Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 195: Herkesi Bastırmak

Meng Hao'nun şansı şimdi ani ve beklenmedikti. Bu şanslı mola sayesinde, Yetiştirme tabanı inanılmaz bir hızla tırmandı. Ayrıca, ağaca yaklaştıkça ruhsal enerji o kadar kalınlaştı.

Herkes ona verdiği garip görünümleri tamamen görmezden gelince, derin bir nefes aldı. O büyük ağacın ve yalnızca kendisinin yutabileceği tuhaf ruhsal enerjiye tamamen odaklanmıştı.

Ruhsal enerjiyi özümsemekten ferahlatıcı bir duygu elde edebildiği için uzun zaman geçti. Vücudu ilerledikçe gözleri parlak parlıyordu.

Ağacın altındaki manevi enerji delirmişti. Vücudu, harekete geçirici bir kara delik gibiydi, istisnasız olarak bütün ruhsal enerjiyi emiyordu.

Onun yetiştirme tabanı tırmanmaya devam etti ve beşinci Dao Sütunun imgesi daha netleşti. Yakında hayali olmayacaktı.

Yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuz ....

Meng Hao giderek daha kalın spiritüel enerjiyi emerken, gittikçe daha da heyecanlanmaya başlıyordu. Doğruca muazzam ağacın tabanına doğru ilerleyerek öne çıktı.

Yükselen ağacın yanında Meng Hao, küçük ve zayıf bir böcekten başka bir şey değildi. Hatta karşılaştırmak bile imkânsızdı. Ateşböceği ve parlak ay kadar farklıydı.

Ağaca adım atan ilk kişi Meng Hao idi. Diğer kültivatörler de yaklaşık on nefes alanıyla Wang Tengfei ve Wang Youcai'ye girdiler.

Elbette, bu yerin ruhsal enerjisini ememezlerdi ve bu nedenle kendilerini yenileyecek hiçbir yolu yoktu. Onların ilerlemesinin ne kadar zor olduğunu belirtmek bile gerekmiyor. Öte yandan, Meng Hao suda bir balık gibiydi. Aniden, onlardan üç yüz metre uzaktaydı.

Bunu izledikten sonra, seyircilerin gözleri garip bir parıltı ile parladı. Bu özellikle Song Cem Patriği için geçerliydi. Bulut girdapını ve Meng Hao'yu izlerken gözleri parlak bir şekilde parladı.

"O halde orada yaşayan spiritüel enerjiyi emebilir ..." diye düşündü. "Fakat bu yer, sadece Dünya Ağacının bir tablosudur. Yansıtılan bir görüntü bile kabul edilemedi. Bununla birlikte, Dünya Ağacı'nın iradesinin yanı sıra yoğun spiritüel enerji de içeriyor, ancak çok fazla değil ... "Gözleri biraz gerginlik içinde olsa da, parlıyordu."

Eksantrik Şarkı çok şok hissetti, aynı zamanda sevinçle vahşileşmek üzereydi. Yüzünde geniş bir gülümseme çıktı. Diğer Yeni Yeşim Kültivatörlerinin değişen ifadelerine baktı ve daha da gülümsedi. Soul Fruits'ı toplamak için kolunu sıvadı.

"Diğer Daoists, kazancımı topluyorum. Başka bir bahis yapmak ister misiniz? Eminim bu çocuk Song Klanının bir sonraki damadı olacak. Ne diyorsun? Bahis oynamak, yoksa bahis mi? "

Yeni Yeşim Soul Kültivatörleri kışkırtmayı reddeden kendisini görmezden geldi ve bunun yerine bulut girdabında olup bitenler üzerine yoğunlaştılar. Meng Hao devasa ağacın yükselişine dikkatle baktılar.

Eksantrik Şarkı, birkaç kez daha eşlik etmeye devam etti, ancak diğerlerinin konuşmayı reddettiğini görünce, sadece Soul Fruits'ı bırakıp güldü. Bundan yıllar önce Meng Hao'ya yönelik kötü duygular tamamen tükendi.

"Bu Meng Hao çocuğu kötü değil," dedi Eksantrik Song, bulut girdapına bakarak. "Ai, eğer onun böyle olduğunu bilseydim, ondan yıllar önce Wu Dingqiu'ya karşı ona karşı bahse girerdim."

Bulut girdapında Wang Tengfei'nin gözleri kırmızıydı. Şimdi ağacın üstündeydi, yukarı çıktı. Bölgedeki ruhsal enerji ona karşı itti ve onu absorbe etmenin hiçbir yolu yoktu. Rüzgar kırbaçladı, ancak dikkat etmeden uyardı. Ağaçtan elini etmiş olsaydı, en alttan başlamak zorunda kaldığını biliyordu.