Keyifli okumalar UKTE'lerim!
Merve'nin Ağzından
Bugün Ömer ile bulaşacaktım. Benimle önemli bir şey konuşacağını söylemişti. Tabi merak duygum tavan yaptığından hemen kabul etmiştim. Aynada bir kez daha baktım kendime. Asla özenli giyinmezdim ama şuan olabileceğim kadar güzel olmak istiyordum. Sebebi neydi? Ben de bilmiyordum.
Üstümde dar kot pantolonum ve yeşil tişörtüm vardı. Heyecandan ellerim titremeye başladı. Bana neler olduğunu anlayamıyordum. Biraz olsun heyecanım geçsin diye telefonumu elime alıp Whatsapp'ı açtım.
KEMGÖZ grubundan 9 mesajınız var.
Ömer: Napıyorsunuz bakalım?
Zelal: Sedef Elif ben gezmelerdeyiz. Siz napıyorsunuz?
Ömer: Heyecanlıyım...
Kübra: Öyle olsun Zelal Hanım.. İnsan bize de sorar gelir misiniz diye.😑
Zelal: Aşkım sen şimdi pansiyondan zor çıkarsın diye düşündüğüm için...
Kübra: Of sus neyse. Ömer kanka sen niye heyecanlısın ki?
Ömer: Çok güzel bir kızla buluşacağım.
Kübra: Ooo! Kim bu şanslı kız?
Zelal: Helal be adamsın.Yüzüm utançla yanmaya başlarken telefonumu geri yerine koydum. Çok utanmıştım. Ömer bana aşırı ilgili davranıyordu. Bu ilgisine bakınca diğer kızlara davrandığı gibi davranmıyordu. Mesela hep gözlerimin içine bakıyordu. Aynı hastanede staj yaptığımızdan hep yanıbaşımda oluyordu.
Elimi kalbimin üzerine koyunca çok hızlı attığını fark ettim. Sahi bu muydu aşk denen illet? İnsan bir insandan bu kadar kolay hoşlanabilir miydi ki?
Komodinin üstünde ki kitabıma acıyan gözlerle baktım. Alt dudağımı sarkıtarak, "Üzgünüm Kuzey. Sanırım seni aldatıyorum."
~
Çayı masanın üstüne koyup Ömer'e baktım gülerek. O kadar komik bir çocuktu ki... Onunlayken tüm dertlerimden arınıyordum. Ömer beni özel hissettiryordu, bu kanıya varmıştım.
"Çok kolay bir çocukluk geçirmedim. Annemle babam yoktu. Yetimhanede büyüdüm." Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. "Sokakta hiç tekin değildi. Kötülüğün ortasına düştüm yalan değil. Hatta bazen çok büyük hatalar da yaptım. Ama ben..." Susunca yaşlı gözlerimi mavinin en güzel tonu olan gözlerine çevirdim. Bana bir şeyler mi anlatıyordu? Ben anlamamak için çabalıyordum sanki...
"Ben seni gördüğümde öldüm." Şaşkınlıkla yüzüne bakınca aslında tam olarak neye şaşırdığımı bilmiyordum. O beni seviyor muydu yani? "Gülüşünü gördüm ilk başta. İçimden dedim ki 'Başka kimse gülmemeli.' Sen varken." Susunca onun da zorlandığını fark ettim. Sessizliğim belki de ürkütmüştü onu. Bu yüzden hafifçe gülümsedim bakışlarına karşılık. O da gülümseyip devam etti, "Şimdi dersin, madem seviyordun neden daha önce gelmedin? Ama inan bana o kadar denedim ki. Bir türkü cesaretimi yenemedim. Tepkinden korktum, karşılıksız kalmasından korktum ve en önemlisi de...." Çene kemiklerini sıkınca ona dikkat kesildim. "Başka birini sevmenden korktum."
Bakışlarımı yere sabitlerken gözlerimi titrek bir şekilde kapattım. Hani şu kelebek olayı varya, külliyen yalan. Sadece kalbim çok hızlı bir şekilde atıyor. Ve ben de tabii, gözlerimi kapatarak geçmesini bekliyorum. Çok beklerim...
"Ben..." Lafı ağzımdan bir türlü çıkaramadım. "Çok heyecanlandım Ömer. Üzgünüm." Düşüncelerimi dile getirdim hemen. En iyisi buydu.
"Zaten ben de hemen cevap beklemiyorum güzelim." Masanın üzerinden uzanıp elimi avucunun içine hapsetti. Bu hareketiyle olabilirmiş gibi kalbim daha da hızlandı. "Sana bunu söylemek bile benim için büyük bir lütuf zaten. Seninle konuşmak, seninle zaman geçirmek; her şey seninle güzel Merve'm." Elimi tutup beni aniden masadan kaldırınca ağzımdan şaşkınlık dolu bir nida fırladı. Kasaya gidip hesabı ödedi ve kafeden çıktık. Bu ani hareketlerine alışmam gerekiyordu herhalde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKTE
Teen FictionBeş dost... Hepsinin birbirinden farklı iç dünyası ve farklı bir yaşantısı var. Kırılan kalplerle mücadele etmeye çalışırlarken onları çok büyük bir çıkmaz sokak bekliyor olacaktı. Aşka direnecekler mi, yoksa diz mi çökecekler? Bu maceraya beraber...