MELODİ-10

1.7K 96 21
                                    

Biz yalnızca ne esiriz ne de ruh. Bizler bedenlerimizin esiri olmuş ruhlarımızın çığlıklarıyız. Bu sebeptendir ki doğaya isyanımız. Biz bazen doğayız, bazen isyanız. Hiçbir zaman insan olamayışımız bundan dolayıdır. Bars'a baktığımda insan görüyordum. Tıpkı aynada kendime baktığım da gördüğüm gibi... Aramızda tek bir fark vardı; o yalnızca görünüyordu.

Eksik bir şeyler vardı hafızamda, bir kopukluk, tarif edemediğim bir yokluk. Bir kaza geçirmesiyle birlikte travma sonucu amnezi olan birey gibiydim. Ben kaza geçirmemiştim, travma için son günlerimde Bars ile olan anıları sayabiliriz. Belki de gerçekten beyin hasarım vardı. Şiddetli baş ağrılarım ile mide bulantılarımı bu açıklayabilir. İçimden bir ses bu kadar basit olmadığını söylüyor. Rüyalarımda bile olayların bir örgüsü oluyordu, sürekli yeni bir akış içerisindeydim. Orada bir hayat yaşıyor ve bu hayat benim anlam veremediğim şeylerden biri olsa da kendi içerisinde oldukça anlamlı duruyordu.

Sahi en son neydim? Büyük kedilerin elde etmek için savaştığı alfa mıydım? Rüyalarımın beni neyin içerisine çektiğini sorgulamam için uygun bir vakitte değildim. Öncelikle odamda bulunan büyük kediye yeni bir oda bulmam gerekiyordu.

Benim odamda kendisine bir yer arıyordu, benim onu izlediğimin dahi farkında değildi. Yalnızca farkında değilmiş gibi davranıyor da olabilirdi. Hislerimin beni yanıltmıyor oluşundan emindim ki Bars şu an sırf beni etkisiz kılmak adına yokmuşum gibi davranıyordu.

"Bars artık buna son vermelisin. Bu odada kalmayacaksın, beni takip et odanı göstereceğim." Bu defa gözlerini dikip izleme sırası ona geçmişti. Kılını bile kıpırdatmadan bavulundan aldığı eşyalarını koyduğu yatağımın üzerine eğilip kalmıştı. Cevap vermesi gerektiğinin farkına varması için kaşlarımı kaldırıp "hadi"  dercesine elimi salladım. Tek değişiklik artık dikleştirdiği vücuduydu. Tepkisiz kalmaya devam edecek gibi duruyordu. Ne kadar geçtiğini bilmediğim bir süre sonunda kaşlarını çatıp üzerime gelmeye başladı. Kapı pervazına yaslanmış bekliyordum.

"Kaç gecedir bana sarılıp uyuyorsun ve şimdi mi ayrı odada yatma fikri aklına geliyor?" Dudaklarının kıpırdadığını bile fark edememiştim. Ne ara söylemişti bunu? "Yalnızca üç gece beraber uyuduk. Senin davetsiz olduğun gerçeğine de yok demeyeceğim." Kaşları daha çok çatılmıştı. Olduğu yerde kaldı. Kafası karışmış gibiydi, benden kaçtığı o günden sonra ilk defa ne yapacağını bilmez duruyordu. Onun kafasını karıştıran şeyin ne olduğunu bilmiyordum fakat etkisi büyük olmuştu Bars eşyalarını bavula atıp odamdan çıktı ve koridorda beni beklemeye başladı. Şaşkınlıkla onu izliyordum, o ise benimle göz temasından kaçınır bir halde duvarı izlemekteydi. Kapı pervazından ayrılarak koridorda ilerledim ve misafir odasının (yan odamın) kapısını açtım. Kızlarla olan gecemizden sonra nevresimleri değiştirme fırsatı bulmuştum, Toyga beni zar zor rahat bıraksa da işlerimi hallederken ayak altında dolanmıyordu, bu benim gözümde ona artı yazıyor. " Sana ait bir banyon ve bir dolabın da var, bu kapakları açtığında da televizyon açığa çıkıyor, her ne kadar insanları sevmiyor olsanda belki insan ürünü şeyler izliyorsundur." Ne tepki vereceğini beklemeden kendimi kapının önüne attım. "Sen eşyalarını yerleştir, dinlen. Acıkırsan ben aşağıda olacağım." Kapıyı kapatmadan önce kahkahasını duydum. Aptal kafam bir de "gel beni ye" demiştim adama. Normal misafir olarak görmüştüm. Oysa ki normal ile kıyaslanamayacak kadar karışık bir durumdu aramızda olanlar.

Mutfağa geçip Bubunun karşısına dikildim. Doyurucu bir şeyler yemek istiyordum ama bir o kadar da üşeniyordum. Toyga'nın evinde yediklerim beni pek kesmemişti. En iyisi ve pratiği bol sebzeli omletti sanırım. Saat fark etmeksizin bunu yiyebilirdim. Övündüğüm konulardan biri belki de yaptığım omletlerdi. Bir büyük pizza ölçütünde yaptığım omleti tabağıma alıp üzerine mayonez sıktım. Sağlıklı olan her şeyi sağlıksız hale getirebiliyor olsam da atletik vücudum bunu kaldırıyordu, yine de belirli bir yerden sonra isyan başlatacağı bir gerçekti.

DOKUN BANAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin