Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 122: Bir Anlaşmaya Varma

Zaman kayboldu. Yakında üç gün geçti. Meng Hao kaşlarını çattı. Ne kadar uzakta ya da nereden uçtuğuna bakılmaksızın, buranın sonu olmadığını düşündü. Görünüşe göre sınırları yoktu. Dahası, zaman geçtikçe, daha az ruhanî enerji varmış gibi görünüyordu.

"İlk büyü matrisini nasıl kırarım ...?" Kaşları oyuldu, Meng Hao dağın tepesinde çapraz bacaklı oturdu. Gözleri etrafına bakarken parladı.

Bu arada, Legacy bölgesi dışında, Southern Domain boyunca yedi sunağın çevresindeki Kültivatörler hep kan perdesi üzerindeki sahneyi izliyorlardı. Bulanık figürlerin yedisinin, ilk matriste girdikten sonra, hemen çapraz bacaklı oturduklarını ve meditasyona başladığını açıkça görebiliyorlardı. Bununla birlikte, sekizinci ve son kişi görünüşte rasgele yönlerde etrafında uçmaya başlamak girmek için. Oturmadan ve meditasyona başlamadan uzun zaman geçti.

"Son kişi ne bölüm? İlk matrisin nasıl çalıştığını anlamıyor mu? A, biliyorum. Kötü bir Kültivatör olmalı. Bir şekilde yanlışlıkla Sekizinci Kan Ölüm Müttefikleri sunağını açtı ve turnuvaya başladı! "

"İlk matris çok basittir. Gizli yetenek denemesi. Temel olarak, ilk matris Kan Divineitesinin büyümesine neden olacaktır. Kültivatörler mümkün olduğu kadar manevi enerjiyi kapmalıdırlar. Matrislerin geri kalanını kırmanın anahtarı bu "dedi. Konuşmalar böyle şeyler konuştular. Eski bölge içinde, Meng Hao başını kaldırdı.

"Bu tuhaf. Buradaki ruhsal enerji sekiz bölüme ayrılmış gibi görünüyor ... Benim de dahil olmak üzere sekiz kişi girdi. "Meng Hao'nun gözleri parlıyordu. Derin bir nefes aldı ve mümkün olduğunca çok manevi enerjiyi emmeye başladı.

İlk matrisi nasıl geçireceğini tam olarak bilmese de, tahmin yapmaya başlamıştı. Ruhsal enerji hızla kaybolmaya başladı. Meng Hao gözlerini kapadı ve beş gün geçti.

Beşinci gününde elinden gelen kadar manevi enerjiyi emmeye devam etti. Altın Ta Dao direği parlak renklerle parladı. Aslında, ikinci bir Dao sütununun başlangıçları oluşuyor gibi görünüyordu.

Köpek gelince, bu beş gün boyunca Meng Hao'ya benzeyen enerjiyi de emiyordu. Vücudu şimdi daha büyüktü. Mesele Meng Hao'nun elinin büyüklüğüyle ilgiliydi. Yakında, yerdeki bütün manevi enerji tamamen tükendi. Kükreyen bir ses havayı doldurdu ve çevredeki Ölümsüz dağlar ve binalar çöktü ve büyük bir platform oluşturmak için çökmeye başladı. Meng Hao, platforma çapraz bacaklı oturduğunu bulmak için gözlerini açtı.

Çevresinde yedi kişi gözlerini açtı. Onların kendi Kan Akıllarını tüm deneyimli değişiklikler. Onlar daha büyük ve daha akıllı görünüyorlardı.

Kanlı renkli sprite gelince, boyu değişmemiştir, ancak yavaşça kıvrılmış olan tensitler büyümeye başlamıştı, tıraşı çok tuhaf bir görünüm veriyordu.

Meng Hao'nun köpek yavrusu herkesin en azından değişim geçirmişti. Elin büyüklüğündeydi ve kabarık kürklerle kaplıydı. Diğer Kan Akılcılığı'ndan çok korkmuş görünüyordu; Meng Hao'ya karşı titriyor, titreyerek başını bacağına ovuşturuyor ve elbisesini yiyor. Büyük, parlak gözleri son derece şirin görünüyordu.

Bu platform üzerinde hafif bir yerçekimi kuvveti yayan parlayan bir kapı vardı. Açıkçası, bu Eski Bölge'nin çıkışıydı. Meng Hao'yu çevreleyen yedi kişi birer birer ayağa kalktı. Tabii ki ayrılma niyetine sahip değillerse, ve Kan Akitleri ikinci matriste doğru vurdıklarında prizmatik kirişlere dönüşüyorlardı.

Meng Hao sessizdi. Yedi diğer halkın Kan Akılcılığı'nın çoğunun yedi veya sekizinci Qi Yoğunlaşması düzeyinde auraları yaydığını hissediyordu. Blood Dragon ve Blood Phoenix'in yanı sıra insan figürü Kan Divinity'i de dokuzuncu seviyedeydi. Üçüncü veya dördüncü kademedeki tek köpek yavrusudu.