2. Bölüm " KAÇIŞ DENEMESİ "

9.4K 376 498
                                    

Bu zindandaki herkesin içindeki yutulmuş çığlıklarının silüetleri , birbiri içine girmiş duvarlarda , asılı kalmış gibi titrek ve korkak görünüyordu. Belki de bu yüzden burası baştan beri beni boğuyordu. Düzensiz çetele tabloları kazılıydı her yatağın baş ucunda. Her ruhun esamesi gizliydi ayak izleri çıkmış zeminlerin pürüzlü yüzlerinde. Mührün vurulduğu bedenlerin ruhları azad olmak için bekliyordu. Hepsinin o anı beklediği gerçeği , gözlerinden sonu merak edilen bir kitap gibi okunuyordu. Bir kuşu bile kafese koysanız bir süre sonra duramazdı ki yerinde , hatta belki de oracıkta can verirdi. Bu yüzden halasın yoğun iğfal hali sinmişti herkesin bakışlarının giysisine. Soğuktu burası. Çürümüştü. İnsan dediğimiz varlığı nasıl tutabilirdik ki burada ?

" Sen ! " diye tekrar duvara çarpa çarpa yankılandı aynı ses. Beni dumura uğratacak kadar güçlü çıkan sese tepki olarak sadece başımı çevirdim. Adamın simsiyah bakışlarıyla göz göze geldiğimde istemsizce içime naçar bir ıspazmoza tutuluvermişti. Kahverenginin en koyu tonlarındaki gözleri , dipsiz bir çukuru andıran müessir bakışlar atarken defalarca istemsiz olarak yutkunma isteğiyle dolmuştum. Öyle sarih bir ihtiyatla bakıyordum ki... Vücudumdaki kan basıncı yükselmiş , bacaklarım istemsizce hafif bir şekilde içe doğru bükülmüştü. Bununla beraber bir kaç adamın daha bana baktığını gördüm. Hepsinin maskesinin izin verdiği kadar açıkta bıraktığı gözlerinde aynı ifade gizliydi. Bakışları bile seni alt edebilecek gibi güçlü ve kendinden emin duruyordu. Ve kendime olan özgüvenim gitgide törpülenirken yanak içlerimi gergince ısırmaya başlamıştım. Ürpertici bakışlarının arasında yakaladığım yer yer serpiştirilmiş aşağılayıcı parıltılar gizliydi. Topuklarımı güç almak istercesine daha çok yere bastırırken karşımda duran maskeli adam gibi yıkılmaz imajı çizmek için sırtımı da eş zamanla dikleştirdim. Gerginliğin yarattığı soğuk ter damlaları alnımdan kulak hizama doğru yol alıyordu. Bununla beraber avuç içlerim de terden kavruluyordu. Hissettiğim yoğunlukla yüzümü buruşturdum. Bilincim sanki kapalıymış gibi hissediyordum. Sessizlik kulağımda uğuldayarak beni daraltmaya başladı. Herkesin korkak bakışlarını üzerimde hissediyordum. Biraz daha süre uzasa bakışlar üzerimdeki kalıcılığını silemeyecekti neredeyse. Kendimi rahatlatmak adına gözlerim sanki akse geçirmiş gibi sessiz olan ortamda çevreyi taramaya başladı. Odağıma takılan Işık'ın garip bakışlarıyla karşı karşıya geldim. Bal rengi koca irisleri hafifçe dışarı doğru pörtlemiş , pembeleşmiş dudakları gerginlikten bir çizgi halini almış , yanakları da alnına doğru kızarmıştı. Çenesi öne doğru sivrilmiş ,  alnındaki parlaklık ve kaşlarındaki ince kavis dikkatimi çekti. Tüm bu belirtiler korkak bir insanın tavırlarıydı.

Yutkunarak önüme döndüm. Nasıl davranacağımı gerçekten bilmiyordum. Sanırım her şey tahayyül edilemeyecek kadar elle tutulamayacak cinstendi. Kalçalarımı geriye iterek dikliğimi korumaya çalıştım. Ellerim durmadan terliyordu. Engel olamıyordum.  Maskeli adamlar hareketlerimi dikkatle ve her an açığımı yakalayacaklarmış gibi izlerlerken kıpırdamak istemiştim ancak stresten nefes alıp vermek dışında hiçbir şey yapamıyordum. Göğsümün üzerinde bir baskı vardı. Üstelik nefeslerimin yavaş sesi bile zindanda yankılanıyor gibi kulağıma zühur ediyordu.

" Sıraya geç. Ne bekliyorsun ! " diye içlerinden biri bu ana son vermek istercesine aniden bağırınca irkilerek kendime geldim. Ardından kafamı sağa sola çevirerek bir kez daha çevreyi taradığımda alnımdan yeni  akan ter damlasını avcumun içiyle sildim. Gür ses boş , gri duvarlara çarpa çarpa kulaklarımı kıvrımlarıma kadar doldurmuştu. Biraz önce zeminde dimdik duran bacaklarım bana ihanet ederek ufak ufak titriyordu şimdi. Kalbim hızla çarpıyor ve bu nedenle sağlıklı düşünmemi engelliyordu.

İstemsizce bu sefer avuçlarımı iki yana indirip arkamda sakladım. Kirpiklerimi kırpıştırarak önümdeki zebani gibi dikilen adamlara bu sefer  olabilecek en özgüvenli bakışımı yollamaya başlamıştım. Ancak Allah biliyor ya içlerinden biri üzerime yürüse hemen şuracıkta halimden istifa ederdim.

ÖLÜM ZİNDANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin