BARS-3

1.6K 95 5
                                    

Ağzımdan çıkan sözcüklerin ardından bizimkilerin gözleri kocaman açılmış bir vaziyette bir bana bir Melodi'ye bakıyorlardı. Ben ise durumu algıladığım da Melodi'nin duyup duymadığını anlamaya çalıştım. Aklından geçenleri okuyabilme yeteneğim olsaydı keşke, işte o zaman bu kıza karşı her şey çok daha kolay olacaktı. Benden etkilenip etkilenmediğini bile anlayamıyordum. Şu an anlamış mıydı peki?

Gözlerim Toyga'yı bulduğunda kaşları çatık bir şekilde Melodi'yi süzüyordu. Bir tehlike hissettiği kesindi. İz sürme de hislerine en çok güvendiğim kediydi. Bizler kendimize insanların aksine daha sevimli adlarla sesleniyorduk. Bizim türümüz kediydi, kedigillerin panter soyuyduk. Normal kedigiller türüne göre biraz daha büyük olsak da bir liger değildik. İnsanların gözünde ise canavardan farksızdık.

Melodi'ye gelirsek hiçbir şeyin farkında değil gibi duruyordu. Yine de herhangi bir tehlike karşısında önlem almamız gerekebilirdi. Ne yapacağıma karar veremiyordum. Noyan ve Poyraz bir şey olmamışçasına yemeklerini yemeyi sürdürüyordu. Toyga ise tedirgin halde lokmalarını çiğnemeye başlamıştı. Melodi bir yandan sosyal medya hesabına bakıp bir yandan yemek yemeye çalışıyordu. Her şey olağan görünmesi durumunda akışına bırakma kararı almıştım.

Yemeğin ardından bulaşıkları halletmek için Melodi Poyrazla birlikte mutfağa geçti. Toyga,Noyan ve ben oturma odasında beraber kaldık. "Melodi'yi gözünün önünden ayırma benim şüphelerim geçmedi." Melodi duymazlıktan mı gelmişti yoksa onun için olağan mı gelmiştim? En kötüsü de onun hepimizin bu konu hakkında bilgimizin hatta Toygalarında kedi olduğunu düşünmesi olurdu. 

Düşünmesi haksız olmayacak olsa da henüz çok erkendi. Mutfak da işi biten Poyraz da yanımıza gelerek "Melodi'ye dikkat et, başına ağrı girdi ama saklamaya çalışıyor." dedi. Neden tek dikkat eden ben olmuştum bir anda? Noyan ufak bir kahkaha koyverdi. "Ee Bars bey alfanın eşi olacağım diye tutturdun bu yüzden en büyük sorumluluk sana kalıyor. Biz diğer koruma görevlerinde yer alacağız sen ise onun hep yanı başında olmak zorundasın. Bence şu dövüş eğitimlerine de bir an önce başlat, insan olarak öğrenmek daha kolay oluyor. Dönüşümünden sonra refleksleri ilk bir kaç ay zayıflayacak, toparlanana kadar çalışamazsınız." Noyan akıl okuyamıyordu ama beden dilini gereğinden fazla iyi okuyabilme yeteneği vardı. Rakibinin hamlelerini 5 adım önden bilebiliyordu. Kendisini strateji alanında geliştirmeyi tercih etmişti açıkçası bu durum bizim sürümüz açısından çok büyük önem taşıyordu. 

Sürünün önemli kedilerinden oluşuyorduk bu yüzdendir ki alfayı korumak adına bizler görevlendirilmiştik. 

Melodi içeri girdiğinde hepimizin üzerinde kuşkulu bakışlarını gezdirdi. Buğulu yeşil gözleri benim gözlerimle buluştuğunda benim içimi ferahlatacak kelimeler döküldü dudaklarından. "Eşyaların neredeyse al da gidelim. Daha seni eve yerleştireceğiz. Bu gece işimiz uzun."  

Uslu bir kedi olup alfamın peşinden gitmeye karar verdim. 

Ki buna çok önceden karar vermiştim, yalnızca o bilmiyordu.

Toyga'nın odasına önceden hazırlayıp koyduğum bavulumu da alarak kapının yanına geldim. O sırada Melodi ve Noyan sohbet ediyordu. Melodi uzaklaşmak istediğini söylüyordu. Bir süre sonra gidecekmiş. Buna izin veremezdik işte. Şu an o kadar hızlanan bir dönüşüm içerisindeyken onu gözümüzden uzak bir yere gönderemezdik. 

Yaz planları yapmaya devam edeceği kesindi bunun için ben de bir şeyler bulmalıydım. Üstelik bir de Koray vakamız vardı. Gerçekten beraber yazlığa gitmeleri hem benim için hem de Koray için bir felaket olurdu. Olacaklardan ilki Melodi ile Koray'ın yakınlaşması olurdu ve bu olayın sonucu olarak Koray için felaket ise onu yemem olurdu. 

Bunları düşünerek Melodi önde ben arkasında arabasına doğru gitmeye başlamıştık. Yakıcı güneş etkisini yitirip tatlı bir serinliğe bırakmış olsa da yerini tehlike devam ediyordu.





DOKUN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin