MELODİ-4

2.8K 124 21
                                    


"Toyga rica ediyorum bırakır mısın? Gitmek istiyorum."
"Hiç bir yere gidemezsin izin vermiyorum."
"Gidersem daha güvende olacağım."
"Aksine tek başına hiç de güvende olmayacaksın."

Elimdeki bavulu alıp merdivenlerden yukarı çıkarmaya çalışıyordu, bende aşağıya indirmeye çalışıyordum.
Dün gece Bars yanıma gelmişti, sabah olmadan da gitmişti. Eğer gece biriyle uyuduysam sabah da onunla uyanmak isterdim. O ise bırakıp gitmişti. Bense burada ondan korkmayacağım karşısına çıkacağım savaşı veriyordum.

"Toyga nerede, nasıl güvende olacağımı kendim daha iyi bilirim, rica ediyorum şu davranışından vazgeç, sinirlenince çok kırıcı olabildiğimi biliyorsun."

"Biliyorum güzelim, o yüzden bak ne yapacağım." Bana fırsat vermeden bavulumu alıp odaya fırlattı. Camdan dışarıya bir bakış attı ve kapıya yöneldi. Yatağımda oturmuş onu izliyordum. Ne yapacaktı bu adam? Ne ara aldığını anlayamadığım anahtarı elinde sallayarak, ben kapıya koşamadan kapımı kapatıp arkasından kilitledi. "Toyga ne yaptığını zannediyorsun sen? Aç şu kapıyı! Gitmeme engel olamazsın." Kapıyı yumruklayıp: "Toyga, cevap ver. Aç şu kapıyı! Sen nasıl burada beni tek başıma bırakırsın? Toygaaaa!"

"Uvv, o nasıl bir ses, o nasıl bir çığırış? Ben seni böyle bilmezdim Melodi." Arkamdan gelen sesin sahibini bildiğimden artık korkarak sonuçlanmıyordu tepkilerim. "Evet, çok güzel bir sen eksiktin." Cama yaslanmış beni izliyordu. Şu camdan nasıl girip çıktığını da öğrenememiştim bir türlü.

"Beni çok özlediğini bilseydim, sabah gitmezdim Melodi'm. Ben uyandığında korkma diye burada durmak istemedim."

"Seni özlediğimi de nereden çıkardın Bars?" Tıslayarak söylediğim sözlerden sonra bana yaklaştı. Ne ara oturduğumu hatırlamadığım koltuğun önüne diz çöktü, yüz yüze sayılırdık.

"Çok güzel olacaksın." diye mırıldanmıştı. "Ne demek bu?" "Ne, ne demek?" "Çok güzel olacaksın dedin. Bu ne demek?" İlk başta kaşları çatıldı, bir şeyler düşünür gibi duruyordu. Sonrasında toparlanıp: "Toyga seni buraya mı kilitledi?" kapıya bakarak söylediği sözün ardından: "Güzel olmuş, beraber kalmış oluruz bizde."

"Sen neden hala bana ne olduğunu söylemedin?" Onun benim hakkımda yem olarak bahsetmesinden sonra aklıma en çok takılan ve bir sonuca varamadığım soruydu bu.

Ayağa kalktı, odamın ortasında volta atmaya başladı. Onu ilk defa üzerinde kıyafet ve ayağında ayakkabı ile görüyordum. Onu böyle bir yerlerde görsem insan olmadığına dair en ufak bir şüphem olmazdı. Sonra o bakışlarıyla karşılaştım, bu bakışlar bana insan olduğumu sakın düşünme der gibi korkunun mavileştirmiş olduğu alevlerle bakıyordu. O hala beni korkutan, ilk gece boynumdaki deriyi yemiş olan canavardan başkası değildi. Benim tadıma varmıştı. Bir kez tattıktan sonra benden vazgeçemeyen bir katildi. Onu şaşırtan, beni yemesine engel olan bir şey vardı, ben bunu öğrenemiyordum.

"Ben insan yerim Melodi. Daha çok insanlardan intikamımı almak için yerim. Onlardan nefret ederim." Bana yavaşça yaklaşıyordu her cümlesinde. Yine bir duvarın köşesine sinmiştim. Karşımdaki adamın gözleri kırmızıya dönmüştü. Beyazı ise siyahtı... Siyah oluşu beni daha çok ürkütüyordu. Ona alışmış olmam ondan korkmamı engelleyemiyordu. Bende bir insandım ve o benden de nefret ediyordu. Belki benimle oynuyordu, sonrasında güzel bir ziyafet çekecekti kendisine.

Bars ve ben... Şimdi burun burunaydık. Burnunu burnuma sürtüyordu, bu burnunu sürtme huyunu anladığımda belki nasıl bir canavar olduğunu anlayacaktım. "Benim için canavar diyorsun değil mi Melodi?"

Düşündüklerimi nasıl anlamıştı?

Cevap veremiyordum. Dilimi tutuşturan bir şey vardı. Onun bedeninin bedenime yakınlığından ve onun alev gibi yanan gözlerinin benim üzerimde dolaşmasından, bir kez de olsa dişlerinin bedenimle buluşmasından, daha ağır bir şey vardı. Yine şiddetli ağrım baş göstermişti. Hayatım boyunca kurtulamayacak mıydım ben bundan? "Melodi ben bir canavar değilim, canavar olan insanlar, ailemi öldüren onlar!" Bunu söyledikten sonra onu itekleyip geri çekilmesi için uğraştım fakat temelleri sağlam olan bir kaleden farksızdı. Yüzümün renginden ve öğürmemden sonra geriye çekildi, yan tarafımdaki banyo kapısını açarak klozete yöneldim.

Bars saçlarımı tutup sırtımı dikleştirdi, git diyecek gücüm yoktu. Onlar kimdi de biz insanlar onlara kıyıp onları bir canavara dönüştürmüştük?

Bir kez daha öğürerek o garip sıvıyı akıttım ağzımdan, neden böyle oluyordu, ne vardı içimde, bu derece siyah olan?

Neden bu adam beni hemen oracıkta yemeyip sonraya saklamıştı?

Biz nasıl katillerdik?

Son bir atakta bulunan bedenim yorgun düşmüştü. Oturduğum yerde çöküp kalmıştım. Yüzüm, gözüm siyah lekeler içerisindeydi. Gözlerimden akan yaşlarım eşliğinde ufak bir hıçkırık kaçtı dudaklarımın arasından.

'Neden ben?' sorusunu sormak için beynim diretse de henüz yeri ve zamanı değildi. Ben fazla iyimser de olabilirdim elbette.

Bars beni kollarımdan tutup hafifçe kaldırdı. Belime kolunu dolayarak ayakta kalmam için bana destek oldu. "Ağlama Melodi'm, bizim melodimiz senin göz yaşlarından oluşmamalı." Yine mırıldanarak söylemişti. O kadar kısık sesli söylüyordu ki duyulmaması için bana büyük bir çaba gösteriyor gibi gelmişti.

Avucuna su doldurarak yüzümü yıkamaya başladı. Bir kaç avuçtan sonra kafamı geri çektim. Köşeden havlu alıp yüzümü kuruladı. Beni kucağına aldı, hayır diyecek bir gücüm yoktu. Gözlerim kapanıyor gibiydi. Yumuşak yatağa sırtım değdiğinde anlamıştım yatağıma yatırdığını. Gözlerimi hafif aralayıp ne yaptığına baktım. Kapıdan geçerek dışarı çıktı. Toyga'nın yanına gidiyordu. Ona zarar verebilirdi. Kendimi yataktan kalkmaya zorladım fakat bileklerimi zor hareket ettirmiştim.

Biraz daha gayret ederek yataktan kalktım, kendimi sürüyerek ve duvardan destek alarak kapıya yaklaştım. Dışarıdan sesler geldiğini duyuyordum.

Toyga ve Bars aralarında sakince konuşuyordu. Bir kaç dakika dikkat kesilerek dinlemeye başladım. "Dönüşümü çok ilerlemiş, her gün ya da her dakika yeni bir özelliği çıkıyor kızın. Hiç kimsenin duyamayacağı şeyleri duyuyor." Toyga biraz panik olmuş bir sesle: "O zaman niye buraya geldin Bars başka bir yerde konuşurduk. Ya şimdi bizi dinliyorsa?" "Yatağına yatırdım Toyga baygın bir haldeydi. Çıkar bakarım şimdi. Haberin olsun, onu başka bir yere götürmemiz gerekebilir. Ligerlardan daha büyük olabilir. Alfa sonuçta, yüz yıllardır hiç karşılaşmadık ne olacağını bilemiyorum." "Nasıl götüreceğiz, ben gidelim desem inatçının teki o bir yere gitmez ki." "Ben kaçırsam?" "Saçmalama Bars." "O zaman gerçeği söyleyelim." "Henüz olmaz kesinleşmesi gerekiyor. Bir iki gün kala söyleyebiliriz sadece." İçeriden tahminimce Bars offladı.

Dönüşüm derken neyden bahsediyorlardı?

Birbirleriyle ne zamandır tanışıyorlardı?

Toyga bana yalanlar mı söylemişti?

Alfa ben miydim?

Kafamı kurcalayan sorular arasında yatağıma doğru ilerledim. En azından Bars'ın beni neden yemediğini öğrenmiştim. Kafama giren milyonlarca soruya değmiş miydi peki bu cevap?

Liger da neydi ayrıca?

Yatağıma uzanıp, telefonumu elime aldım. Kızlara mesaj atsam ne diyecektim ki, 'ben insan değilmişim Toyga bana ihanet etti, Bars da beni korumak için gelmiş, o yüzden yemiyormuş.' mu diyecektim?

Nasıl bir durumun içerisine düşmüştüm?

Telefonum da yazdığım makalelerden birini incelemeye başladım. O sırada kapıdan Bars girdi. Şaşkın bakışları tüm odayı sarmış, etrafı tarıyordu. Sonra bana dönerek: "Kendine gelmişsin. Daha iyi misin?" "İyiyim evet. Toyga'ya bir şey yapmamışsındır umarım." "Yapmadım, merak etme. Bir şeyler atıştırmak ister misin?" "Yok teşekkürler istemiyorum."

Bir süre gözlerimiz birbirine kenetlendi. Bir şeyler bulmaya çalışır gibi beni izliyordu.

"Gitmemi mi istersin, yoksa kalmamı mı?"

"Ben ne desem onu mu yapacaksın, ilk defa?" Tek kaşımı kaldırarak bende onu izlemeye başlamıştım. "Vazgeçtim, Melodi. İyilikten anlamayacaksın. Kay kenara." Tüm ikazlarıma rağmen ışığı kapatarak yanıma yatmıştı.

Belime yine kolunu dolayarak beni kendisine çekti. Sırtım onun gövdesine yaslanmıştı. Boynuma dudaklarını yaklaştırdı, dişlerini tenimde gezdirdikten sonra kulağıma doğru yaklaşarak: "Özür dilerim Melodi'm." dedi ve dişlerini boynuma sapladı.

Biraz sızı hissettikten sonra gözlerim bu defa farklı bir karanlığa gömülmüştü...

🐆
🐆🐆
🐆🐆🐆

DOKUN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin