7.Bölüm " SİLAH "

6.6K 333 520
                                    

" Naber , kaçak ? " dedi. Küçümseyici bir iştahla yönelttiği sesine karşın gözlerimi kaçırdım. Maskesinin kapatmadığı tek yeri olan gözleri üzerime şiddetlice çarpmıştı. Bakışlarım yüzündeki sinsiliğe takılı kalırken ellerini cebine sokup bana göz kırptı. Yutkundum. Endişeyle dudaklarımı ıslatırken bana doğru bir adım attığını da fark etmiştim. Bir anda gözleri şeytanca kırpıştı. Bu keyifle güldüğünün habercisiydi. Gözlerindeki alay pırıltılarını anında tanırken bu kişinin elime gaddarca basan adam olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Bunun üzerine içimde damla damla birikmeye başlayan bir kinle iki üç adım gerileyerek dişlerimi sıktım.

" Ben... " diye açıklama yapmak için dudaklarımı birbirinden ayırdığımda gözlerini kısmış bana rahatsızca bakmaya devam etmişti. Bunun üzerine diken üzerinde gibi dizlerim sıkılaştı. Cevap veremediğimi anladığında kahkaha attı.

" Senn... " dedi sesimi taklit ederek. Daha çok yaklaştı. Şeytani bakan irisleri ışıltıyla üzerimde dolaşıyordu.   
" Dur bakayım , ah... yine sıra değilsin. " Dalga geçtiğinin farkındaydım. Üstelik canlandırma bile yaparken bunu anlamamak imkansızdı. Bir şey söylemedim. Boş bakışlarımı ona yönlendirirken yine o keyifle konuştu.

" Şimdii... Seni Kuyuya götürsem ve kaçmaya çalıştığını söylesem , ona kafa tutarak onu sinirlendirdiğini de göz önünde bulundurursak eğer... -durdu, yere bakarak düşünüyormuş gibi yaptı.- cesedini ben taşıyabilirim. " dedi eliyle aynı anda kolumu kavrayıp kahkaha atarken. Kolumu onda kurtarmaya çalıştım ancak izin vermedi. Anlam veremediğim bir şekilde alan boştu. Herkesi içeriye almışlar ve beni unutmuşlardı. Beni kendine sertçe çekip tek elini belime koyarken kulağıma büyük bir yavaşlıkla eğildi. Geri çekilmeye çalıştım ancak belimdeki elleri öyle sıkıydı ki bileklerime takılan demir zincirleri aratmıyordu.  Bütün vücudum kaskatı kesilerek gerilirken ,  o da sanki bunu hissetmiş gibi beni rahatsız etmek istercesine daha çok yaklaştı. Şu an bütün kötülüğünü göze alarak yaptığım boş iyiliğin bana sunulan karşılığını alıyordum isimsiz kızıl sayesinde.

" Ama korkma hemen ya... Sen şimdi alan niye boş diyorsundur. "

Düşüncelerimi gözlerimden okumuş gibi sözcükler dışarıda önüme dizildiğinde şokla yüzüne baktım.

" Ben yaptım. Seni görmelerine izin vermedim. " dedi alnımdaki saçlarıma parmaklarını dokundurarak. Yüzümü buruşturarak kafamı geriye atmaya çalıştım.

" Anlaşma yaparsak her şeyi halledebiliriz. " diyerek kulağımın derisinde sıcak fısıltısını hissettiğimde yutkunarak irislerindeki gaddar parçalara baktım. Bağırırsam eğer , yaptığım hata ile birlikte her şey ortaya çıkardı. Boş bulunduğu bir anda belimdeki elini hızla ittirecektim. Ve öyle de oldu. Bir süre sonra elleri azıcık gevşediğinde hızla onu ittirip dar alanından çıkmıştı.

" Anlaşma ? " dedim iğrenircesine suratına bakarken. Başını dikleştirerek hayran olmuşçasına irislerini üzerimde dolaştırmaya başladı. Ancak seçebildiğim gözlerindeki mat ifade ise aynı bir çürümüş hayvan leşini andırıyordu. Üstelik yeşil gözlü adamın vahşetinden sonra öfkemin küllerine oldukça bir sürü parmak değmişti.

" Evet anlaşma dedim. Bunun neresini anlamadın ? " dedi ellerini ceplerinden çıkarıp rahatsız olmamı umursamadan omuzlarıma sabitlerken. Ve bunu yaparken bir de boylarımızı eşitlemek için eğilmişti de. Gözleri gözlerime yakından alakadar olunca eş zamanla başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Bu aynı zamanda zindanın önünde bekleyen aşağılık herifti. Bana aptal imalarda bulunup omzunu edepsizce çıplak omzuma sürten adam.

" Sen hangi yüzle karşıma çıkabiliyorsun adi herif ? Seni tanımayacağımı mı sandın ? Gelmiş bir de anlaşma istiyorsun ! İçin gibi kılıfının da iğrenç ve şerefsiz göründüğüne kalıbımı basarım. Bir daha sakın bana dokunmaya kalkma ! Şeref yoksunu adi köpek. "

ÖLÜM ZİNDANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin