Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 190: Saygın Kıdemli

"Hayır," dedi Song Jia hızla yüzü kızarıyor. O doğuştan güzeldi ve ihale eden bir kişiliği vardı.

Yanındaki kadın ona sevgiyle bakarak güldü. Hiçbir şey söylemedi.

Ses Işığı Song Jia, "Sadece ilginç olduğunu düşünüyorum. O kadar çok insanı rahatsız etti ve o kadar çok kişi tarafında durmaya istekli. Ayrıca, gerçekten Kültivatör gibi görünmüyor. O daha çok bir akademisyene benziyor. "

Orta yaşlı kadın yine güldü ve ifadesi daha nazikleşti. Sağ elini kaldırdı ve alevli bir yeşim slip çıktı. Hiçbir şeye burnunu sokmadı ve birdenbire, Song Klanındaki dağların arasından hafifçe titredi. Titreme o kadar önemsiz ki, Yeşillik Soul aşamasındaki herkes onu farketmezdi. Karanlık gökyüzünde ay ay ışıldadı.

Ay içinde, hem geçmişe hem de geleceğe ilişkin konuları çıkaran sayısız büyülü simgeler ortaya çıktı. Uzun bir süre sonra, solmuşlar. O zaman orta yaşlı kadının önünde zaman tersine hareket ediyor gibiydi. Yeşim slipsinin önünden tekrar ortaya çıktığı gibi yanıp sönmesi görünüyordu.

Song Jia, bunun şaşkınlıkla değil, beklentisiyle olduğunu gördü.

"Tamam," dedi kadın, parmağını yeşim kaykürünün üzerine basarak. "Bu kadar ilginç bulduğunuz kişinin geçmişine bir bakayım."

Yeşim kaymasını aşağı indirdiği anda, havaya bir ekran çıkardı. Üzerinde küçük bir ilçede ve bir pencerenin yanındaki bir oğlanın görülebiliyordu. Lamplight tarafından bir yazı okudu.

Okuduğu sırada yavaşça başını salladı ve kendisini bir tüy yelpazesi ile havalandırdı. Belli ki yazdı.

Oğlan Meng Hao'dan başka bir şey değildi.

Ekran titriyordu ve Meng Hao şimdi temiz, temiz bir bilim adamının elbisesi giyiyordu. Evinden çıkıp yakındaki bir duvara karşı kalktı, biraz kaygan gözlü baktı. Yakında avludan bir sedan çıktı. Yüzüne heyecanlı bir ifadeyle bakmak için boynunu kaldırdı.

Ekran parladı ve şimdi Meng Hao Daqing Dağı'nın üstünde duruyordu. İçkini çekti ve kabak şişesini nehre attı.

Sonra Reliance Sect'indeydi, hapları verdiği gibi endişe dolu yüzü tıbbi bir hap, elinde tutuyordu.

Song Jia bunu görünce yüksek sesle güldü. Orta yaşlı kadın gülümsedi ve başını salladı.

Bir sonraki görüntü, Meng Hao'nun platodaki dükkânıydı ve hijyen ilaçlarını fahiş oranlarda satarken utangaç, utanç verici gülümsemesiydi O zamandan beri birçok görüntü vardı, ancak aniden hızla yanıp sönüyor ve her şeyi hızlıca yapmak zordur . Orta yaşlı kadın kaşlarını çattı, görünüşte düşünce kaybetti.

Song Jia'nın gördüğü bir sonraki resim, dağın üzerindeki Eksantrik Şarkı'ın ve demir mızrakla birlikte çalışan Meng Hao'nun görüntüsü idi. Meng Hao'yu Kültivatörler şehrinde ve mızrağı için Lu ve Song ile yaptığı anlaşmayı gördü. Bundan sonra ortaya çıkan tüm kanlı olaylardı.

Song Jia gülmeyi bırakamadı. "Bu Meng Hao korkunç ... o bir bilim adamı gibi bir şey değil!" Diye gözlemeye devam etti, kahkahası gözlerinin iki hilal ayı gibi görünmesine neden oldu.

Görüntüler yine biraz bulanık oldu. Bu süre zarfında, Güney Bölgesindeydi. Bununla birlikte, bu aşamada, yeşim kayma aniden parçalara ayrılıyordu. Göz kırpışında, çatlaklar kaplıydı. Uzaktan bir kadının soğuk burnu çok uzaktan duyulabiliyordu. Sadece oda değil, tüm Song Clan'ı doldurdu.

Orta yaşlı kadının yüzü şok doldu ve bir avuç dolusu kan dövdü. Şaşkın Song Jia'yı yakaladı ve geriye doğru birkaç adım attı, yüzünü örten bir inanmazlık yüzü.