Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 108: Gizli Mücadele Başlıyor

Restoran, her insanla doluydu, bu yüzden hiç kimse Meng Hao'nun tuhaf davranışını fark etti. Yavaş yavaş alkol bardağını koydu. Onun ifadesi her zamanki kadar sakindi, ama kalbi birdenbire vurmaya başlamıştı ve kükreyen bir ses başını doldurdu.

Ölümsüz cesedin gözünde yedi yıldızdan bahsetmiş olan kişiye bakmak için sessizce başını çevirdi. Sonra kafasını indirdi ve bir içki daha aldı.

"Biliyor musun, tuhaf. Ölümsüz öldü, fakat vücut hala her türlü garip olaya neden olan güçlü bir baskıyı sızdırıyor. Büyük Mezhepler ve Klanlar sadece üç yüz metrelik bir mesafeye yaklaşabilir "dedi.

"Son zamanlarda büyük Klanlar ve Ayılar'ın bazı özel hazırlıklar yaptıklarını ve üç yüz metreden daha yakın bir mesafeye yaklaştıklarını duydum." Görüşmeler gündüz saatlerine kadar devam etti ve böylece insanlar dağılmaya başladı. Yedi yıldızdan bahsetmiş olan kişi ayağa kalktı. Arkadaşıyla sohbet edip gülüyordu, ayrılmak için yola çıktı.

Şu an Meng Hao hafifçe masaya dokundu. Musluk, yakındaki Kültivatörlerin cesetlerine bir titreme gönderen kükreyen bir patlama yayıyordu. Meng Hao'ya bakmaya yöneldikleri için ifadeleri değişti.

Onun Yetiştirme üssü, aniden Kuruluşu kuşatan Büyük Vakıf Teşkilatının yoğun baskısını yaydı. Sonra da tükendi. Bununla birlikte, o kısa zamanda, sekizinci ve dokuzuncu seviyedeki Qi yoğunlaştırma kültivatörlerinin organları titredi. Yüzleri solgunlaştı ve bu Vakıf Kuruluşu uzmanını rahatsız edecek şeyleri söyleseler de yapsın mı hatırlamaya çalıştıklarında yürekleri dondu.

"Yaşlı nesil ..." Tek tek selamı verdiler, kalplerimiz saygı ile doldu. Şehrin sınırları içinde savaşmanın yasaklandığını biliyorlardı, bu yüzden bu kişi birisine hafifçe saldırmayacaktı. Ama onlara göre, bir Vakıf Kuruluşu Kültivatörü tarafından sızdırılan güçlü basınç inanılmaz derecede güçlü ve içlerinde korku yaratmaya neden oldu.

"Sen," dedi Meng Hao, halktan birine işaret etti. "Buraya gelin." Yirmi yedi ya da yirmi sekiz yaşında görünen genç bir adamdı. O, Qi Yoğunlaşmasının sekizinci seviyesindeydi. Meng Hao ona işaret ettiğinde, vücudu sarsıldı ve kan yüzünden sızmaya başladı.

"Yaşlı nesil ..." Korku gözlerini doldurdu ve kalbine karışıklık duyuyordu. Daha önce hiç Meng Hao'yu görmemişti ve dikkatini nasıl çektiğine dair hiçbir fikri yoktu. Çevresindeki diğer Kültivatörler hızlı bir şekilde restorandan uzaklaştı ve yüreklerinde rahatça içeriye girdi.

Yüz ifadesi olmadan, Meng Hao bir içki daha içti. Genç adam tereddüt etti, yaklaşmayı reddetmekten cesur değil. Saygıyla ve ihtiyatla, birkaç adım öne geçti.

Meng Hao başını kaldırdı ve ona baktı. "Sadece Immortal'ın cesedinin içinde yedi yıldız olan gri gözleri olduğunu söyledin. Dediğin doğru mudur? "

"Kıdemli, açıklama yapmama izin ver" dedi genç adam çabucak, bir şey bırakmaya cesaret edemez. "Meseleyi kendi gözlerimle görmedim, sadece duydum. Bununla birlikte, her şeyi kişisel olarak gözlemleyen iyi bir arkadaşım var "dedi.

"Bu senin iyi arkadaşın nerede?" Dedi Meng Hao, sesi azdı.

"Onu bir buçuk yıldır görmedim," diye yanıtladı hızlı endişeli Meng Hao, cevap vermesi çok uzun sürerse, işleri düzelttiğini düşünürdü. "O Su Bambu Sect öğrencisi Xu Yan'dır."

Meng Hao kaşlarını çattı ve başını salladı, elini küçümseyerek salladı. Genç adam saygıyla eğildi ve daha sonra mümkün olduğu kadar çabuk kalktı ve rahat bir nefes aldı. Bir daha asla bu yere tekrar dönmeyeceğine karar verdi.