Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 1: Akademisyen Meng Hao

*****

Hikayeyi Düzgün bir çeviri ile

http://epiknovel.com/seri/14

adresinden Okuyabilirsiniz.

*****

Zhao Eyaleti çok küçük bir ulusdu 1 . Güney Cennet topraklarındaki diğer küçük uluslar gibi, halkı da Doğu Bölgesi'ndeki Büyük Tang 2'yi takdir etti ve Chang'an 3'e hayran kaldılar . Sadece kral bu hayranlığa sahip çıkmakla kalmadı, Zhao Eyaletindeki tüm akademisyenleri de yaptı. Sanki başkentteki Tang Kulesi'nin üstünde durmuş gibi, çok uzakta görebiliyorlardı.

Bu Nisan son derece soğuktu, ateş yakmadı. Hafif rüzgarlar, Kara Reaches'in Qiang Di kanallarını geçerek Great Tang'ın topraklarını uçurarak araziyi okşadı. Alın karanlık gökyüzünün altında, sis benzeri tozu kaldırdı, sonra döndürülerek büküldü, Zhao Eyaletinde Daqing Dağı'na ulaştı. Sonra dağın tepesinde oturan genç bir adam üzerine düştü.

Yalın bir genç adamdı, şişe kabuğu tutuyordu ve temiz bir mavi aliminyum bornoz giyiyordu. Yaklaşık on altı ya da on yedi gibi göründü. Uzun boylu değildi ve derisi biraz karanlıktı, ama parlak gözleri istihbaratla parladı. Ve yine de, tüm zekası yüzündeki kaşlarını gizlenmiş gibi görünüyordu. Kaybolmuş gibi görünüyordu.

"Tekrar başarısız oldu ..." diye çekti. Adı Yunjie County'den ortalama öğrenci olan Mountain 4 dibinde yatan Meng Hao idi . Yıllar önce, ailesi kayboldu ve mal varlığı açısından çok geride kalmadı. Eğitim pahalıdır, bu yüzden neredeyse tamamen kırılmıştı.

" İmparatorluk sınavlarını üç yıl üst üste attım . Bütün o zaman, atmak istedim kadar adaların yazdığı kitapları okudum. Belki de bu benim için yolu değil "dedi. Kendini beğenilmeyen şeyle doluydu, kabak makinesine baktı, gözleri sarpa sardı.

"Resmi olmama ve zengin olma rüyamı gittikçe uzaklaşmaya devam ediyor. Büyük Tang'a ulaşmaya çalışmayı da unutabilirim ... Öğrenci olmanın ne kadar beceriksiz olduğunu. "Diye acayip güldü. Sessiz dağın tepesinde oturup elindeki şişe kabuğuna bakarken giderek kaybolmuş görünüyordu. Korkmaya başladı. Gelecekte ne yapacaktı? Nereye giderdi

Belki de üst düzey bir yetkili kendisine ya da güzel bir genç kıza ilgi duyacaktır. Yoksa sınavları her yıl almaya devam edecek mi?

Sorulara cevap yoktu. O sadece bir gençti ve kaybolma duygusu dev bir görünmez ağıza benziyordu. Gerçekten korkuyordu.

"Kasabadaki öğretmenler bile yalnızca birkaç parça gümüş yapabilirler. Wang Amca'nın marangoz mağazasından daha kötü. Bunu daha önce fark etseydim, ondan marangozluk becerileri öğrenebilirdim. En azından şu an olduğu gibi aç kalmam. "Bir süre sessizleşti.

"Evde fazla yiyecek veya param kalmadı. Steward Zhou'ya üç parça gümüş borçluyum. Ne yapacağım? "Başını kaldırdı ve gökyüzüne baktı, mavi ve büyük. Çok büyüktü, sonunda göremedin. Onun geleceğini nasıl göremediği çok benzer.

Bir süre sonra Meng Hao başını salladı ve elbisesinden bir kağıt kağıdı aldı. Dikkatlice okudu, kabuğu içine koydu, sonra ayağa kalktı ve kabuğu dağın dibine attı.

Dağın dibinde, kışın hiçbir zaman donmayan geniş bir nehir vardı ve Great Tang'a kadar bütün yol boyunca aktığı söyleniyordu.

Meng Hao, dağın tepesinde, kabak şişesinin daha nehir boyunca ilerlediğini izledi. Bağlamayan baktı. Bir an annesini, çocukluğunun mutluluğunu görmüş görünüyordu. Kabak, rüyalarını, dileklerini ve geleceğe yönelik umutlarını taşıyordu. Belki bir gün birisi onu alıp açar ve notu okurdu.