Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 136: Zhou Daya!

Meng Hao'nun ifadesi on kültivatör onu geçtikçe her zamankiyle aynıydı. Hızla olmamasına rağmen ilerlemeye devam etti. Yakında, diğer Kültivatörler onu çok aştı. Gözleri biraz titriyordu. Ayrılmadı, ama onları takip etmeye devam etti, tam da sanki Göksel Azar'ın kaynağını arıyordu ve diğerlerinin geri kalanında olduğu gibi, daha fazla Şimşeğin Yıldırım'ı arıyordu.

Meng Hao, "Cennetle Başkaldırmak neden geldi?" Diyordu diğerleri gibi aynı tonda. "Bu yeri tahrik eden yer hakkında ne var?" Diye sorduğu gibi çok düşünceli görünüyordu.

"İyi soru! Daha önce hiç böyle Cennet Sıkıntısı görmedim. Bana Sıkıntılığı aşan bir kişi olduğunu söyleme sakın. Eski zamanlardan beri bunu kimse yapmadı, ancak eski kayıtlarda okuyabilirsiniz ... "

"Evet, gerçekten tuhaf ..."

Tribulation bulutlarının dağılmaya başladığı gün öğleden sonraydı. Gün ortası güneş yeryüzünün üstünde parladı. Alanı yaklaşık olarak bin kişi taradı, ancak herhangi bir ipucu bulamadı. Sonunda olsa da, yanardağ buldular.

Herkes girmeden önce, üst kısım üç ışık demeti görüldü; bunların her biri üç yüz metre genişliğindeydi. Yakında üç kişi ortaya çıktı. Volkan ağzına doğrudan uçtuğunda kimse yüzlerini netçe göremiyordu.

Çevredeki Kültivatörler yüzlerini göremese de, yaydıkları güçlü baskıyı hissedebiliyorlardı. Pseudo Nascent Soul aşamasındaki yalnızca geç Core Oluşturma Kültivatörleri bunun gibi bir baskı oluşturabilir.

Büyük bir grup insanda Meng Hao'nun öğrencileri sıkıştı. Ancak, gözkapağı atmadı. Bir süre sonra, üç kişi yanardağın içinden uçtu. Gözleri herkesin görünüşlerini net bir şekilde görmesine izin veren kalabalığın üzerine süpürüldü.

"Kara Bulut Elders!"

"İşte bu onlar. Onlar Black Sieve Outer Sect'in onur muhafızı ... "

"Burası Siyah Elek Bölümü tarafından kontrol edilen bölgede yer alıyor, bu nedenle onlar için sıradan bir şey yok. Şimdi buradalar, burada olmamızın hiçbir anlamı yok ... "

Üç eski Kültivatörler uzun siyah cüppe giymişler, üzerinde çiçek bulutu şekilleri işlenmiştir. Etrafına baktıktan sonra, üçü düşüncesinde bir anlığına kaybolmuş gibi görünüyordu. Sonra bir ses çaldı.

"Bu alan mühürlendi. Buradan ayrılın! "Üçünün biri yeşim taşması ürettiği için, havada çapraz bacaklı oturuyorlardı. Elini fırladı ve yeşim kayağı, kara bir sisle dönüştü ve gökyüzüne çıktı.

Meng Hao, çevreleyen kalabalık gibi yüzünde istifa eden bir bakışla başını indirdi, onlarla birlikte dağılmaya başladı.

Mesela Meng Hao, "Burası Siyah Elek Bölgesine yakın" diyeceğini açıkladı. Aniden hızını arttırdı, prizmatik bir ışına dönüştü ve uzaklaştı. Sağ eli Kozmos'daki çantasını tokatladı ve elinde bir yontma kayma çıktı. Ona yakından baktı.

"Vay canına, bu rocu tarafından üretilen rüzgar, Kara Sieve Bölümüne kadar uzandı ..." Aniden, o gün Elder Rahibe Xu'yla birlikte yürüdüğünde, Reliance Bölümünde bir resim göründü.

"Yaşlı Kızkardeş Xu'nun nasıl bir şey yaptığını merak ediyorum" diye düşündü. Birkaç gün daha birlikte uçtu. Bir süre sonra birden kaşlarını çattı. Bir yerden biraz uzaktayken, bir orman yamacının yanına indi.

Sağ eli Kozmos'daki çantasını tokatladı ve Chu Yuyan uçtu. Yüzü soluktu ve göründüğü an Meng Hao'ya soğuk gözlerle baktı. Tek kelime etmedi.

Yüzü sakinleşti, Meng Hao diz çöktü ve ellerini vücuduna uzattı. Elbette figürünün sadeliğini hissetmek imkânsızdı. Gözleri genişledi ve öfke yüzünü örtüdü.