümü değiştirip rosanın yanına sokuldum elimi karnına koydum. Gülümsedi.
"uyuyamıyorum aşkım" sonra elimi saçlarına götürdüm.
"benim meleklerim uyuyamıyorsa bende masal okurum" güldü ellerini sakallarımda gezdirdi.
"iyi ki yanımdasın" gülümsedi.
"bir varmış bir yokmuş....." anlatmaya başladığımda dikkatlice dinliyordu. Ona annemin bana küçükken anlattığı prens ile prenses masalını anlatıyordum. Gözleri yavaş yavaş gidiyordu bir açılıp bir kapanıyordu. Ne kadar tatlıydı hem saçlarını hem karnını okşuyordum. Daha da uykusu geliyordu masalımın sonuna gelmeden gözlerini kapattığını gördüm onu izlerken bende gözlerimi kapattım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayboluş- Tamamlandı (+18) #wattys2017
Fiksi RemajaUras büyümüş olsa bile babasının yokluğunu hala içinde taşıyan küçük bir çocuk, aynı zamanda rosanın aşkından yanıp tutuşan ama babasını bulmak için çabalayan bir gençti. Patronu Kenanın iyiliğinin içindeki kötülüğü bulması geç oldu.. Onun tek g...